SEVGİLİ VELİM ÇOCUĞUM SANA EMANET
Çocuğumun sevgili ailesine!
Eğitim Öğretim maratonunun birinci döneminin sonuna gelmiş bulunmaktayız. Öncelikle bir dönem boyunca hiç üşenmeden her gün çocuklarımızı hazırlayıp bizlere gönderdiğiniz için hepinize çok teşekkür ederiz.
Biz öğretmenler sizin çocuğunuz demeyi pek bilmeyiz. Sizin çocuğunuz olduğu kadar, her öğrencimiz bizim de çocuğumuzdur. Çocuğa anne şefkatini hissettiren yegâne meslek de “Öğretmenlik Mesleğidir.” Bu nedenle biz çocuğunuz demek yerine, çocuğumuz demeyi daha çok önemsiyoruz.
Şimdi sizi biraz daha yorup, bu çocuklarımızı kısa süreliğine sizlere emanet ediyoruz. Sizleri biraz yoracak, biraz uğraştıracaklarını biliyoruz. Çoğu kez sizleri sinirlendireceklerini, hatta birçok işinize mani olacaklarını da. Biraz sabır göstermeniz halinde, onların da sizi anlayışa karşılayacaklarının garantisini de şimdiden veriyoruz. Lütfen bu kısa molayı en verimli şekilde değerlendirmek için gerekli özeni göstermeye gayret edelim. Unutmayalım ki bu tür molalar, doğru değerlendirildiğinde amacına ulaşır. Aksi halde çocuğumuzun zamanını çalmaktan öteye geçmeyecektir.
Bunun için öncelikle çocuklarımızı aldıkları notlar üzerinden lütfen değerlendirmeye almayınız. Notlar, çocuğumuzu daha yakından tanımak ve doğru şekilde yönlendirmek için sizlere sunulan sadece birer araçtan ibarettir. Notları ne olursa olsun bu durumu kabullenmeli ve bu kısa molada çocuğumuzu ikinci döneme daha hazır şekilde göndermeye gayret edelim.
Notlar ve karneler birer araçtır, ancak çocuğumuz bizim en değerli sermayemizdir. Sermayemizi araçlar uğruna tüketmemeli, içindeki cevheri hep beraber ortaya çıkarmak için gayret etmeliyiz. Çocuğumuzu sadece notlar üzerinden değerlendirmek, başkalarının çocuğu ile kıyaslamak onlara yapabileceğimiz en büyük kötülüktür. Çocuklarımızın ders notları kadar sağlam bir maneviyat iklimine ihtiyaç duyduklarını da unutmamalıyız.
Akademik başarı kadar merhamet duygularıyla donatılmış bir yürek de muhakkak elzemdir. Unutmayalım ki tek kanatlı kuş asla uçamayacaktır. Bu nedenle akademik notlarının yanında çocuğumuzun manevi yaşantısı da dikkate almaya değerdir.
Mesela hiç kitap okumadıysanız, çocuğumuza neden kitap okumuyorsun dememeliyiz. Ya da elinizde cep telefonu ile saatlerce vakit harcadıysanız, çocuğumuza elindeki tableti, önündeki bilgisayarı bırak dememeliyiz. Özetle söz söylemekten çok, davranışlarımızla onlara örnek olmaya çalışmalıyız.
Unutmayın ki “Dal, gövdesine göre şekil alır.”
Biz konumuza tekrar geri dönelim.
*İlk iki gün notlar ne olursa olsun sadece çocuğumuzun dinlenmesi için ona gerekli ortamı sağlayalım.
*Sonraki günler için ilk önce verilmemiş ise mutlaka sınıf/danışman öğretmeni ile görüşerek ders çalışma planı isteyelim. Bu durum ilkokul öğrencilerimiz için sınıf öğretmeninden, ortaokul ve lise için sınıf rehber öğretmeni, okul rehber öğretmeni ve diğer branş öğretmenleri olabilir.
*Hazırlanan çalışma programını çocuğumuzun ulaşabileceği en uygun yere asarak, belli periyotlarla beraber uygulamaya çalışalım.
*İlkokul öğrencilerimiz için günlük 30-40 dakika, ortaokul ve lise öğrencilerimiz için düzenli olarak her gün bir saat beraber kitap okumaya gayret edelim. Lütfen kendinizde okumaya gayret ediniz.
*Özellikle eksik yani notu düşük olan dersler üzerinde belli aralıklarla konu tekrarı ve akabinde test çözmesini sağlayalım. Bunu yaparken bizim metodumuz ile değil, öğretmenimizin tavsiye ettiği şekilde yapmaya çalışalım.
*Özellikle birinci sınıfa devam eden çocuklarımız için bol bol okuma, belli aralıklarla onlara kitap okuma etkinliğini yapmaya çalışalım. Mümkünse bazen onlar, bazen de biz okuduğumuz bölümleri sesli olarak anlatmaya çalışalım.
Bunun yanında;
*Fırsat buldukça çeşitli sosyal etkinliklere beraber katılmaya çalışalım.
*Ne kadar yoğun olursak olalım, eş, dost ve akraba ziyaretlerini beraber yapmaya çalışalım.
*Kesinlikle okul dönemindeki uyku düzeninden taviz vermeyelim. Tatil rahatlığı ile gecenin geç saatlerine kadar sosyal medya, internet ve çeşitli oyunlara dalarak geç uyumamaya gayret edelim.
*Aynı şekilde sabah tatil rahatlığı ile geç saatlere kadar uyuyarak çocuklarımızın okul için kurdukları düzeni bozmamaya gayret edelim.
*Park, açık alan, doğa yürüyüşleri gibi stresten uzak mekânlarda dinlenmelerini sağlayalım.
*Arkadaşları ile beraber vakit geçirmelerinin önünü açalım. Ama bunu yaparken kontrolü de elimizde tutmaya çalışalım.
*Evde yapabilecekleri küçük işler vererek iş bölümünün önemini vurgularken, sıkılmalarının önüne geçelim.
NOT: Yazının içeriğinde belli bölümlerde geçen siz velilerimize yönelik “Nükteli sözler” samimiyet kaynaklıdır. Anlayışınız için şimdiden teşekkür ederim
Dua ile…
Editör: Beşir Şavur