Önce Vicdan
Zıtlar
bitişir gibi oldu, asla bitişmez
Mümin hiçbir noktada vicdanıyla çelişmez... (N. Fazıl)
Müslüman olmak inançta tevhid, sosyal yaşamda Adalet, ilişkilerde de Ahlak sahibi olmaktır.
Müslümanın en bariz özelliği nedir diye sorulsa, tek kelimeyle Müslümanlık = vicdan derim.
Yani Müslüman adam vicdan sahibidir.
Vicdanlı olmak ise yanlış ile doğrunun, kötü ile iyinin, haksız ile haklının ayırımında olabilmektir.
Hiçbir dış etkiye veya başkalarının baskısına ihtiyaç olmadan ‘içeriden gelen ses’ e kulak vererek yanlışını düzeltmek, haksızlığını telafi etmektir vicdanlı olmak.
Çıkarları ile doğruları arasında sıkıştığında doğruların; yabancıların hatta hasımlarının akrabalarıyla kavgasında sadece haklının tarafında yer alabilmektir vicdan.
Müslüman; vicdanlı insan olmaktır.
Zorlana zorlana değil; ite kalka ve istemeye istemeye değil; içtenlikle ve gönül huzuruyla iyi ve haklı olanı tercih etmektir.
Vicdanlı kişi tonlarca altın emanet edilse gramına dokunmadan ve tastamam sahibine emaneti iade eder.
Yaptıkları iyilikleri başa kalkarak ve teşekkür/takdir beklentisiyle değil; iyi sadece iyi olduğu için yapar.
Vicdanlı olmak gurup, parti, taraf taassubuna kapılarak ‘benden’ olanı değil; ‘haktan’ olanı savunmayı gerektirir.
Kendi/leri/nde bulununca hoş gördüğünü başkalarında bulununca hoşgörüsüz yaklaşmak vicdanını lekelemiş olmaz mı?
Bir haksızlık yaptığı zaman geceleri yastığına başını koyduğunda ‘doğruydu; yaptım’ deniyorsa; yalnız bir başına kaldığında içi burkulmuyorsa; başını iki eli arasına alıp düşündüğünde başı zonklamıyorsa vicdan müsveddeye dönmüş olmaz mı?
Vicdan, fu’lan veznindendir. Tıpkı Kur’an, Furkan, Ğufran… gibi.
Doğuştan sahip olunan ve içimizde verili bulduğumuz iyiliğe yatkın ve kötülüğe karşı olma potansiyelidir.
Bozulmamış fıtrat, çelinmemiş akıl ve kirlenmemiş kalptir.
Müslümanın iç filtresi, otokontrolü, iç muhasibi ve uyarıcısıdır vicdan.
Müslüman vicdanın sesini kısmamalı, kulağı ile vicdanı arasındaki iletişimi kesmemelidir.
Olmazsa olmazdır bir Müslüman için vicdan.