Seçim kampanyaları tarihi: Yeter söz milletin mi?
Aslında yazı dizisini 14 mayısa kadar tamamlamayı düşünüyordum ancak seçim dönemindeki yoğunluğumdan dolayı yazıyı tamamlamak bugünlere nasip oldu. Neyse ki Millet iradesi de önümüze bir seçim daha getirdi.
Nihayet sağlam bir şekilde çok partili sisteme geçilebilmişti. Yeni parti alternatif demekti, yeni bir umut demekti, yöneliş demekti. CHP her ihtimalde oyunun azalacağının farkındaydı dolayısıyla işi sağlama almak durumundaydı, DP ise heyecanlıydı umutları boşa çıkarmak istemiyordu onlarda işe sımsıkı sarıldı. 1946-1960 yılları arasında çoğunluk sistemi ile seçime gidildi. Bir bölgede en çok oyu alan parti o bölgede tek başına bütün milletvekillerini elde etmiş oluyordu. Bu sebeple yerel ölçekte propaganda çok önem arz ediyordu. Çok partili dönemin ilk seçimi normalde 1947 yılında yapılacaktı ancak CHP seçimi erkene aldı. Teşkilatlanmasını tam olarak tamamlayamayan DP seçime hazırlıksız yakalandı dolayısıyla bu dönemde çok güçlü bir iletişim gerçekleşemedi.
1950 yılında 5 ay içerisinde yerel ve genel seçimler yapıldı. Seçim kampanyaları bu seçimlerde önceki dönemlere göre son derece zengindi.
Seçim süreci özellikle DP açısından çok zengin geçti. Demokrat partinin hazırladığı afişler seçim propagandasın en somut örneklerindi. Bir afiş vardı ki üzerinden 70 yıl geçmesine rağmen halen popülaritesi korumaktadır. Siyah zemin üzerine sağ el ile dur işaretini içeren görselin üzerine ‘’Yeter Söz Milletindir’’ yazılmıştı. Bu afiş günümüze ulaşan ilk siyasi propaganda içeren afiştir. Afiş, hem tek parti dönemine olan tepkiyi hem de demokrasinin ne olduğunu özetler nitelikteydi.
Bu seçim de kitle iletişim araçları da daha etkin kullanılmıştır. Okur yazar oranın % otuzlarda olduğu bir toplumda radyonun önemi daha da çok artırıyordu.
DP tüm bunlara ek olarak mitingler ve çeşitli toplantılar düzenleyerek seçim kampanyasını oldukça zenginleştirdi Menderes ve Bayar, partinin programını herkesin anlayabileceği son derece sade bir dille anlatıyorlardı.
Tüm bunlar seçime katılım oranının %53 seviyelerine gelmesinde önemli rol oynadı. Seçim DP’nin zaferi ile sonuçlandı millet intikamını aldı. Seçim siteminden kaynaklı olarak Oyların % 55’ini alan DP meclis dağılımda %85 pay aldı. Birkaç sene chp’nin getirdiği sistem DP’ye yaramıştı…
Birkaç ay önce ‘’Değişmeyen Tek Şey Nedir’’ başlıklı yazımda partilerin ve isimlerinin değişmesine rağmen Türkiye’de siyasi anlayışın değişmemesinde bahsetmiştim. 1954 seçimlerinde kimlerin ne olduğunun belli olduğu Türkiye’de siyasetin nasıl şekilleneceği belirmişti aslında, demokratlık sadece isimde kalmıştı.
DP eleştirdiği CHP gibi davranmaya başladı. DP Güzel hizmetler yapmanın yanında bütün enerjisini bu yolda harcamadı hizmetlerine ek olarak muhalefeti engellemeyi ihmal etmedi. Önce CHP’nin mallarına el koydu sonra Millet partisini kapattı, basını susturmaya başladı.
1954 yılındaki seçimde bu kez de DP iktidar olmanın avantajını kullandı. DP genel olarak 4 yıl boyunca yaptığı hizmetlerden bahsetti. CHP o yıllarda yine demokrasi, yeni anayasa bağımsız yargı vaatlerinde bulunuyordu. Bir de her zaman ki gibi en önemli propagandası CHP’nin Atatürk’ün mirası olmasına vurgulamak oldu. DP bu durumla namaz niyazla alakası olmasa bile dine sarılarak mücadele etmeye çalıştı. İşçiye grev hakkının verilmesiyle ilk vaat yine bu seçimde CHP tarafından dile getirildi. Propagandada ahlaksızlık ilk bu seçimlerde göze çarptı. CHP’li bir ismin müstehcen fotoğrafları halka dağıtıldı yanında bir kadın vardı, CHP montaj olduğunu ve kadının DP’li bir ismin eşi olduğunu söyledi. CHP’li isim için papaz olduğu Hristiyan olduğu, abdestsiz namaz kıldığı, sünnetsiz olduğuyla ilgili söylemler de geliştirildi.
Teknik konularda da gelişim sağlanıyordu, artık miting meydanları daha işlevsel hale geldi. Afişlerde vaatlerin yanında mizah ve rakibi hiciv göze çarpıyordu. O günlerde bugünküne benzer tartışmalar oluyordu. DP propaganda yaparken yıllar önce CHP’nin yaptığı gibi devlet imkanlarını kullanıyordu. Bugünlere bezer bir şeyde DP’nin eski dönemine tezat bir şekilde Türklük vurgusunu çok kullanmasıydı. Makarna-kömür dağıtma furyasının temelleri de bu dönemde atılmıştı DP, eşya piyangosu bastırarak oy toplamaya çalıştı. DP, bugüne kadar kullanılmayan bir propaganda yöntemini daha kullanmaya başladı; Yurdumuz Bir Hazinedir adlı sinema filmi ile milleti ikna etmeye çalıştı.
1954 seçimlerini de DP kazandı. Seçim sistemi gereği yine oy oranları ve milletvekilleri dağılımı arasında ciddi bir fark vardı.
1957 seçimlerinde seçim öncesi İnönü’nün girişimleriyle DP-CHP arsında ılımlaşma süreci yaşandı seçim döneminin daha renkli ve demokratik geçmesi adına bu çok önemliydi. Fakat sonraki gelişmelerle süreç son buldu. DP, adına yakışacak şekilde demokratlığını gözler önüne seriyordu. Toplantı gösteri ve yürüyüşler ok önemli bir propaganda yöntemiydi DP, muhalefetin bunları yapmasına yönelik yasa çıkardı. 1954 seçimlerin hemen ardından çıkardığı yasa ile radyo aracılığıyla siyasal propaganda yapılmasını yasakladı ancak hükümetin icraatlarını anlatmasında bir engel yoktu. Yani radyo muhalefete yasak, iktidara serbestti…
1957 seçimlerini de DP kazandı yine önceki seçimler gibi seçim sisteminden kaynaklı ciddi bir adaletsizlik vardı. Çok partili siyasal yaşamın ilk dönemleri beklenin aksine kötü geçti. Rejim için hayati önem taşıyan alternatif partiler kurulmuştu kurulmasına ama yeni iktidar partisi DP’de kendi saltanatını kurmuştu. Hatta 1957 seçimleri öncesi ve sonrasında rejim tartışmaları yapılmıştı. Yeter söz milletindir diyenler doğru demişti. Sandıkta milletin dediği olmuştu fakat, yönetimde milletin değil seçkinlerin dediği olmuştu. Asıl ilginç olan demokrasiyle alakası olmayan DP’nin bugün halen demokrat olarak bilinmesidir…
DEVAM EDECEK!
Editör: Kadir Üründü