Şehrin Çilesi: Bozuk Yollar ve Dökük Kaldırımlar
Sevgili okurlar,
Mardin'de yaşamak her geçen gün daha da zorlaşıyor. Yollarımız bozuk, kaldırımlarımız dökük, her yer toz duman içinde. Çevre yolu deseniz, yok. Daracık sokaklarda arabalar birbirine giriyor, yayalar ise adım atacak yer bulamıyor.
Her sabah işe ve okula gitmek tam bir işkence. Arabalar çukurlara düşüp çıkarken, biz de içlerinde sarsılıp duruyoruz. Kaldırımlar deseniz, yürümek mümkün değil. Yaşlılarımız, çocuklarımız, engellilerimiz bu durumda ne yapsın? Her adımda bir engel, her köşede bir tehlike.
Toz ve duman ise cabası. Soluduğumuz hava sağlığımızı tehdit ediyor. Astım, alerji, solunum yolu hastalıkları… Bu şehirde yaşamak sağlığımızı da tehlikeye atıyor.
Esnafımız da dertli. Bozuk yollar yüzünden müşteri kaybediyorlar. Kimse bu çileyi çekmek istemiyor. İşler durgun, kazançlar düşük. Yerel ekonomi bu durumdan olumsuz etkileniyor.
Peki, biz ne yapıyoruz? Tepkimizi dile getiriyoruz, yetkililere sesleniyoruz. Ama değişen bir şey yok. Tepkiler, dilekçeler, görüşmeler… Hepsi sonuçsuz kalıyor. Yetkililerden tek istediğimiz, yaşanabilir bir şehir. Bozuk yolların, dökük kaldırımların, toz dumanın olmadığı bir şehir.
Çözüm önerilerimiz de var. Altyapı yatırımları, çevre düzenlemeleri, daha geniş yollar… Bunlar yapılabilir, yeter ki isteyelim. Halk olarak sesimizi duyurmak zorundayız. Bu şehir bizim, burada biz yaşıyoruz. Daha iyi bir yaşamı hak ediyoruz.
Altyapı adına yapılan bu zulmü çekmek zorunda mıyız? Yok mu bunun hesabını soracak...