Günümüzde bilgiye ulaşma, bilgiyi kaydetme ve bilgiyi paylaşma teknoloji sayesinde olağan hale gelmiştir. Dolayısıyla çağımızdaki yapılanmaya “bilgi toplumu” denilmesi genel kabul görmektedir. Kim olursa olsun, mesleği ne olursa olsun herkesin kendi çağını yaşaması ve bir meslek sahibi olması gerekmektedir. Babadan/atadan kalma yöntemlerle kendi çağını yaşamak artık mümkün değildir. Değişimi ve gelişimi yakalayamayan fertler, aileler, işletmeler hatta devletler başkalarının eline bakmaya mahkumdurlar. Başarı tesadüfen elde edilmez. Bu nedenle kişisel gelişim anlamına gelen NLP (sınır dili programlama) bilimi önem kazanmıştır. Bu bilim görsel, işitsel ve duygusal algılar üzerinde yoğunlaşıyor ve üç yöntemin birleşmesiyle motivasyon sağlayarak mükemmelliğe ulaşmak için bilinç altı programlamayı öngörmektedir. İşletmeler sermaye çokluğu ve fiziki yapılarının büyüklüğü ile ön plana çıkarken artık istihdam ettikleri nitelikli insan sayısı ile itibar ve itimat görmektedirler. Gerek kamuda, gerek özel sektörde bir zamanların ihtişamlı ikiz kuleleri değişen bilgi teknolojisi nedeniyle işlevsiz hale gelmiş, hatta işletmelere maddi yük oluşturmaktadırlar. Aynı ofisteki iki oda ile kilometrelerce uzaklıktaki merkezlerle iletişim arasında fark kalmamış, adeta mesafe aradan kalkmıştır. İnsanın nihai amacı bilgi elde etmekle beraber, bilgiyi kullanmak için eyleme geçmenin daha önemli olduğu görülmektedir. İnancımız, hayallerimiz, ideallerimiz ve pozitif düşünceye sahip olmak gerekmektedir. İnanç insanın ufkunu genişletir, neye inanırsak o mümkün olur. Başkası için mümkün olan bizim için de mümkün olur. Ancak beynini ve sınır sistemini yönetebilme yeteneği kendimiz ile barışık olmakla mümkündür. Başarıyı perçinleyen ataleti aşmaktır. Zira gelişen toplumlarda işin retoriğinin ötesinde üretim, pazarlama ve servis garantisi sürdürülebilir getirinin öğelerini oluşturduğu görülmektedir. Seri üretim, maliyetlerin minimize edilmesi, stok maliyetinin önlenmesi için geliştirilen pazarlama anlayışları yeni yaklaşımın enstrümanlarını oluşturmaktadır. Fert olarak olaya baktığımızda bir zamanlarda dağlık kesimde bağ, ovalarda koyun sermaye olarak nitelendirilirdi. Tarım toplumunda arazi, sanayi toplumunda makine sermaye olurken, günümüzde popüler olan bilgidir. Dünyada milyarlarca sermaye bilgiye dayalı işletmeleri kuran insanların güvenli limanlarına doğru akmak için işaret beklediği bilinmektedir. Globalleşen dünyada sermaye ve bilgi sınır tanımaz, okyanusları engel olarak görmez olmuştur. Hatta devletler işletme ve ticari mevzuatlarını buna uyum sağlayacak şekilde revize etmektedirler. Kabuğuna çekilmek, lokal bir alanda yaşamak artık mümkün görünmemektedir. Küçülerek krizden çıkmanın yerine birlik oluşturarak büyüyerek krizleri fırsata dönüştürme anlayışı kabul görmektedir. Birilerine rağmen bir yerlere gelmenin güçlüğü yerine birlikte bir yere çıkma mantığı gelişmektedir. Eğitimli, meslek sahibi, kalifiye, bir amacı ve hedefi olan fertlerin oluşturduğu toplumlar günümüzün muteber topluluklarını oluşturmaktadır. Her işi biraz, bir işi en iyi bilenlerden olmak kişi saygınlığının ön şartı gibi görünmektedir. Rakiplerinizle yarışabilmenin olmazsa olmazı onların donanımları ile donanmakla mümkündür. Lafla peynir gemisinin yürümediğini herkes görmektedir. Amacı ve çıtası yüksekte hedef belirleyen, vizyonu imkanları ile mütenasip, misyonu olan, bilgiyi kullananlar gelecekleri olanlardır. Kaynakları organize etme yöntemi diye nitelendirebileceğimiz stratejisi olanlar, iki günü arasında gelişimin lehine fark yaratanlar zarardan kurtulabilirler. Asıl olan kim olduğumuzu, ne yapmak istediğimizin bilincinde olmaktır. Hayatta ilginç olan; en iyiye ulaşanlar onu ısrarla isteyenlerdir. Kim ülkesini sevdiğini söylüyorsa onu daha iyi yaşanabilir bir yer olması için bir şeyler yapmalıdır. Yeter ki özümüz ile sağlıklı ilişki kurmayı bilelim. Bu yazı Mardin Life Dergisinin 2. sayısında (Mart/Nisan 2008) yayınlanmıştır. |