diorex

Seçim ve Kürtler!..

Seçim ve Kürtler!..

Bir seçim daha kapımıza gelip dayanmaktadır. Demokrasi kültürünün önemli bir ayağı olan seçim, toplumda birilerini hiç ilgilendirmediği gibi bazılarını az ilgilendirmekte bazılarını ise çok ilgilendirmektedir hiç kuşkusuz. Örneğin milletvekili olmak isteyenler için seçim bir hayli önemlidir hatta ona yakın duran insanlar için bile farklı bir önem arzetmektedir. Yaşadığım ve bildiğim kadarıyla her seçim Kürtler için de oldukça ilgi çekici hale gelmiş veya gelmektedir. Son yıllarda HEP’ten BDP’ye kadar ki süreçte siyaset yapan aktörler, her seçimin Kürtler için bir referandum gibi geçeceğini ileri sürdüler; öyle anlaşılıyor ki bu iddialarını bu defa da dillendirecekler.

Hiç kuşku yok ki bu seçimin en önemli oy potansiyeli yine Kürt oyları olacaktır. Kürtlerin oyları bölgede son seçimlerde etkin olan iktidar partisi AK Parti ile BDP (Barış ve Demokrasi Partisi) arasında paylaşılmaktadır. Bir anlamda AK Parti Kürt oyları üzerinde etkinliğini sürdürmek için Demokratik Açılım Projesine dayandıracaktır seçim söylemini. BDP ise dünden bugüne hükümetin Kürtlere karşı uyguladığı siyasi-askeri uygulamalarına dayandıracaktır seçim propagandasını. CHP de yaptığı Van Çıkarması ile bu pastaya ortak olmak istediği/isteyeceği açık, çok zayıf bir girişim olsa bile.

Hal böyle olunca seçim için yapılacak olan propaganda sürecinin çok sıcak geçeceği tahmin etmek kahin olmaya gerek yok. Bu noktadan bakıldığında seçimin öncesinin ve de sonrasının birçok şeye gebe olduğunu ileri sürebiliriz. Daha şimdiden hükümet kaynakları sivil bir anayasanın seçim sonrasında kesin olarak hazırlanacağını belirtiyorlar. Böyle bir anayasa çerçevesine farklı dil ve kültürlerin korunması ve geliştirilmesinin önündeki engellerin kaldırılması şüphesiz böyle bir gelişme, beraberinde demokratik bir ortamı yaratacaktır. Bu ortama gidecek olan yolda Kürt siyaset aktörlerinin, sanatçılarının ve aydınlarının rolü çok önemlidir. Bu rollerini oynamaları gerektiği açıktır.

Kürtler politikacılarına, sanatçı ve aydınlarına sahip çıkmalı

Yıllardır yurt dışında siyasi mülteci olarak yaşamını sürdüren PSK Lideri Kemal Burkay’ın ‘seçimden sonra Türkiye’ye dönebilirim’ şeklinde basında çıkan beyanatı oluşabilecek demokratik ortamın habercisi olarak yorumlamak mümkündür. Yine Kürt Halkının evrensel bazdaki sanatçısı olan Şıvan Pewer’in dönmek istemesi veya olası dönüşü Kürt demokrasi mücadelesinin geldiği aşama açısından çok önemlidir. Kürtler bu tür gelişmeleri kazanım olarak değerlendirmeli. 1975-80’li yıllarda sazıyla-sözüyle Kürtlerde milli benliğin gelişmesine neden olduğu için Şıvan Perwer yurt dışına çıkmak zorunda kaldı. Ama bu kez halkı verdiği demokrasi mücadelesiyle 35 yıl sonra onu doğup büyüdüğü topraklara dönmesine neden olacağa benzer, bir anlamda Şıvan Perwer Kürt halkı nezdinde ektiğini biçecek gibi. Kürt yazar Muhsin Kızılkaya diyor ki ‘Herkesin bir Şıvan’ı vardır, herkes Şıvan’nını yazsın’ doğrudur, o dönemde milli benliği uyanan her Kürdün bir Şıvan’ı vardı ve her Kürt Şıvan’nı sevdi. Benim de bir Şıvan’ım oldu ve duruşunda hep O, Şıvan olarak kalacaktır. Seçime giden yolda demokrasi kültürü ve siyasi olgunluk çok önemlidir, hele söz konusu Kürtler olunca. Küçük hesaplar peşinde olmamak lazım. Yukarıda da belirttiğim gibi adı geçen şahsiyetlerin doğup büyüdüğü topraklara dönmeleri demokratik mücadelenin siyasi kazanımları olarak nitelemek gerekir. Kuşkusuz bunların dışında da yasaklı Kürt siyasetçi, yazar ve sanatçılar vardır. Bunların hepsinin dönebilme hakları vardır. Siyasi görüş farkı olmaksızın yurtlarını terk etmek zorunda kaldılar; siyasi görüşleri ne olursa olsun doğduğu topraklara geri dönebilme hakkına sahiptirler. Bunun aksine olan bütün yaklaşımlar demokrasi ve barışa giden yolda Kürt halkına bir yarar sağlamayacaktır. Böylesi yaklaşımlar Kürtleri gerileteceği gibi Türkiye’nin demokratikleşmesine de bir faydası olmayacaktır. Ben bu seçimin Kürtlerin olası bir sivil anayasada nasıl daha güçlü bir şekilde yer alması noktasında yoğunlaşmaları gerektiği kanaatini taşıyorum. Bu seçimin Kürtler için bir demokrasi ve hoşgörü sınavı olması gerektiğini düşünüyorum ve tam bu noktada bütün demokratik çevrelerin dikkatlerinin Kürt siyasi aktörleri üzerinde olacağını ön kestiriyorum. Demokratik bir Türkiye’nin oluşmasında rol sahibi olmak isteyen Kürt siyasetçileri A veya B görüşü farkı gözetilmeden olabilecek bir seçim listesinde yer almalı. Hoşgörülü bir Kürt siyasetiyle daha Demokratik bir Türkiye, daha geniş bir özgürlükler alanı dilekleriyle… Sinema notu: Sevgili Mardinli ve Kızıltepeli Sinemaseverler, 4 Mart’ta tüm sinemalarda gösterime girecek olan Ünlü Yazar Orhan Kemal’in aynı adlı eserinden uyarlanmış 72.Koğuş filmini hep beraber Kızıltepe Onur Sineması’nda izlemeye ne dersiniz? Tabii ki yanıtımız ‘evet’tir. O halde 4 Mart’ı kulaklarımıza küpe edelim unutmamak için. Tabii ki filmin başrolleri Hülya Avşar, Yavuz Bingöl, Kerem Alışık ve Songül Öden oynuyor.

Yorumlar

Image
Brusk BRUSKA
10.03.2011 / 16:20

Herhalde Onur Sinemasıyla bir bağın var Fereç Bey yoksa her yazının arkasına reklamını yapmazdın. Bu arada yazının içeriği ile ilgili şunu söyleyebilirim. <br>Kürt sanat ve ileri gelenlerinin dönmelerini bende önemsiyorum. ancak zamanlama konusuna dikkat etmeliler. <br>Sineme Konusunda şaka yapıyordum. <br>Bir şehirde Tiyatro ve sinemeyı yaşatmak her aydının görevi olmalıdır.:)

Image
mizgin
03.03.2011 / 21:47

72.koğuş fliminde bence hülya avşarın oynatılması kötü bir şey.<br>daha kaliteli bir oyuncu bulunabilirdi.<br>şivan'a gelince kendisi artık bölgede Abdullah öcalan'a rakip olabilecek tek kürt lider

Image
elçi
01.03.2011 / 21:37

şivan pervere yapılan büyük ayıptı. bu ayıpta ısrarcı olmamak kürt kavminin hayrınadır

Image
mervan
01.03.2011 / 21:35

Değerli yazar arkadaşımın harika seçim analizlerine sahip olduğunu gördüm.Mehmet metinerin Kardeşi veya akrabası mı çok merak ettim.Mehmet Metiner ağabeyime çok benziyor.Göürşleri metiner ile aynı bulvarda buluşuyor.Mardin şanslı böylesine yazarlar çizerler var ise sevindiricidir.Yazar ağabeyim yazılarını beğendim okuyucunuz olacağım.

Yorum Yaz