diorex
ARTUKBEY

Sağlıkta Terör Olamaz mı?

Sağlıkta Terör Olamaz mı?

 

      Başlığı okuyunca bu kadarı da olmaz diye mırıldanan Değerli okuyucularımızı duyar gibiyim. Öncelikle fedakarca çalışarak cankurtaran, şifa dağıtan herkesi tenzih eder, görevlerini olması gerektiği gibi, dürüstçe ve azimle yapan herkesi de tebrik ederim. 

       Konuya girmeden önce wikipediadan terör ya da terörizm'in tanımına bakalım; Sözlüğe göre terör, siyasal, dinsel ve/veya ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla sivillere; resmi, yerel ve genel yönetimlere yönelik baskı, yıldırma ve her türlü şiddet içeren yolun kullanımını ifade eden terim. Bu tanıma göre ekonomik hedefe ulaşmak için sivillere karşı baskı da terör kapsamına girdiğine göre; Şifa dağıtım merkezi olması gereken Hastanelerimizde görev yapıp paraya tapanların, şahsi menfaat öncelenerek keyfi uygulamaları ve ihmali de bu kapsama girmez mi?

     Özellikle ihtiyaç yada şifa etkisinden önce firma ile olan ilişkilerinden dolayı öncelik verilen ve reçeteye yazılan ilaç vurgunu terör kapsamına girmez mi?    Yavrularımızın daha ilk günden ağır antibiyotik ilaçlarla yaşama direnci aşılanması ne ile izah edilebilir? Sağlık bakanımız daha yeni ses vermeye başladı, uygulamada yansımasını bekliyoruz.

     Yaşlılarımızın denek olarak kullanılarak kapıdan kapıya dolaştırılması, oturduğu yerden rahatını bozmayanların ihmal edip bekletmesi, üstüne hasta ve yakınlarının kaba davranışlarla azarlanması sağlıkta terör değil de ne?

     Doğumda 5 kuruş fazladan alayım diye sezaryen da ısrar edilmesi terörden beter değil mi?   Alamadığımız sağlık hizmeti için devlete şişkin faturaların kesilmesi, bazı idarecilerin de azıcık döner payı için yolsuzlukları görmezden gelmesi örgütlü terör değil mi?

     Yaşatılan trajedilerden payımıza düşen; Rahmetli babamıza hastane de uygulanan muameleyi objektif olarak yazıyorum terör mü değil mi kararı siz verin. Kaderi olsa da, 10 gün yoğun bakım rezaleti içinde yaşam mücadelesi vereceğine evde aile ile birlikte, namazında, okunarak daha hayırlı bir yolculuktan mahrum ettikleri için haklarımızı helal etmiyoruz sebep olanlardan. Sağlık çalışanları hata ve ihmal ile ne canların erken yolcu edildiğine şahitler.

      12 Aralık ta halsizlik tan dolayı cami yolunda yere yığılarak kolu incinen babamız Hastaneye gidelim ısrarımıza hayır bir şeyim yok dediğinden gidemedik. 13 Aralıkta evde abdest almaya giderken yürüme güçlüğü çektiğinden gene düşünce hastaneye götürdüm. Acil de saat 15:00 civarı Dr neyi var deyip önce forma kronik hastalığının olmadığını, sürekli ilaç kullanmadığını vb bilgileri yazdırdım. Ardından halsizlik ve yürüme güçlüğü çektiğinden düştüğünü söyledim. Doktor baktı kolunda zedelenme olduğunu görünce hemen film çekin dedi. Filime baktı kırık yok kas zedelenmesi dedi. Krem ve Ağrı kesici hap yazdı. İğne yazdı. İğneyi yapacak hemşire hazırlayıp elinde geldi sırt üstü yatır deyip gitti. Yaşlı ve kıvranan bir insanı tek başıma hazır hale getirince baktım hemşire başkaları ile ilgileniyor. 5 dakika o halde sırtüstü bekletti. Doktora ısrarla düşmeye sebep olan, ayakta duramamasının ve halsizliğin nedeni in araştırılmasını belirtmeme rağmen yaşlılıktan diyerek baştan savıp gönderdi. Kan tahliline bile gerek görmedi. Eve getirip yatırdık. İyileşmek yerine Günler gittikçe hareketleri ağırlaştı, yürümeden hareketten kesildi. Nefes alması da zorlaştı.

       22 Aralık Akşam 112 arayarak eve ekip talep ettim. Gelen sağlık ekibi nabız, şeker, tansiyon ölçümlerini yaparak değerlerin normal olduğunu yapılacak başka bir şey olmadığını söyledi. Bu kadar hareketsizliğin normal olmadığını tedaviye ihtiyaç olduğunu istedim. Acile götürmeleri durumunda yaşlı ve bitkin olan hastanın daha da zorlanacağını bir şey veremeyeceklerini açıkladı. Rahatlatıcı, güçlendirici ilaç, serum gibi mutlaka bir yolu olması gerektiğini ısrar etmeme karşılık bayan sağlık memuru alay ederek, sanki yasadışı doping istemişim gibi bir eda ile öyle ilacın daha üretilmediğini serumun su olduğunu evde ona bol su ve gıda ile besleyerek daha iyi bakacağımızı, illaki doktor istesek de yarın mesai de dahiliye uzmanına götürmemizi önerdi. Zaten doktor eline düşmenin cefalarını tahmin deden akrabalar,  bu gerekçe ile yapacak bir şeyin olmadığını sağlıkçıların dilinden aktararak evde haline bırakmamıza sebep oldular.

       24 Aralık öğleden sonra Dilinin de ağırlaşması ile konuşmadan ve yeme içmeden de kesildi. Ardından öksürük ve balgam yüzünden nefes alması zorlaşınca tekrar sağlık ekibi isteyerek Acile götürdük. Saat 18 civarı Acile ulaştık. En uzak köşeye alındı. Dr hastaya hiç bakıp görmeden beni danışma masasına çağırdı neyi var dedi kronik hastalık ve sürekli ilaç yok dedim. Genel halsizlik ve önceki gelişimizi söyledim. Reçete yazıp gönderdi. Hemşireye verdim; Kan almaya çalıştıysa da kan akışı ağırlaştığından zorladı. Sonunda elinden düştü. 19.54 de yeni bar kot aldım, yeniden zorlayarak kanı alabildi. Bu arada hasta nefes zorluğu çektiğinden ilk ulaştığında ağzına nefes verilmeye çalışıldı fakat boğazda ağır balgam olduğundan ters etki yaparak daha da zorladı. Kendi imkanlarımızla balgamı çekmeye çalıştık. Zorlandıkça tansiyonu yükseldi, nabzı azaldı, iyice komaya sokularak ölüme zorlandı.  Dr gelmedikçe, tekrar tekrar gittim gene reçete yazdı, hemşireye verdim. Hemşire şaşkınlıkla dr gelmesi lazım çağır dedi. Çağırdım git geleceğim dedi. Hemşire en sonunda bize dedi tansiyon yüksek, düşürmek için dr hap yazmış ancak hap alacak durumda olduğunu görmeden yazmış başka bir şekilde tansiyon düşürücü müdahale lazım dedi. Bu arada kalp şeridi alındı. Gene gidip söyleyince çaktırmadan biliyorum kan sonucu çıksın beraber bakacağım dedi. Kan sonucu alıp gittim bu defa kalp şeridi çıksın dedi. kalp şeridi de alıp götürdüm bu defa tomografi yazdı. Oda çıksın. O arada hocam lütfen görün müdahale edin, balgamın çare bulun dedim. Kan oksijen oranı düşmüş oksijen veriliyor,  Kanama olabilir ondan tomografi de çıksın sonuca göre müdahale edebiliriz dedi. Tomografi de çıktı 20:35 te bu defa Mr çekimi için 21:15 e randevu yazdı. 20:15’te  Mr için hastayı alt kata götürüp kapıda beklerken Mr çekecek olan görevli bu şekilde sırt üstü yatırmanın riskli olduğunu, çekemeyeceğini söyledi. Acili arayarak personel istedi gelen personel nabız aldıktan sonra çekilecek durumda olmadığını açıkladı. Acil deki bekleme yerine geri götürdük.

    Geri dönerken 22:00’ ye yakın Doktor bey ve beraberinde bayan uzman ile birlikte hastamıza yaklaşıp gördüler. Dr uzmana düştüğünü söyledi. Uzman dr dokunup seslendi tepki alamayınca yapacak bir şey yok diyerek bize bir açıklama yapmadan ayrıldılar. Arkalarından gittik şehir dışı sevk için 112 den bilgi istendiğini gördük. Ardından acil operasyon odasına aldılar. Beyin cerrahı Dr da gelip baktı beyinle ilgili korkulan bir şey olmadığını açıkladı. Kocaman hastane ve uzmanlar balgam tıkanıklığı karşısında çaresiz idiler Bir an önce başlarından savmak için 112 den müsait yer bilgisi bekliyorlardı.

     Dost ve akrabalarımız hastaneye akın etti. Ne olup bittiğini çoğu bilmiyordu rica edip dışarıdaki salona aldık. Ancak defalarca dr ve hasta arasındaki mesafeyi koşuşturduğumu ve doktorun ısrarla saatler geçmesine rağmen hastaya yaklaşmamasına sinirlenenler oldu. Hatta eniştem doktorun yanına gelip ‘’farz etki hastamız babandır ona göre davran’’ dedi.

Dostlar görüşmelerde bulunduktan sonra Doktorların 4 saat sonra hastayı görme zahmetinde bulunması, daha acısı hastanede mesaide olmalarına rağmen. Saatlerce odalarından çıkmayan uzmanların üstten gelen ricalardan sonra gidip gelirken kendi kendilerine konuşarak ‘’aramayan kalmadı’’ yakınmaları ile çok rahatsız oldukları aşikârdı. Utanmadan ‘geldiğinizden haberimiz vardı, baştan beri izliyoruz’’ açıklaması ile suçlarını örtbas etmeye çalıştılar. Sevkten başka yapacak bir şey olmadığını ısrarla bizi gönderme taraftarı idiler. Hiçbir organının da hastalık ve sıkıntı olmadığını açıklayan doktorların ifadesi ile kan oksijen değeri düşmesi sonucu kan akışı ağırlaşan değerli babamızı, Devletin hastanesinde mesaide olan uzman doktorların rahatlarını bozmayıp ilgilenmemeleri sonucu ağır komaya girmesine sebep oldular. Vicdanlarını rahatlatmak için olsa dışarı atmak istediler. Önce yer yok dediler, dostların araya girmesi ve araştırılması sonucunda yer olduğu görüldü. Yoğun bakıma alındı. Ardından Nöroloji dr yok bahanesi ile de Yoğun bakım ünitesinden dışarı göndermekte ısrar ettiler. Yoğun bakımdaki görevliler de sorumluluk almaya yanaşmadılar. 1 gece kalsın ısrarımız sonucu 1 doktor ilgilenmeyi kabul etti.

      Acile gelen yaşlı hastayı, görmeden, dokunmadan, izlemeden uzaktan klasik reçeteler yazarak yönlendirdiği hemşire bile, şaşkınlığını gizleyemedi. Hafif ayakta tedavilerle  oyalanarak ağır hastayı, Komalık yapma hatasının örtbas edilmesi içinde daha da acımasızca bahanelere sığınırken Daha ağır hatalar ettiğinin fakında değil mi idi?  Hap alamayacak hastaya hap yazma ve MR çekilemeyecek durumda olmasını görmeden saatlerce bekletmesi ve MR gidip gelme esnasında ekstra sarsılarak daha da zarar görmesine sebep olması,  sonucun da hatasını, hastanın canına mal ederek kapatması, nöbet saatinde odalarına kapanarak hizmet vermeyen uzmanların çalışma anlayışı ne ile izah edilebilir?

Sağlıklı, Huzurlu günler dilerim. Allah'a emanet olunuz.

KÖŞE YAZIMIZLA İLGİLİ KAMU HASTANELERİ GENEL SEKRETERLİĞİNİN AÇIKLAMASINI İLKELİ GAZETECİLİK ADINA YAZIMIZIN ALTINDA YER VERİYORUZ! 

25 Şubat 2017 tarihli Gazetenizde köşe yazı olarak “Sağlıkta Terör Olamaz mı?” başlıklı Abdürrahim Güneş imzasını taşıyan yazıda, başlık ve içerikte kuruluşumuzun hak etmediği ifade ve ithamlarda bulunulmuş, eleştiri boyutunu aşan karalamalar yapılmıştır. Kurumumuz bu haksız ve yersiz itham ve karalamaya dönük açıklama gereği duymuştur.

Hastane görevlilerimiz, hiç ayırım yapmadan, vatandaşlarımıza karşı sağlık hizmeti sorumluluklarını en iyi şekilde yürütmektedir.

Ortopedik şikâyeti ile acil servisine getirilen hasta için yapılması gereken tüm müdahaleler zamanında ve yerinde yapıldığı hastane kayıtlarımızda mevcuttur. Röntgen, MR ve diğer tahliller yapılabilecekleri acil kodunda zaman içinde yapılmıştır. Hangi tahlillerin nasıl yapılacağı veya yapılıp yapılmayacağı alanında uzman hekimlerin takdirindedir. Her hekim hastasının iyileşmesinden mutluluk duyar. Konu insan hayatı olunca; vicdanı sorumlulukların en yüksek meslek grupları arasında hekimlerin olduğunu herkesin bilmesi gerekir.

Hastaya her türlü müdahalenin en üst düzeyde yapılmasına rağmen, sağlık teşkilatını terör ile aynı kefeye koymak ve amacını aşan karalamaların yapılması ahlaki olmadığı gibi, basın meslek ilkelerine de aykırı olduğu düşüncesindeyiz.

İl genelinde bulunan tüm hastanelerin modernize edilmesi ve vatandaşlarımızın dışarıya sevklerinin önüne geçilmesi için yoğun bir çalışma yürütmekteyiz. Destek ve yol gösterici rolünde olması gereken basın çalışanlarının, köstek olma girişimleri ne kadar doğru olacağını kamuoyunun vicdanına bırakıyoruz.

Hukuki haklarımızın saklı kalması kaydı ile açıklamanın aynı köşede yayınlanmasını istiyoruz.

Gereğini rica ederim.

Yorumlar

Image
mehmet beşir
15.03.2017 / 17:21

kamu hastaneleri sekreterliği, aleni yapılan yanlış ve hataları soruşturacağına yazara hukuki yol ile göz dağı vermektedir. asıl önce kendi kurumundaki ihmal ve sorumsuzluğun yol açtığı ölüm vakasının hukuki işlemlerini başlatmalıdır.. hizmet kalitesi bu şekilde mi sağlanacak? bu ne iş axuyyy

Image
duy ahali
12.03.2017 / 21:46

Yazıda anlatılan detayda, saatlerce boğazdaki balgama müdahale edilmediği, yükselen tansiyona muayene etmeden hap yazıldığından verilemediği, kan oksijen değeri ve nabız düşmesine de saatler sonra müdahale edildiği, daha acısı çok kişi orada bulunmamıza ve doktorların 4 saat sonra hastaya bakma zahmetine daha ne denmeli... Kamu hastaneleri cevabı özür yerine, ihmalkarlıkları teşvik edici gibi daha acıdır..

Image
sağlık mağduru
07.03.2017 / 20:05

Her ailede olduğu gibi, yeğenim acilde yüksek ateşten müdahale edilmediğinden felçli yaşama mahkum edildi... Mağdurların azalması için yazılması çok önemli tebrikler Abdürrahim güneş

Image
yusuf Gökalp
04.03.2017 / 10:19

Geçmiş olsun, talihsizlik yaşamışsınız. bazıları sorumsuzca çalışmaktalar. Teşkilatın onuru ve geleceği için boyle vakalar olmaması için olumsuzluklar şikayet edilmeli, idarecilerimiz örtbas etmemeli...

Image
mehmet beşir
28.02.2017 / 21:35

Abdurrahim bey öncelikle başınız sağ olsun, mekanı cennet olsun. Yaşadığınız olay da en başta ihmal ve keyfi çalışma anlaşılmaktadır. bu da sürekli görülüyor.. sağlık bakanlığı yetkilileri soruşturma açmazsa, yasal başvuru yapmalısınız ki belki başka canların yanmasına engel olabilir

Image
mahmut
28.02.2017 / 21:29

Maalesef referans ve tanıdık olmadan giden sıradan vatandaşa hizmet çok ağır ve yaralı.. Abdurrahim kardeşimiz çok net ve açıklayıcı bilgiler sunmuştur.. Bence yargıya taşınmalı birilerinin ders alması için....

Image
cihat belke
27.02.2017 / 10:37

... insan hayati ucuz malesef bazi doktorlarin gozunde saat dolsun da eve gideyim olayi var malesef doktor oldunda adam olamamislar ne fark eder öylelerini direk savciliga şikayet edeceksin bak bakayim bir daha yapiyormu

Image
Hülya Doğançay
25.02.2017 / 18:12

Ne yazık ki devlet hastaneleri bu durumda, İstanbul Kemer Ayvalık acillerine eş dost sebebi ile düştük hepsi aynı... çağ atladık demekle olmuyor insanlar mutsuz, eğitim sadece akademik eğitim değildir aile içi eğitim sıfır çok acı çok !

Yorum Yaz