Selma İyileşecek mi?

KÖŞE YAZISI

Güneş batmaya doğru yol alırken ateşten bir tepsi gibi kızıl haliyle olacakları merak eder bir vaziyette batmakta direniyordu sanki… Selma kalktı banyoya girdi, elini yüzünü yıkadı sonra aynaya baktı umarsızca. Yüzündeki çizgiler daha da belirginleşmişti dünden bugüne… Aylardır evde oturuyordu,geçen yıl geçirdiği kazadan dolayı bir ayağı iyileşmemiş  kol değnekleriyle evin içinde dolaşabiliyordu ancak.

Haziran ayının serin bir sabahıydı yeni görev yerine başlayalı on beş gün olmuş ve ya olmamıştı, Selma büyük bir heyecanla erkenden uyanmış, saçlarını taramış, sevdiği en güzel kıyafetlerini giymişti, hızlı bir şekilde arabasını çalıştırıp işyerinin olduğu ilçeye doğru yol aldı. Oysa insanoğlu kendisini bekleyen şeylerden o kadar habersiz ki belki geleceği bilmek bazı anlarımızın ve sevinçlerimizin olmaması demektir çünkü Selma bir bilinmeze doğru yol almıştı. Kaderin ona hazırladığı tuzaktan habersizdi, hafızasında geçmiş zamanlardan yarım yamalak hatırladığı bir şarkıyı mırıldanıyordu. Selma ve  kaderin uğursuz tanrıçaları düelloya girmiş iki cengaver gibi mücadele ediyordu ama aradaki fark Selma nın bu düellodan bihaber olmasıydı. Yol uzadıkça uzuyordu, yolun uzaması Selma nın sabırsızlığını daha da  tetikliyordu. Beklenen an bir ışık hızıyla olup bitmişti. Planlanan bir felaketti bu .Viraja son sürat giren Selma virajı dönememişti arabası metrelerce uzağa uçmuştu. Zavallı Selma acıların tarif edilmezini yaşıyordu ama kim anlayabilirdi ki ondan başkası.

Hayat öyle ince dengeler üzerine kuruluydu ki ne zaman en büyük sevinci ve ya acıyı yaşayacağını bilemiyor insan.

Selma acılar içinde kıvranırken arkadan gelen sağlık ekibinin arabası kazayı ilk görenlerdi ve Selma ya ilk müdahaleyi onlar yaptı. Bu kadar uğursuzluk içinde Selma bunu bir şans olarak değerlendiriyor muydu belki de bunu düşünecek durumda değildi.

Bir sabah gözlerini açan Selma hastanede olduğunun farkında değildi.Sağ bacağı kırılmıştı sakat kalabilirdi.En iyi hastanelerde tedavisine devam edildi,Selma ümidini kaybetmedi, iyi olacağından emindi.      

Bir akşamüstü yine güneşin inadı tutmuştu. Selma hastanenin penceresinden  bahçedeki ceviz ağaçlarını seyrediyordu ve dudaklarında hala o şarkının son sözleri vardı.