Qasımlo ve Arkadaşlarını Anmak
Abdurrahman Qasımlo, Kürt siyasi tarihinde hiç kuşku yok çok önemli bir yere sahiptir. İran Kürdistanı Demokrat Partisi’nin lideriydi. 13 Temmuz 1989 yılında iki arkadaşıyla birlikte Avusturya’nın başkenti Viyana’da İran ajanları tarafından katledildiler.
Abdurrahman Qasımlo, Kürt siyasi tarihinde hiç kuşku yok çok önemli bir yere sahiptir. İran Kürdistanı Demokrat Partisi’nin lideriydi. 13 Temmuz 1989 yılında iki arkadaşıyla birlikte Avusturya’nın başkenti Viyana’da İran ajanları tarafından katledildiler. Bu haberi medyada duyduğumda çok kahr oldum. Halbuki halklar arasında süren savaşlara son vermek ve barışı tesis etmek üzere İran heyetiyle görüşmek amacıyla Viyana’yı seçmişlerdi. Ancak ne yazık ki İran’a güvenmenin ağır bedelini arkadaşlarıyla birlikte katledilerek ödediler.
13 Temmuz 1989’den bu yana bir Kürt olarak İran’a hiç güvenim yok sempatim de.Fars Edebiyatı ve sanatının büyüklüğüne diyecek bir şey yok; ama bu tarihten itibaren bu halk değerlerine karşı, bağışlayın beni, sevgim büyük bir yara aldı.
Ne yazık ki Qasımlo ve arkadaşlarının tuzağa düşürülerek kendilerine yapılan suikastın ardından bu kez onun yerine geçen İKDP lideri Şerefkendi de benzer bir yöntemle ortadan kaldırıldı. Bu iki liderin öldürülmesinden bu yana hala İran’da Kürt siyaseti bana göre kendini toparlayabilmiş değil. Hayıflandığım konu şu:
Kürtler, liderlerine ve yaptıkları siyasete hep dar açıdan yaklaşmış ve yaklaşmaya devam ediyor. Qasımlo gibi bir barış adamı ve toplumsal siyaset konularında teorisyen olan bir şahsiyete ideolojik yaklaşmak, bu bağlamda dar bir siyasi açıyla değerlendirmeler yapmak yanlış olduğu gibi üzücüdür de. Neredeyse bu şahsiyetlerimizi unutacak noktaya gelmiş bulunuyoruz. Halbuki onlar bu halk için sadece canlarını ortaya koymadılar; aynı zamanda gece-gündüz çalışarak da Kürt halkının politik ve sosyal bilinçlerinin gelişmesinde büyük katkı ortaya koydular.
Siyasette Hoşgörünün Timsali
Qasımlo, geliştirdiği ve uyguladığı politik yaklaşımlarında büyük bir hoşgörü sahibiydi. Farklılıklar onun için siyasi devindirici unsurların başında geliyordu. Yazdığı Kürtler ve Kürdistan adlı eserine bakıldığı zaman ne kadar donanımlı olduğu görülür. Siyasi yaşamının zenginliği yanında tarih, coğrafya, ekonomi, sosyalizm gibi konularında da engin görüş ve analizlere sahipti.
Qasımlo, 1930 yılında Urmiye’de varlıklı bir ailenin çocuğu (Ahmet Türk gibi) olarak dünyaya gelir. 1945 yılında, delikanlılık yaşlarında Kürdistan Demokrat Gençler Birliği üyesi olur. 1948’de eğitim için Fransa’ya gider ve burada Kamıran Bedirxan’la tanışır. Kısa bir süre sonra ekonomi eğitimi almak üzere Çekoslavakya’nın başkenti Prag’a gider. Mussadek Döneminde yeniden canlanan Kürt siyasi faaliyetlerine katılır; ancak monarşinin kanlı restorasyonundan sonra İran’dan ayrılır ve Çekoslavakya’ya yerleşir. 1961-78 yılları arası doktorasını savunduğu Prag Ekonomi Fakültesi’nde dersler verir. !960 yıllarına kadar İran Komünist Partisi TUDEH’e oldukça yakın veya bir rivayete göre üye. !968’de Dubçek’in başlattığı Prag Baharı demokratik hareketine katılır.Bu hareketin Sovyet tanklarıyla bastırılmasından sonra ndisi gibi üniversite profesörü olan eşiyle birlikte görevden uzaklaştırılır. 11 Mart 1970’teBarzani ile Saddam arasında imzalanan Kürt özerkliği anlaşmasının yarattığı barış ortamında Bağdat’a yerleşir ve orada Devlet Planlama Müdürü görevine getirilir. 1970 yılında İran KDP’sinin Merkez Komitesi’ne, 1973’te de genel sekreterliğe seçilir. 1974 baharında Kürtlere karşı yeniden başlatılan savaş nedeniyle tekrar Prag’a yerleşir. Bir süre sonra Fransa’dan bazı dostlarının daveti üzerine Paris’e yerleşir. Burada Doğu Dilleri Ulusal Enstitüsü’nde Kürt Dili ve Edebiyatı öğretim görevlisi olur. Görevinin yanında, yaklaşan İran Devrimi’nin hazırlıkları için partisini yeniden düzenler ve 1978 sonbaharında gizlice Kürdistan’a döner. 1979-89 arasında yılları arasında İran Kürt hareketinin önde gelen lideri olarak 13 Temmuz’da Viyana’da İran ajanları tarafından öldürülür. Bu kısa öz yaşamı için Avesta Yayınları arasında çıkan Kürtler ve Kürdistan adlı kitabından yararlanıldı.
Facia…
Qasımlo’nun katledilişini FACİA olarak niteleyen araştırmacı-yazar Helene Krulich, eşi Lena’nın yaşamını anlattığı Kürt Ülkesinde Avrupalı Bir Kadın adlı kitabında(Avesta Yayını) olayı ve Lena Hanım’ı nasıl etkilediğini şu satırlarla anlatır:
“14 Temmuz Çarşamba sabahı saat beşe doğru telefonun tiz sesi onu (Lena’yı) uyandırdı. Paris bürosundan Kak Xusro, ona faciayı bildirdi:
Bir gün önce, 13 Temmuz saat 19’a doğru, Abdurrahman katledilmişti; onunla birlikte Kak Abdullah ve Fadıl Resul da yaşamlarını yitirmişlerdi.
Dairenin içinde gidip geliyordu, kendini bu kabustan uyanacağına ikna etmeye çalışıyordu…Azar azar bu kabusun gerçek olduğunu kabul etmek zorunda kaldı.Ne yapması gerektiğini bilemeden çıkıp büroya gitti. Büroda insanlar ağlıyordu. Ne yaptığını, ne düşündüğünü söyleyemiyordu, kafasında her şey karmakarışıktı(…)Onun katledilmesi karşısında öfkeden deliriyordu, onu kendini öldürterek halkına karşı bir günah işlemekle suçluyordu; ağır sitemlerde bulunuyordu. Katiller onu bu müzakerelerin önemine inandırmışlardı ve o onlara inanmıştı! Görüşmelere şart olarak bir gizlilik koymuşlardı ve bunun onların suç planları zincirinin halkalarından sadece bir tanesi olduğunu anlayamamıştı. Viyana’daki parti üyelerinden koruma talebinde bulunmamıştı ve her üçü de müzakerelere silahsız olarak katılmışlardı, katillerin taleplerine uygun davranarak! Öte yandan İranlılar zaten daha önce Kürdistan’da onu iki defa öldürmeyi denemişlerdi. Fakat bu sefer işe incelikle koyulmuşlar ve tuzağı titizlikle hazırlamışlardı.”(s.275-276)
Evet işin inceliği görüşmenin ‘gizlilik’ şartında açığa çıkmaktadır. Bu gizlilik Qasımlo ve arkadaşlarının yalnız kalmaları ve katillerin ince işlerini neticelendirmek içindi!Ve ne yazık ki iş İranlıların planladıkları gibi oldu.
Benim Kürt siyasi ve hukuk çevresinden bir talebim var:
Qasımlo ve arkadaşlarının katillerinin cezalandırılmaları için uluslar arası mahkemelere başvurulması veya uluslar arası platformlarda bu gibi olayları sürekli gündeme getirmek gerekiyor. Bir BDP’li belediye de onun adına bir kültür ve araştırma merkezi açabilir.
Katledişlerinin ölüm yıldönümlerinde barış ve demokrasi şehitleri olarak Qasımlo ve arkadaşlarını rahmetle anıyorum. Mekanları cennet olsun.Konuyu hatırlamamda vesile olan arkadaşım Emin Karakulak’a teşekürlerimi ifade etmek istiyorum.(www.kiziltepepost.com)