Ramazan Sancıları…

KÖŞE YAZISI

Takvaya ermek için Ramazan ayında oruç tutmak mü’minlere farz kılındı.

Takva, yani Allah ile ilişkilerini  ciddi, kararlı, samimi ve biricik görmek.

Kendi kendisine sınırlar koyabilen, iradesini kendi  arzusuyla sınırlandırabilen tek varlık olan insanın, Allahın koyduğu sınırları gözetme hassasiyetidir takva.

Ramazan ayında gündüzleri bol uyku ve oyalayıcı  şeylerle; gecelerini de  oyun, eğlence ve malayani şeylerle geçirmek bir yerimizi sızlatmıyor mu?  İkmal ayını ihmal ve iğfal ile kaybedilmemeli.

* *  *

Ramazan ayı, on bir ay boyunca işleyeceğimiz iman ve salih amele kafi oranda kullanacağımız enerji için bizleri şarj etmeli. Biz ise bu ayda var olanı da boşaltıyor olmayalım.

Mardin’de geçmişte Ramazan eğlencesi adı altında etkinlikler yapıldığını bileniniz var mı? Bilen varsa beri gelsin.

‘Ramazan ve Eğlence’ kelimelerini yan yana düşünmek, ‘Tesettür ve Defile’ kelimelerini yan yana kullanmak kadar saçma ve iğreti duruyor.

Mardin’e biçilen ‘Turizm Kenti’ rolü ile sosyal doku ve hayat tarzımızın başkalaştırılmasında yoksa Ramazan gecelerimiz de mi nasibini alıyor?

Yenişehir’in en büyük camisine (eskiden Ulu Camii deniyordu değil mi) elli metre mesafedeki alanda saat 24.00’e kadar rock, pop, kolbastı ve bilumum eğlenceleri en yüksek volumede  Ramazan gecelerimiz şenlendiriliyor! Civar evlerin yaz sıcağında balkonlarında ya da penceresi açık odalarında bu tırtıklayıcı gıcırtıya katlanmak zorunda bırakılanların ahı mı, duası mı, yoksa bedduası mı alınıyor dersiniz?

* * *

İman; hiçbir baskı, dayatma, zorlama, çıkar ve statü beklentisi olmadan kalbinin derinliklerinde duyduğu güvenilirlik, inandırıcılık ve gereklilik duygusudur.

İmanın test edildiği alan hayatın tümüdür. Hayatın her alanında ve  her seviyesinde … Kuran’a göre bolluk ve yokluk, sıkıntı ve huzur, güç ve sıkıntı hep imanın sınanmasında birer vesiledir.

Yaşanılabilir, tutarlı, çelişkisiz ve sürdürülebilir bir dindir İslam. Dayatmalar, yersiz kısıtlamalar, mesnedi olmayan haramlar ve ibadetler ile, ya da bazı yorumların/ictihadların  dar çerçevesine sıkıştırılarak yaşanamaz duruma getirilmemelidir. Dini hayat samimiyet, tutarlılık, içtenlik ve gönüllülüğü esas alır. Aşırı ve zorlama yorumlar, otobandan patika yollara sapmak gibi olur. Sıkışan ve sıkıştırılan hayat dindarlık değil dini  darlık olur.   

Dindarlık mı, dini darlık mı içinde olduğumuza bakmak lazım.

* * *

Ahret gününde hesap vereceğine inan ‘ve bil yevm-il ahiri’ diye  iman eden bir kadın ya da erkek israf edebilir mi?

Paylaşmanın, yardımlaşmanın, kanaat ve tevekkülün tüm hücrelerimizi sarmalaması gereken bu kutlu ayda israf kelimesinin geçmesi bile ürperti oluşturmaz mı?

Ekmek en çok bu ayda atılıyorsa, yemek bu ayda dökülüyorsa, aç gözlülük bu ayda kol geziyorsa, kalp kırma ve şiddete bu ayda tevessül ediliyorsa oruç bizi tutmamış demektir.

‘Savm’ kalkan demektir. Koruyucu zırhtır aynı zamanda.

Allahın kulları için çizdiği sınırları aşmamak ve sorumluluklarıyla daha çok yüzleşmek için.

Oburluk oranında açlık ve israf oranında ihtiyaç oluşur.

Ramazan ayı kaçırılmış bir imkan olmamalı