Sahne bitti, çekilebilirsin Usame!

Arap coğrafyasında isyanlar sürerken ABD liderliğindeki Batılı güçler çok önemli iki operasyona imza attılar.

Libya’da düzenlenen ilk operasyon fazla bir reaksiyon oluşturmadı dünya kamuoyunda.

Diktatör Kaddafi’nin oğlu ve üç torunu NATO bombardımanında hayatlarını kaybettiler.

Görülüyor ki ABD, rejimlerin tepe noktalarını hedef alıyor artık.

ABD artık bölgede diktatörlüklere biçtiği ömrün sonuna gelindiğini gördüğü için ve de kendisinden başka diktatör istemediği için, sırayla Ortadoğu coğrafyasındaki despotların kalemini kırmış durumda.

Yıllardır baskı ve zulüm altında yaşayan halkların ayaklanması da ABD’ye istediği fırsatı verdi.

Diktatörler direnirse bile zorla alaşağı ediyor, etmeye çalışıyor.

Asıl ses getiren operasyon ise Pakistan’da yapıldı.

El Kaide örgütünün lideri Usame bin Ladin, bizzat ABD Başkanının açıkladığı bir operasyonla öldürüldü.

1980’li yıllarda CIA tarafından beslenip büyütülen ve sonra yine CIA’nin başrolünü yazmış olduğu bir filmle “kötü çocuk” rolünü kapan bir aktör Usame bin Ladin.

Ölümüne sevindiğimi söyleyemem.

Ama üzüldüğümü de söyleyemem.

Kendisine biçilen rolü oynadı ve sahnesi bitince oyun dışına çıkarıldı.

Tıpkı Saddam gibi.

Operasyonun zamanlaması da dikkate değer.

İç kamuoyunda sürekli prestij kaybeden Obama, 2012’de zorlu bir seçim sürecine hazırlanıyor.

Tam da bu dönemde bu operasyonun yapılması tesadüf mü sizce?

Tıpkı 1999 seçimleri arefesinde Öcalan'ın Türkiye'ye teslim edilmesi Ecevit'i nasıl Başbakan yaptıysa, Ladin'in öldürülmesi de ABD seçimleri öncesinde Obama'ya seçim kazandıracak bir hamledir. 

ABD şimdilerde yeni oyuncuları sahneye sürme hazırlığında.

Usame bin Ladin’den sonra el Kaide dağılır diye düşünenler ise bir süre daha beklemek zorunda.

Her ne kadar CIA tarafından kurdurulduğu artık herkesçe bilinen bir örgüt bile olsa, zamanla ABD’nin başını çektiği Batı bloğuna karşı bir tepkinin adresi haline de geldi, böyle bir özelliği de var.

Aslında ABD şunu anlamak zorunda.

İslam coğrafyasına yönelik politikaları değişmediği sürece, kayıtsız şartsız İsrail’i desteklediği sürece, yolsuzluk ve zulüm saltanatını sürdüren despot yönetimleri desteklediği sürece İslam coğrafyasında kendilerine yönelik öfke hiçbir zaman bitmeyecektir.

Aslında ABD de bu öfkenin bitmesini istemiyor, çünkü adil davranırsa, “demokrasi kahramanlığı” yapmasına gerek kalmayacak, bölgede kendisine "ihtiyaç" duyulmayacaktır.

İşte bu yüzden ABD bu senaryoyu uygulamaya devam edecektir.

Bu senaryoda sadece aktörlerin adı ve oyunun şekli değişiyor.

Ama sahnelenen oyun özü itibariyle hep aynı kalıyor.