Seçim Ve Topraktaki Baloncuklar ...
Önceden Belirlenmiş Kurallar ...
Sendikaysanız tüzüğünüzdeki '' Anadille
eğitim '' maddesine takılır,bilinmeyen/bilinir yerlerden '' Gizlidir ''
ibareli mektuplar içinde emirler uçuşur;bakanlıkların harekete geçmesi
beklenir adeta bir muhtıra kıymetinde kural tanımaz antidemokratik
baskılar peşinizi bırakmaz;yaşam güvencenizle birlikte elinizde
silahınız sadece sendika yöneticisi ya da muhalif partili olmak yeter de
artar bile..
Mezar Soyguncularından Geriye Kalan
Mardin Özdeyişi
'' Rahmet li kefendiz bi.''
( Kefen hırsızına rahmet gelsin.)
Kürt Özdeyişi
Türkiye'de siyasi düşünce etrafında kümelenip
partiye dönüştürerek,eşit koşullarda yarışmak hiç bir zaman mümkün
olamamıştır.
Eşit koşullar daha işin başında parti tüzüğünün
oluşturulmaya başlandığı andan itibaren tek taraflı bozulmaya başlar ve
aleyhinize fişlenerek devam eder.
Seçimlere gidilirken tıpkı diğer hükümetler gibi
adil ve eşit olmayan,haksız rekabette seçim kazanıp bir türlü iktidar
olamayan/olmuş gibi davranıp sorunların çözümünü başkalarına havale
ederek;dokuz yıldır eşitsizlik dağıtıp,hazineden onlarca trilyonlarla
seçime start verip '' Parti olup %10 barajını aşmadan
yararlanamazsınız.'' diyen,mütesensil adaletsizliklerle ''eşit olmayan
bir seçime'' sabırla tanıklık edeceğiz sizlerle daralmadan.
Parti kurmakla siyasi hayatınız,kuralları önceden
belirlenmiş anayasaların hükmü ve dayatması karşısında '' Askeri
Anayasalar '' demeye gerek kalmadan bu konumlara dünden hazır partilerin
'' Benden sonrası tufan!.. '' ya da '' eşşeHli '' ( Bana ne? )
dercesine,'Hazineden trilyonları bir an önce alalım.' hazırlıkları göz
boyama/parlatıp vitrine koymaya ve adına '' Demokratik Seçim '' demeye,
kimse olanlar karşısında/gelen-giden cenazeler/gözü yaşlı analardan
utanıp çözüm aramayacak mı,hatırı sayılır güvenceye seçim öncesi '
Durumu idare etmek ' için değil seçim sonrası gerçekçi çözümü bayramlara
/ festivallere dönüştürecek iktidarları bulamayacak mıyız, '' Kürt
Sorunu '' na suskun / puskun mu kalınacak ?
Hangi partiden olursak olalım / olmaya çalışırken
de yirmi beş-otuz yıldır neler yaşadığımızı / yaşananları gayet sakin ve
dürüstçe başımızı eğmeden düşünüp,Mardin'e özgü değerlerle hakkını
vermek için hafızamızı yokladığımızda :
'' Billeyl inşelliH meytin / U-bınhar,nıbz'a min bakabiK il-carra.''
( Gece mezarlık soyarken / Gündüz,toprak testideki baloncuklardan korkarız. )
Belli ki ilk okuyuşta,Mardin'e özgü yüklenen anlamla problem varmış gibi ' acaba?'
dedirtecek,onur kırıcı ya da aşağlayıcı anlamlar varsayıp; hakketmediğiniz halde ''boşuna'' üzülebilirsiniz de..
Bu tür özdeyişlerin yerelimizin diğer dillerinde
de çok az nüanslarla hedef kişi ya da toplumsal anlamda ' seçkin sınıf '
lara mesaj olarak algılanması ve yolsuzlukların had safhaya
geldiğinde '' Yikeffi eği-yikfe,haram valla! '' (Yetti
kardeşim,yeter,helal değil Allah'ıma )dedirtecek boyutlara geldiğinde
duyar,anlamaya çalışırdık mezar soyguncularının ne olduğunu.
Bu konuda Mardin'de 1950-1960'lı yıllarda birkaç
mezar soygunu duyulmuş ama bu sadece dedikodu olmaktan öteye gitmediği
gibi koca Mardin'de sadece bir kişinin adı anılır olmuş,onu da
hatırlayanlardan tek ricam yorumlarında adını yazmamaları !..
Kürt Halkı,Süryani ve Arap halklarımız bu
yerellerde gökkuşağının renklerini tamamlayan coğrafyanın
yapıtaşlarından olup;geçmişte yaşananlardan ve birçok
ülkedeki seyir,doğru yönde yol alırken,kulvarlarından çıkarılmaya
çalışılıp karşı-karşıya getirilince;birbirini imhaya (yok etmeye,ortadan
kaldırmaya) kadar oluşan karelere/resimlere yasallık
(meşruiyet) kazandırıp adeta alkış tutulmaktadır.
Ortak sorunlarımızın farklı değerlerinin şartları
içinde,Arap Süryani Halklarının mezar soyguncularına gösterdiği tepki
her ne ise Kürt Halkımızın da anadiliyle ifade edilen tepkileri de odur.
Halklarımızdan kalan bu miras ve değerlerde mezar
soyguncusu aslında övülmüyor bir nüans farkı/bir espiri ile kendi gibi
mezar soyguncusu olan babasından daha gaddar olduğunun mesajını çok açık
bir şekilde verdiğini anlıyor ve değerlendirebiliyoruz.
Arap kültürünün espirisinde ise toprak testinin
(carra,ki'rrez) su doldurulurken hava kabarcıklarıyla oluşan
baloncuklarından bile hırsızların/talancı- soyguncuların nelerden korktuklarını anlamakta zorluk çekmeyiz.
Havalar ısınıp özellikle ilkbaharlarda yere düşen
yağmur damlasına sıkışan subuharının oluşturduğu baloncuk (bakabiK)ların
ardı sıra patlarken çıkardıkları sesten bile soyguncuların nasıl
korktuklarını ifade etmeye; tıpkı '' Arap Baharı '' nın getirdiği
sağanaklarda ıslanan despotlara ''Tahrir '' de meydan okuyan
gökkuşağının renkleri gibi yanyana/dimdik direnen halkların,dünün mezar
hırsızlarına bugünün despotlarına çıkardıkları birer aparküt olmadı mı
?
Elindeki ' fener ' le adaleti dağıtıyor gibi görünenler Mardin'deki rahmetli ' Cevdo ' yu bile ikna edememişlerdi.
Bizlere kalan mirasın/değerlerin tarfımdan yapılan
yorumları elbette mutlak ya da tartışılmaz değildir;bu
konudaki yapılacak her yorumun ayrıca bir değeri olacaktır.