diorex

Önerimiz mecliste yanıt buldu

Önerimiz mecliste yanıt buldu

Kör düğüme dönüşmüş ve çözülmez denilen Kürd sorunun çözümü noktasında ‘SÖZ SIRASI ULEMADA diye önerdiğimiz çözüm önerimiz nihayet millet iradesinin tecelli ettiği ! milletin meclisinde Diyarbakır millet vekili sayın Altan TAN tarafından yanıt buldu. Sayın TAN önerdiğimiz çözüm önerisine paralel bir öneriyi gündeme taşıp ‘Dört İslam alimi bir araya gelsin Kürd sorununa İslami çözüm bulsun’ diyerek önerisine şöyle devam etti ‘Şahsım adına bu dört kişinin ittifak ederek verecekleri fetvaya uyacağıma ve tüm siyasi hayatım boyunca bu fetvanın dışında bir çözüm şekline itibar etmeyeceğime herkesin önünde söz veriyorum…’

Realiteden çok afaki söylemlerin ve günü birlik kavram kargaşalarının büyülü ama sınırlı, cazibeli ama serabı olan laf kalabalıkların arkasına sığınmayı marifet bilen ve gündelik savunma refleksiyle günü kurtarmaya çalışan Ahmet Hakan ÇOŞKUN gibileri bu çözüm önerisi tatmin etmeyip umutlandırmıyorsa da, bu topraklarda birlikte yaşamayı kader birliği yapan halkların ortak harcı ve müşterek buluşma paydası olan dini misyonun ağırlığına ve bu misyonu emaneten halklara aktarmaya ahitli ulemanın toplum üzerindeki gücüne bizim umudumuz tamdır.

Sahiden ya Ahmet Hakan gibilerin ulemanın toplum üzerindeki gücünden haberi yok ya da haberi var da böyle kutsi bir göreve ulemayı layık görmüyorlar. Ya da… Zira tarih boyunca ulemanın gücünden çekinenler hep ulemayı hakir görüp onları hayatın merkezinden dışlamaya çalışmışlardır.

Ulemanın gücüne ve toplum üzerindeki nüfuzuna her nedense inanmak istemeyenlere şu tarihi vakıayı hatırlatmakta yarar var.

Kurtuluş savaşı  yıllarında yoksullaştırılmış, özgürlükleri ellerinden alınmış halkı, sıcak yataklarından çıkarıp kan çanağı savaş meydanlarına iten muharrik güç dönemin siyasi aktörlerin etkileyici söylemleri miydi yoksa askeri cenahın savaş taktikleri miydi ya da ulemanın verdiği fetva mıydı ? diye sormak lazım. Buyursun bu gün ulemanın gücüne inanmayanlar yakın tarihte cereyan eden hadisenin perde arkasına bir baksınlar. Eğer objektif bir tarihçi ve toplum bilimci gözüyle analiz yapsalar göreceklerdir ki, o günün zor zahmet koşullarında halkı baş eğmek için baş kaldırmaya iten yegane güç ne siyasilerin dehası ne de komutanların bireysel becerileriydi. Belki farklı ırk, din ve kültür mensuplarını aynı şemsiye altında birleştiren ve aynı amaç uğruna ayağa kaldıran en önemli itici güç ulemanın verdiği cihat fermanıydı.

Dünün uleması azgın ve hilebaz düşmana karşı farklı halkları aynı gaye sancağı altında savaş meydanına yollaya biliyor da dünün ulemasının bugünün varisleri ortak amaç uğruna düşmana karşı bir olan ama belli kesimlerin çıkarları uğruna birbirlerine düşman ettirilen din kardeşleri din sancağı altında toplayamıyor, Ve var olan sorunların çözümü noktasında her kesim için kutsal ve muhalefet edilemez sayılan ortak dini paydalarla çözüm sunamıyor. Gel de inan. Buna değil yaşayanlar bugünün yaşayanlarının dün ölen ecdatları dahi lahitlerinde gülerler.

Yeter ki ulamaya yol verilsin, yeter ki taraflar onu hakem tayin etsin o zaman görülür adil çözüm nasıl sağlanılır. Zira ulemanın en güçlü dayanağı ilahi kudretin desteği ve  her iki kesimin de tabanlarına rağmen ulemanın vereceği ilahi fermana matuf çözüm önerisine muhalefet etme lüksünün bulunmayışlarıdır.  

Ayrıca sayın Tan gibi şahsen çözüm heyeti için belli bir isim listesi sunmayı da gerekli görmüyorum. Benim için çözüm konseyinde bulunacak olanın ne ismi ne de mezhebi hiç de mevzu bahis değildir yeter ki, çözüm kurulunda yer alacak olan alim Allaha karşı en çok sakınan ve kendisini Allahtan başka hiç kimseye karşı borçlu hissetmeyen vasfına nail olsun ve en önemlisi de ilmi seviye itibarıyla İslam kaynaklarından hüküm çıkarabilecek ilmi yeteneğine sahip olup peygamber varisi sertifikasına sahip olduğu bilincini içselleştirilmiş olsun. Bu kriterlere sahip olsun varsın başı bir kuru üzüm tanesi kadar olsun.

Yok ille da bir liste sunacaksak, bu topraklarda kader birliği yapıp birlikte yaşamak zorunda kalan her ırka hatta her dine mensup alimlerden fetva derecesinde olan üç kişilik bir Ulema heyeti konseyi kurulsun ve haftaya sunacağımız üç model çözüm projesini baz alarak hareket edebilme olanağı sağlanılsın.

Oluşturulacak ulema çözüm konseyinin vereceği çözüm fetvası neticesinde alınan karara muhalefet edenlere karşı Hucurat süresi 9. ve 10. ‘Eğer inananlardan iki gurup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin. Eğer biri ötekine karşı haddini aşarsa, Allahın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer Allahın emine dönerse artık aralarını adaletle düzeltin ve onlara adaletli davranın. Çünkü Allah adaletli olanları sever. Müminler ancakkardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin.’ ayeti gereği birlikte mücadele edeceğimize biz de söz veriyoruz.

Devam edecek…

Yorumlar

Image
tori
01.06.2012 / 22:40

güzel bir yaklaşım. akpli vekillerde mardin batman ve siirtte içinde bazı alim ve mellelerin olduğu heyetlelrle görüşmüşler. inşallah bir çözüm bulunur. akan kan durur.

Image
liberal
29.05.2012 / 17:25

Ulema dediğin zatlar dini kullanarak milletin iliğini emen tipler değil mi?21 yüzyılda hala başına taktığı beyaz sarığın dışında başka bir marifeti olmayan tipler.Yok ben almayayım.Zaten şu dini kullanarak yağma yapan,çalan çırpan her türlü pisliğe fetva bulup müslümanım geçinen yamuklardan bayağı çekiyoruz.Bir de başımıza bunlar sarılmasın.

Yorum Yaz