Piyasa Kontrol Edilmezse Enflasyon Düşmez

KÖŞE YAZISI

Esnaf ve tüketici olarak çarşıda pazarda halkın içinde yaşarım. İdarecilerinin bakış açısı ve açıklamaları, ekonomistlerin görüşü ve sahadaki yaşanan gerçeklik arasında çelişki çok.

Hiç bir ekonomi kural ve kitabı bizim gerçeklerimiz ile örtüşmez. Yaşam tercihlerimiz ve algılarımızla paralel çok hızlı ve değişken şekilde piyasa kontrol edilmeli.
Maliyetleri bahane eden herkes fiyatları katlıyor. Tepki veren olunca günah keçisi hazır. Hakaret ve küfürler hemen hükümete ve özellikle Sayın Cumhurbaşkanımıza yağdırılıyor.

Hangi idareciler çarşıda pazarda halk ile iç içe alışveriş yapar?

Hangi siyasetçiler vatandaşın halinden haberdar? Kimler halkla iç içe yaşıyor? Halkın ve

pazarların gerçek dramlarını kimler izliyor?

Akşam saatlerinde daha ucuza ihtiyaç gidermek için pazara çıkan, parası yetmediği için birçok ihtiyaçtan kısmak zorunda kalanlar, yere dökülen bozuk ürünlerden toplamaya çalışan annelerin durumunu kimler görüyor? Hâlini kimler soruyor.

Zamlarla birlikte, maaş ve gelirde artıyor diyenlere soruyorum, çalışanı olmayan aile, sürekli çalışamayanlar, yoksul kesimler ne yapsın?

Her binanın altına yerleşen zincir marketler arasında sıkışıp kalan, geliri giderini karşılamayan yerel esnafların sesini duyan var mı? Sürekli esnaflar borçlanarak batıyor, uzun yıllar acısını ve açığını atlatamıyor. Zincir mağazalara bir düzenleme ve sınırlama getirilmesi zamanı geldi, geçti.

Zincir mağazalar eskiden ucuza ürün satarak mahalleye nefes olabiliyorken, şimdi de hepsi tekelleşerek ortak fiyat belirliyor, gittikçe yükseltiyor. Hükümet sarsma görevi üstleniyor adeta.

1994-2001 ve değişik zamanlarda gerçek krizler yaşadık %7500 faizler gördük, ancak şimdiki gibi fiyatlar katlanmadı. Emlak otomotiv başta olmak üzere tüm sektörlerde fiyatlar dip yapmıştı. Hızlı toparlanma yaşandı. Bilakis halk devlet ve banka borç ve faizlerden kurtulmak için elindeki her şeyi daha ucuza kelepir olarak satıyordu. Fırsatçılar piyasada oynayamıyordu. Şimdi ki gibi hainler çoğalmamış idi.

Fiyat istikrarı komitesinin Muhalefet tarafından anayasa mahkemesine götürülerek iptal ettirilmesi kime hizmettir?

Pandemi sonrası olağanüstü gelişmeler yaşandı. Global olarak maliyetler arttı.

Etrafımızdaki savaşlar başta enerji ve petrol fiyatlarına etki edince tüm sektörlere maliyet yükselmesi kaçınılmaz oldu. Pandemi dönemi eve kapanan toplumlar gıda dışında tüm sektörlerde alımı düşürdü. Hayatın normalleşmesi ile talep patlaması yaşandı.

Bu da üretim artışı ile birlikte fiyat artışlarını tetikledi. Birçok sektör piyasa ya mal yetiştiremiyor. Ülkemiz bu zorlu süreçte daha güçlü çıkarak üretim ve ihracat tavan yapmasına rağmen, kontrolsüzlük ve vicdansızlık nedeni ile büyük kriz olarak yansıyor.

Enflasyon resmi olarak %80 civarında, merkez bankası faizi % 13 e düşürmesine rağmen; çarşı pazarda zamlar % 500 şiddetinde vatandaşı çarpıyor. Yaz sezonu bitmek üzere hala sebzeler, meyveler çok yüksek fiyata satılıyor. Tarlada 1 TL vatandaşın sofrasına 10 TL ulaşıyor. Zamlara umut bağlayan Muhalefet ve Fetö trollerince organize bir şekilde zamlar üzerinden vatandaş hükümete karşı kışkırtmak için fiyatlara sınırsız gaz veriliyor. Ürün çöpe dökenler cezalandırılmalı.

Kâğıt ürünleri de 5 kat zam yemiş. Okullar açılıyor kırtasiye maliyetleri de vatandaşlara ek yük getiriyor. Geçen sene toptan da 50 krş. olan bir kurşun kalem bugün 5 TL sınırında satılabiliyor. Fiyat arttıkça marka, reklam ve arkasındaki firma bağlantıları gene de sattırıyor. Fiyatlar organize şekilde balon gibi şişiriliyor. Yüksek fiyat artışlarına rağmen stokçuluk ve aşırı tüketim çılgınlığı nedeni ile satışlar ile birlikte üretim de mal yetiştirme telaşında. Üretimin artması iyi ancak çok aşırı pahalılık hayra alamet olamaz.
Sayın Cumhurbaşkanımızın kooperatifler üzerinden piyasaya fiyat düşürme girişimi de maalesef yetersiz kalıyor. Aylar önce marketlerden görüntü ve emirler yayınlanmasına rağmen fiyatlar yükselmeye devam ediyor. Kooperatif mağaza sayısı yetersiz. Her yere yayılamıyor. Daha çok zengin semtlerde açılıyor.

Hiç bir zaman şimdiki gibi fırsatçılık olmadı, şimdiki gibi stoktan hızla zenginlik yaşanmadı. Vicdan, kokusu bile kalmadı. Fırsatçılık ve vicdansızlık yapanlar işin kolayına kaçar, ya bahane arkasına sığınır, yâda günah keçisi bulur, masum olduğunu iddia eder. Herkes yaptığı usulsüz ve vicdansız uygulama ve eylemlerinin faturasını iktidar üzerinden Sayın Cumhurbaşkanımıza fatura eder. Muhalefet ve troller medyada bunu çok acımasızca yayarlar. Yani kazanımlar da, kontrolsüzlük sayesinde algılarla gölgeleniyor.

Enflasyon ile mücadele sürecinde, Devletin alacak ve fiyatlarına zam yapılması nasıl izah edilebilir vatandaşa? Faiz düşürme politikaları yürütülürken devlet alacaklarına gecikme faizinin yükseltilmesi çelişki değil mi? Piyasa kontrol gerekçesi ile sık sık bazı sektörlerde taksit sayısında 2 ileri 3 geri tarzında oynamalar ile ne yapılmaya çalışılıyor? Bunun fikir babaları hükümete nasıl bir güven kaybettirdiklerini keyifle izliyor mu? Bazı sektörlerde uygulanan KDV indirimi ve teşviklerde bile denetim yetersizliği nedeni ile vatandaşa faydası yansımıyor.

Enflasyon ile mücadele de tek çare; Yasal düzenlemeler ile birlikte ile tüm paydaşlar saha da olmalı. Tüm ürün ve hizmetlerin fiyatlarını belirleyici olarak etkisini göstermeli. Tavan fiyatlar sınırlandırılmalı. KDV tüm sektörlerde aşağı çekilerek ciddi denetimler ve caydırıcı cezalar uygulanmalı. Fatura ile Üretimden son kullanıcıya kadar izlenmeli. Teknolojik imkânlar verimli kullanılarak otokontrol sağlanmalı. Zam değil indirim olarak etiketlere yansıtılmalı. Kar marjları kesinlikle sınırlandırılmalı. Her isteyen istediği gibi fiyatları kat kat katlama yapmamalı. Yetkililerin dile getirdiği binlerce tim nerede? Ne yapıyor? Söylem ve uyarılardan öteye gidilmeli.