O’na Kurban Olabilmek

Yüce yaratıcının en güzel biçimde yarattığı, sayısız yeteneklerle donattığı, sonra da mükellef kıldığı insan, varlıklar arasındaki mümtaz konumunu, görev ve sorumluluklarını müdrik oluşuyla varlığını anlamlandırmakta ve bununla yüce yaratıcıya hususî bir yakınlık tesis etmektedir. Zaten yaratıcı da, bu yakınlığın şuur düzeyinde algılanmasını, idrak edilmesini istemekte, insana “şah damarından daha yakın” olduğunu, “nerede olursa olsun, onunla beraber olduğunu” bildirmektedir. Önemli olan insanın bunu algılaması ve bu algı çerçevesinde bir hayat-dünya ilişkisi kurmasıdır. İbadetler, Müslüman kalma şuurumuzu diri tutan sembollerdir. Çünkü onlar şeklî boyutlarından daha derunî bir anlam içermektedir. O da bir gönül yüceliği yakalayıp kurbet-i Rahman’a kavuşmak, O’na yakın olmak, O’na Kurban olmaktır. Her ibadet ile kişi Allah’a kurban olur.
Zikrullah, Yaratıcıyı her davranışımızın içinde bilme, hiç unutmama, her daim O’nu anma, her nefes alışımızda ve verişimizde O'nun bir kudret nişanesinin olduğu bilincine sahip olmaktır. Kurban olmak veya kurban etmek de öyledir. Kurban, esasen inanan insanın varoluşunu neyle ve nasıl anlamlandırdığını sembolik bir yolla Allah’a arz etmesidir. Kurban, yaratıcıya yakınlaşma, O’na kul olmanın şuuruna ermedir. Kurb-anı… Yani O’na yakın olma zamanı. Allah’ın emrine boyun eğme. Kulluk bilincini tazeleyişidir. Kurban, yakın olanlardan olma çabası, takvaya erişme arzusu içinde yüce yaratıcıya yaklaşanlar arasına girebilme gayretidir. Kurban, kurbiyyet, gönülden bağlılık, yakınlık sevdası, yakınlıkta takva, takvada teslimiyettir.
Evet, Kurban, takvaya; takva da Allah’a ulaştırır. Nitekim Yüce Rabbimiz kurbanlarından söz ederken kurbanların, aslında Allah’ı yüceltme ve O’na şükretme vesilesi olduğunu belirttikten sonra şöyle buyurur: “(O kurbanların) ne etleri, ne de kanları Allah'a ulaşacaktır. Fakat O'na sizin takvanız ulaşacaktır.” (Hac, 36-7) Demek ki etin ve kanın ötesinde bir şey var kurbanda... Etler ve kanlar değil “Allah'a yönelik derin saygı ve ona olan bağlılık” idraki gidiyor yüceliklere. Kurbanlarla, haclarla, namazlarla, hülâsa ibadetlerle insan, işte o kalbî kıvamı yakalamaya çalışmaktadır. Şair Fuzulî şöyle der:
“Yılda bir kurban keserler halk–ı âlem ıyd içün
Ben senin sâat–be–sâat dem–be–dem kurbânınam”
Her an ve her saat Hak yolunda kurban olmak, nefsi kurban etmek, benlikten arınmak nefes başına bin defa kurban olurcasına yakınlaşmak, kurbanla yakınlaşmaktır. Kurban, yakınlaşma, yakın olmadır. Bir ismi karîb olan, yakınlaştıran, yakın kılan, yakınlığa çağıran, Allah’a yakınlaşma olmaktır. Ve O’nun verdiklerini yine O’nun yarattıkları ile gönülden paylaşmadır. Bu yönü ile de yeni yakınlıklar kurmaktır kurban. Kurban, Hz. İbrahim ve Hz. İsmail'in baba-oğul sevgisi ile Hakk’a bağlılık duygularının harman olduğu engin dünyayı yaşamaktır. Bunu hissederek kurbanı kesmektir. Kurban, “Bismillahi Allahü ekber” derken İbrahim olmaktır. İbrahim (as) ve oğlu Hz. İsmail’in Yüce Allah’ın buyruğuna itaat konusunda verdikleri başarılı imtihanı yâd etmektir. Sonra da Rabbe yönelerek; “Şüphesiz benim namazım da, diğer ibadetlerim de, yaşamam da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir.” Demektir. (En’am, 162) Hz. İbrahim ve Hz. İsmail örneğinde olduğu gibi ilâhî emirlere kayıtsız teslimiyet göstergesi, hak yolunda fedakârlığın bir nişanesi, Allah’ın bize lütfettiklerinden onun hoşnutluğu için verebilmenin hâl ile ifadesi. Hz. Âişe validemiz şöyle anlatıyor: Bir koyun kesilmişti, Efendimiz sordu: Ne kadarı dağıtıldı, geriye ne kaldı? “Sadece bir kürek kemiği kaldı.” cevabını aldı. Kürek kemiği dışında hepsi dağıtılmıştı. Bunun üzerine o şöyle buyurdu: “(Desene ya Aişe) bir kürek kemiği hariç, hepsi duruyor!” (Tirmizî) Öyle ise düşünelim, gerçekten kurbanlarımızın ne kadarı bizim.
Kurbanlarımız Rabbimize yakınlığa, O’nun bize şahdamarımızdan yakın olduğunu idrak etmemize vesile olsun. Allah’ım! Bir yakınlık ver bize; Bir sürur ver gönlümüze. Kurban bizi alsın ve götürsün bir yakınlık diyarına. Ey yakınlığına muhtaç olduğumuz! Yoluna kurban olduğumuz, Yakınlığını ver bize. Lebbeyk Allah’ım, Lebbeyk. Kurbanımızı kabul, dualarımızı makbul eyle.
Alem-i İslâm’ın Kurban Bayramlarını mübarek olsun. Ölümlerin değil; barış, huzur, güven ve kardeşliğin doyasıya yaşandığı, insanların mutlu olduğu bir dünyayı yeniden inşa edebilmek için Yüce Rabbime dua ve niyaz edelim.