Referandumun Kürt Yüzü

18 maddeden oluşan ve Partili Cumhurbaşkanı Sistemini
öngören Anayasa Paketi Nisan ayında halk oyuna sunulacak. Hatırlanacağı üzere
paketteki her madde mecliste muhalefet ve iktidar arasında kavga-gürültü
sürecinden sonra kabul edildi ve böylelikle bu taslak cumhurbaşkanının
onayından sonra halkın önüne götürülecek.
Genel anlamda muhalefete göre bu pakete Türkiye genelinde
hayır çıkacak. Ancak iktidar partisi ile MHP’nin birlikte oluşturduğu anlayışa
göre bu paket yüzde 60 oranında evet ile kabul edilecek. Elbetteki referandumun
sonucu merak konusu. Ancak sonuç ne olursa olsun hayat kaldığı yerden devam edecek.
Önemli olan, topluma her hangi bir zarar olamadan referandum sürecinin sona
ermesi…
Ancak asıl merak konusu olan Kürtlerin bu pakete yaklaşımı
yani referandumda Kürtler ne yapacak? Bu anlamda referandumun Kürt tarafı merak
edilmektedir. Bu konuda anket şirketlerinin duayen isimleri bile temkinli
davranmaktadır.
Bölgeye bakıldığında Kürt oyları AK parti ile HDP arasında bölünmüş
durumda, bu, genel olarak böyle gözükmektedir. Ancak ayrıntılara bakıldığında
manzara böyle homojen olarak görünmemektedir. Bölgede HÜDA-PAR giderek
güçlenmektedir ve bazı şehirlerde hatırı sayılır bir oy oranına sahiptir. Ancak
işin ilginç tarafı, bölgede uzun bir süreçten sonra bir kararsız seçmen
oranından söz edilebilir ve bu oran, azımsanmayacak cinstendir. Bu oran nereden
gelmektedir, biraz da ona bakmaya çalışalım:
Ben şahsen, bu kesime “kararsız” seçmen dememekteyim. Bana
göre bu kesim “umutsuz” veya “umudu kırılmış” bir kesimdir ve bu kesim HDP
menşelidir. Referandumda bu kesimin tutumu asıl merak konusudur.
HDP, Hayırcı Tarafta
Referanduma giderken HDP, tutumunu “Hayır” dan yana
belirledi. Bu, sürpriz bir durum değildi ve herkesçe biliniyordu ki HDP, CHP
ile aynı blokta yer alacak. Ancak referanduma doğru HDP, birçok handikapa
sahiptir:
1-
Hendeklerden bu yana umudu ve morali kırılmış
önemli bir Kürt kesimi vardır ve bu kesim seçimlerde HDP’nin deyim yerindeyse
“kemik oyları”nı oluşturmaktaydı. HDP, bu kesimi nasıl mobilize edecek daha
doğrusu sandık başına çekebilecek mi? HDP açısından en önemli sıkıntı burası…
2-
HDP’nin Eş başkanları, bazı milletvekilleri ve
onlarca yöneticileri hala cezaevlerinde tutuklu. Referandum stratejisini nasıl
hayatta geçirebilecek, propaganda sürecinde ikna edebilecek mi “umudu kırılmış”
seçmenlerini, bu konu muamma. Lideri direksiyonun başında olmayan bir parti
için bu, çok büyük bir dezavantaj.
3-
HDP’nin CHP ile aynı safta yer alması Türk
seçmenleri nezdinde ana muhalefet partisini biraz zor durumda bırakabilir. Zira
bir yıldan fazladır PKK ile çatışmalarda asker ve polis öldürülüyor ve “teröre
destek olan parti” ile suçlanan HDP’nin CHP ile aynı tutuma sahip olması “Hayırcı”
bloğa handikap oluşturacak gibi, PKK Avrupa sorumlularından Rıza Altun yaptığı
açıklamada, referanduma hayır diyeceklerini ortaya koydu. Bu da CHP’yi menfi
etkileyecek bir durum.
4-
HDP yandaşları eskisi gibi, sosyal medyayı da
propaganda aracı olarak kullanamayacak. Zira devletin bu konuda kendine göre
bir dizi tedbir aldığı anlaşılmaktadır. Bu konuda HDP seçmeni temkinli
davranacak veya eskisi gibi rahat olmayacağını öngörmek mümkündür.
Bütün bunlara bakıldığında bölgede Kürt seçmeninin
referandumda izleyeceği rota ne olacak, kestirebilmek gerçekten güç. Ama şurası
da bir gerçektir ki, kapsamı ne olursa olsun referandumun bir Kürt yüzü vardır
ve bu, etkili olacaktır.
“Yabani” hale getirilmiş Kürt seçmen bahçesine uygun bir
referandum stratejisini izleyebilirse iktidar partisi kazançlı olabilir.
Öncelikle, her ne
kadar pakette Kürtlerle ilgili bir madde yoksa da, referandum stratejilerinde
daha önce Kürt sorununun çözümüyle ilgili olarak atılan adımları güçlendirmeye
yönelik taahhütlerde bulunulabilirse ve bunun altı kalın çizgilerle çizilirse
kanaatimce seçmen üzerinde etkili olacaktır. Tabi bunun bizzat cumhurbaşkanı
ortaya koymalıdır. Türkiye’nin yüz elli yılık parlamenter sisteminden acı çeken
zulüm gören Kürtler, umarız başkanlık sisteminden çekmez. Saygıyla…