Ölüm Satmış Müteahhitler ve Sıla Köpek…!
Ölüm Satmış Müteahhitler ve Sıla Köpek…!
“Öncelikle tüm Türkiye'mize çok geçmiş olsun. Gerçekten çok üzüntülüyüz ve duygularımızı ifade edecek kelimeler bulamıyoruz. İnşallah bu olaylarla bir daha karşılaşmayız.Gecikme kelimesini asla kabul etmiyor ve bunu dile getirenlerin ağızlarına fermuar çekmelerini tavsiye ediyorum.Zamansız ötmenin ve duyguları suistimal etmenin hiçbir anlamı yoktur.Devletimizin bütün imkanları şu anda bu depremzedelerimiz ve deprem bölgesi için seferber edilmiş,devlet-millet ve dünya el ele vermiş durumdadır. Depremin ilk gününden itibaren gece-gündüz çalışan bir ses-bir nefes peşinde koşan, A’dan Z’ye istisnasız bütün ekiplere,isimsiz kahramanlara ve özellikle (Sıla ”insan dostu” bilinen 12 can kurtaran) köpeklere teşekkür ediyorum.
06.02.2023 Pazartesi saat 04:17 de,Türkiye’yi yasa boğan,Kahramanmaraş merkezli son yüzyılın (asrın) en büyük depremi 500 Atom bombası şiddetinde etki yaratmış.Bir çok aileyi,adresi,sokağı,mekanı ve isimleri kayıtlardan sildi yok etti.Şahadete gidenler oradakilere,enkazdan çıkarılanlar yaralarınızla,eksik kalan organlarınızla bizlere o anı nasıl anlatacaksınız.? İllaki suçlu arayacak olursak ben, maymun iştahlı Müteahhit kılıklı vampirlerden başlıyorum... Sıla köpek var ya,siz kan emicilerden,mezar satıcılarından ve doymak nedir bilmeyen nefsinizden çok daha şerefli ve kalitelidir..
Kim nasıl yorumlamak istiyorsa yorumlasın kardeşim.Evet...! Kaderci ve kadere inanan insanlarız.İyi ki de öyleyiz diyorum.Rabbimizin takdiri olmasa bu durumun gerçekleşmesi imkansız ve bir yaprak dalından düşmezdi.Rabbimiz dünyada biz kullarına taşıyamayacağı hiçbir yükü yüklemeyeceğine inanıyoruz,inanmalıyız.Buna alışırsak,geleceğimize çok daha sağlıklı bakacağımız kesindir.Haaa..Sakın hiç sesimizi çıkarmayalım,sus-pus olalım,gerçekleri saklayalım,hak-hukuk aramayalım anlamında kimse algılamasın.Meşru ve doğru zeminde herkesin konuşmaya ve gerekeni yapma hakkı vardır.Tabi ki, zamanı gelince.Sakın içinizdeki ateş koru sönmesin ve küllenmesin…
Evet Kader’e inanıyoruz dedik diyoruz.Fakat birilerinin kaderimizi çizmeye ve geleceğimizi karartmaya kendi rahatı uğruna el attığını görebiliyoruz.Bu kadar insanın kaderine el atan Vampirler (Müteahhitler) çok kötü bir çizim ve nakış işlemişsiniz.Her çeşit konutlar,Villalar,Rezidanslar yapmışsınız da,bir yaşam koridoru yapmayı becerememişsiniz.
Şunu iyi bilin ki, depremin 157.ci saatinde enkazdan çıkarılan Epilepsi hastası Mustafa’nın çırpınışı,Diyabet hastası 86 yaşındaki İbrahim amcanın ahı,köyde ineğini satıp parasını depremzedeye yollayan Güllü ninenin iç çekişi,sırtına yastığını, yorganını ve sobasını almış kendi elimle götüreceğim diyen Hasine teyzenin yorgunluğu ve diz ağrısı sizleri her daim rahatsız edecek ve rüyalarınıza girecektir.
Ey çürük Rezidans yapanlar,Cennet’ten bir köşe diye sahte ve yalan ilan verenler,dışı seni fakat içi milleti yakan gökdelenler dikenler meşhur oldunuz farkında mısınız? Milletin vicdanında çok iyi yere yerleştiniz biliyor musunuz? Nasıl mı?? Yılan kameralar,termal ısı ölçerler,nefes algılayan cihazlar ve tırnaklarıyla kuyu kazan kahramanların terlemeyen-yorulmayan bedenleri sizleri tarihin kara sayfalarına yazmış-yazacaktır.Sizler o kara yerde yerinizi alırken, şunu iyi bilin ki,bu cansız bedenleri çıkaranların, kurtarmaya katılıp bir ses-bir nefes diyenlerin,tozları yalayarak yaşam koridoru oluşturanların,yaşam suyu verenlerin,,damar yolu açanların,fener tutup ışık olanların,ekiplerde (ekip faresi)denen o zayıf fakat cesaretiyle çok ağır ve kilolu olan kahramanların kestikleri tırnağı değerinde bile olamazsınız.Sizler Hakkari’den Edirne’ye,Antalya’dan Samsun’a en ücra köşelerden can siperane bir şekilde ne bulduysa kapıp deprem bölgesine koşan,hepimiz biriz-beraberiz diyen canların bir tek alın terine karşılık değilsiniz.
Haa…Şu oturduğu yerden ahkam kesenler,lütfen dilinizi kısa tutun,sizlerden çok daha zeki ve akıllı olanlar vardır.Kimseyi etkilemeyin ve yönlendirmeyin.Gölge etmeyin yeter..İllaki bir şey söyleyecekseniz,sabır,metanet,birlik ve beraberlik çağrıları yapın.Fazlası sizlerin boyunuzu çok çok aşmaktadır.Dezerformasyon yapanlar kimlerden cesaret aldığını zannediyorsunuz.Kötü niyetliler ne zaman görünür ? Kurt hangi havada ortaya çıkar ? bunlara ön ayak olmaktan uzak durunuz.
Birkaç tespitte bulunup devam edeyim..
Sen sağol ve sen varol adını bile bilmediğim sayın Erzin Belediye Başkanı…. Sana her şey helal olsun…Akrabalarını bile karşına almış,bir çok arkadaş ve dostlarınla papaz olmuş fakat alet olup yanlışlara mahal vermemişsin.Yatay mimariye destek,yüksek katlara ve uygunsuz yapılara müsaade etmemişsin.Mükafatını da hem siz ve hem de halkın şimdi farkına varmıştır.En az zarar gören ilçe ERZİN…
CHP’li Hatay Belediye Başkanı en güzel ve açıklayıcı beyanatından sonra hiçbir Allah’ın kulu bir kelime yorum yapmamalıydı bu ülkede..Yaşananlar karşısında ”Bütün dünya beraber hareket etseydi iki günden önce hiçbir alana,hiçbir kimse müdahale edemezdi” ifadelerini kullandı.Ne kadar sade ve temiz bir açıklama…
Depreminin yıkıcı etkisiyle Elbistan ilçesinde birçok ev yıkılırken, TOKİ tarafından yapılan binalar sapasağlam ayakta duruyor olması ne anlama geliyor acaba?
Gün geçtikçe depremin verdiği hasarlarda netleşiyor. Çok katlı yapıların olduğu şehir ve ilçelerin yanı sıra müstakil evlerden oluşan köylerinde depremle yerle bir olduğu görüldü.Neden mi? Çünkü köylere bile şehir Müteahhitleri çoktan dadanmıştı.
O ANLAR..
"Uyuyorduk,aşırı bir sarsıntı oldu, o evden nasıl çıktık, nasıl kendimizi kurtardık bilmiyorum.Allah'ım çocuğumu ve ailemi bana bağışladı. Uyuyorduk o şiddetli sarsıntı ile uyandım.Eşim beni sakinleştirdi. Oturdum depremin geçmesini bekledim.O anda yatak odası dolabı üstüme düştü. Yatağın başlığı var o yüzden altında kalmadım.Kapı kilitlendi.Çıkamadım. Pencere balkonundan eşim beni aldı, tarif edilmez çok büyük bir korku. O binadan nasıl canımızı sağ kurtardık inanamıyorum. Zaten 4 ay önce taşınmıştık.İki gün sonra tayin almıştım.Birazcık sallanır sonra durur diye düşündüm. 2-3 saniye sonra sallantılar daha da arttı,dolaplar sallandı eşyalarım aşağı düşmeye başladığında artık bacaklarımı hissetmemeye başladığımda durumu anladım.O soğukta, o yağmurda herkesin korku içerisinde olması insanı daha da bir panik haline sokuyor.Herkes binalara bakıyor, herkes sevdiklerini aramaya çalışıyordu fakat kimse kimseye ulaşamıyordu. Anayola çıkıp binaların olmadığını gördüm. Binalar yola doğru yıkılmış ve gideceğimiz yer de yoktu. Binalar hala yıkılmaya devam ettiği için , O toz bulutunun, enkazların, bağırışların, annelerin, babaların, eşlerin, hayat birikimlerinin enkaz altında kalmalarını duyarak kafayı yiyecek duruma geldim.Aileme bir şekilde ulaştım direk ağlamaya başladılar. Ben hayattayken bir aile ağlıyorsa hayatta olmayan insanların aileleri ne durumda siz düşünebilirsiniz. Ben düşündükçe elim, ayağım titriyor. Gözümün önünde insan çıkardılar,çok sevindim, çocuklarım hala enkazın altında.Bütün dünya seferber oldu. Böyle acıların yaşanmaması lazımdı ama yaşanıyor. Şu an bütün halk gerçekten desteğini gösteriyor.Dayanışma var. Depremi yaşamış bir insan olarak herkese desteklerinden dolayı çok teşekkür ederim. Dualara da çok ihtiyacımız var. Dua edin, yardım edin, oturmayın, sessiz kalmayın, bir şeyler yapın" …….
Oy Melek yüzlü,suçsuz,masum ve günahsız Ayşe,Fatma,Halime-Ali,Veli-Hasan,Hüseyin nasıl uyandınız o şirin uykunuzdan.? Nasıl çığlık attınız,kime seslendiniz ve kimlere sarılmak istediniz.? Sesinize cevap veren oldu mu.? Kelimeler acizdir vesselam…..
Yardımlara koşan dünyanın yarısından fazla ülkesi olmuş,destek vermiş,katkı sunmuş,Türkiye’nin acısını paylaşmıştır.İlginç olan İsrail,Yunanistan ve Ermenistan en hızlı yetişen komşularımız.Hatta 35 yıldır kapalı olan kapısını açan Ermenistan “İyilik ve yardım edebildiğimiz için mutluyuz” ifadelerini nasıl yorumlayacak bu şahsiyetten yoksun Müteahhitler ,destekçileri ve bu durumlardan kendine pay çıkarma peşinde koşan siyasetçi müsveddeleri..
Tamda şu noktada bunu söylemez isem içimde ukte kalacak.Mensubu olmaktan gurur duyduğum,Lideri Dr.Muhammed Ali Fatih ERBAKAN’ın olduğu siyaset sahnesinde Yeniden Refah Partisi olarak bilinen en temiz ve en duyarlı yapılanmanın en üst kademesinden,depremin ilk saatlerinden sonra bütün teşkilatlara şu mesaj iletilmiştir.” Siyasi olarak olumlu veya olumsuz hiçbir yorum ve paylaşım yapılmayacaktır.”Nasıl yardım edebilirim,ne yapabilirime odaklanarak,kriz masalarıyla beraber,teşkilatlar arasında gereken ihtiyaçlar konusunda seferberlik ilanını veriniz ve çalışınız.”Bu yazdığım ifadeyim kim nasıl yorumlarsa……
Asrın felaketinde öne çıkan en önemli tespit şudur.Olaylara vakıf olanlar ve yaşayanlar,can kurtarma faaliyetlerine katılan ve uzaktan şahit olan insanlar (Sıla ve benzeri ) köpeklere teşekkür ederken,belgesiz ve bilgisiz konuşanlara,oturduğu yerden ahkam kesenlere, bu dramatik durumlardan nemalanmak isteyenlere ve özellikle çürük yapılar yaparak insanların ölümüne ve perişanlıklarına sebep olanlara lanet getirmektedir.
Editör: Osman Yıldız