Oy Oy Dersim

Bir heyecan olarak başlayan Dersim tartışmaları sorunun çözülebileceği ve bir çok tabunun kırılmasına sebep olacağı görüldüğünde hem iktidar da hem de muhalefet sorunu hasır altı etti. Çünkü mevcut rejim Atatürk’ün kurduğu rejimdir. Bu rejimi sevenin de sevmeyenin de ortak noktası bu rejimden istifade etmesidir.
CHP’de Dersim tartışması iki yıl önce başladığında o kadar üzerine gidilmedi. Çünkü bunu tartışmanın partilere hele bilhassa AKP’ye getirisi yoktu. Bir evvelki yerel seçimlerde elektriği olmayan Tunceli’nin köylerine beyaz eşya veren AKP için bu tartışma vaktinden erken yapıldı. AKP için bu tartışma yeni yılın bahar aylarında oy bakımından getirisi olacaktı. Bunu gören CHP kendi içindeki itraz edenleri susturup konuyu kapattı.
Şimdi bu bir aydır devam eden tartışmanın nihayetinde CHP kendi içinde değerlerine itraz edenleri, çatlak sesleri veya durumdan rahatsız olanları hem tespit etti hem de gerekenleri susturdu. Bu süreçte CHP genel başkanı çizdiği kararsız tutumuyla sorunu çözmekten çok daha da karıştırarak Alevi-Zaza toplumunun nezdinde itibarını sarstı. Bununla yetinmeyip düne kadar Alevi-Zaza kimliğiyle prim yapan ana muhalefet lideri mes’uliyetten kaçmak için kendini Horasan Türkmeni olarak olarak tanıtarak Dersimliye sırt çevirdi.
Tabii bu durum AKP için bir fırsattı. Daha evvel hayat tarzlarına tehdit olmadığı için Dersim’de prim yapan CHP onlara sırt çevirince meydan AKP’ye kaldı. AKP de zaten dinî hayattan çok ekonomik hayatla ilgilendiği için Dersimli oyunu verirken geçmişe nazaran daha bir özgür davranacak.
Lakin müstakbel oylar bir yana bu bir aylık tartışmaların sonunda adam akıllı bir özür bekleniyordu. Ben bir Alevi-Bektaşi olmadığım halde Atatürkün manevî kızının kendi vatanı olan Dersim’i ve halkı olan Dersimliyi havadan bombaladığı için dünyanın “ilk kadın savaş pilotu” olarak iyi bir şeymiş gibi tanıtılması beni üzüyor. S.Gökçen adını duyan Dersimlinin hatırasında barış için elini uzatan birini değil bilakis kendilerini yok etmek için bomba atan birini hatırlıyor.
Bu olay kriz olmasına rağmen partiler için iyi bir fırsattı, ama değerlendirilemeyen bir fırsattı. Zira CHP Dersimliye sırt çevirirken AKP Dersimliye kucak açması beklenirken bir kuru özürle olay geçiştirilmeye çalışıldı. Çünkü “özür” başlı başına bir süreçtir. Katledilen Dersimliye “ben senden özür diledim” demekle özür tamamlanmaz. Yerin sürgüne gidenler, köyleri boşaltılanlar, babaları, anneleri, kardeşleri katledilen ailelere tazminat doğar. Bu yüzden resmi olarak özür dilemek basit bir süreç değildir.Çünkü özür tazminat doğurur ve bu da masrafı büyük ve kendisi uzun bir süreçtir. Bunu da ne mevcut partiler ister ne de bu altından kalkılabilecek basit bir olaydır. Bu yüzden Dersimliye bu müstakbel seçimde de bir beyaz eşya vererek karşılığında oyunu alarak konuyu geçiştirmek Dersimliden başka herkesin menfaatine olacaktır.
A.Vahap Omuzlar
09.12.2011 / 11:20BİR GERÇEĞİN KONUŞULUP TARTIŞILMASINA VESİLE OLMAK<br> Dersim kıyımını ağırbaşlılık ve olgunlukla konuşulup/tartışılmasına vesile olduğunuz için öncelikle teşekkür ederim üstadım...<br> Dersim'de olup üstü örtülen gerçeğin yavaş yavaş gün yüzüne çıkması için basında çıkan ve konuşmaya başlayan tanıkların trajedik öykülerini yarınlarda yaşanmasın!.. diye hukuksal sürecin gerçeği aydınlatacak, barışın kalıcı olmasına katkı sunacak kurumlaşmanın vitrinlik veya 'göz boyama'dan uzak olması gereği vardır.<br> Bu sürecin hukuksal anlamda işlemesine duyarlı yazılarınızı okumaktan onur duyduğumu belirtmek isterim...