Olacağı Buydu İşte!

KÖŞE YAZISI

            “Suç Duyurusunda Bulunuyorum!” başlıklı makalemin üzerinden birkaç gün geçmeden açıklanan YGS sonuçları, düştüğümüz ya da düşürüldüğümüz durumun vahametini ortaya koyarak yazdıklarımda ne kadar haklı olduğumu gösterdi ki bu haklılığımın beni ne kadar mutsuz ettiğini tahmin edemezsiniz.

                          Evet!

                          Olacağı buydu İşte!

                          YGS sonuçlarına göre Mardinimizin il başarı sıralamasındaki yeri 78. Sıra oldu. Aklı başında olan her Mardinliyi mutsuz etmeye yetecek kadar kötü olan bu sıranın sorumluluğunu,  ilimizin geleceğini kurgulayacak olan gençliğimize yükleyemeyiz. Bu başarısızlığın fatura edileceği birçok nokta vardır mutlaka. Gençlerimizin bu sınava gelesiye kadar geçirdikleri eğitim süreci aşamalarında bir yığın olumsuzluğun odağına okul, aile ve çevresel faktörleri yerleştirmek mümkün.  Ailelerin ekonomik konumundan tutun da derslik sayısının yetersizliğinden dolayı sınıflardaki öğrenci yoğunluğuna varana dek yaşanan ve hala da yaşanmakta olan olumsuzluklara tecrübeli öğretmen eksiğini de kattığımızda mevcut başarısızlık maalesef kaçınılmaz oluyor.

                         Gerçi suç duyurusunda bulunduk ama suçluların başı kuma gömülü maalesef. Mevcut olumsuzlukları ve olumsuzlukların nasıl ve ne zaman giderilebileceğini daha sonra hatırlamak üzere bir kenara bırakarak son olarak yaşadığımız sınav yeri ile ilgili ceza rezaletine tekrar değinmek istiyorum. Geçen yazımda sadece Kızıltepe’ye verilen cezanın haksızlığından bahsetmiştim ama aynı kaderi paylaşan Nusaybinimizin de olduğunu yeri gelmişken söylememde fayda var.  “Suç duyurusunda bulunuyorum!” başlıklı yazımda Nusaybin’deki durumdan söz etmeyişimin temel nedeninde, belki o gün yeğenlerimi sınava yetiştirebilme telaşı yatıyordu ve bu telaştan dolayı eksiğim olduysa Nusaybinli kardeşlerim beni affetsin. Nusaybin’de görev yapan gazeteci kardeşim Arif Altunkaynak’tan dinlediklerimde, aynı kaderi Nusaybinli gençlerin çektiği zorluğu en az Kızıltepelilerin çektiği kadar olduğunun serzenişi vardı.  

                       Değerli okurlarım, gençlerimizin yaşadığı bir yığın sıkıntıyı terazinin bir kefesine ve sınav günü yaşadıkları sıkıntıyı diğer kefeye koyarsak eğer eminim ki birinin diğerine bir ağırlığı olmayacaktır. Yani anlayacağınız, bir önceki yazımda bulunduğum suç duyurusunu yine de tekrarlıyorum. Gençlerimizin başarısız olmasının altında yatan nedenlerden sonuncusu da bu sınav cezası rezaletidir ve bu rezalete de bir an önce son verilmelidir.

                       Son verilmesi gereken sınav cezalarının içinde maalesef ki Ehliyet sınavı, açık öğretim lisesi sınavları da var ki ben bunlara değinmemiştim. Söz konusu ilçelerin,  (Pire-yorgan misali) yaşı- kuruyu gözetmeksizin cezalandırılmasına hiçbir mantığı uyduramıyorum.  

                      Sınav cezası uygulaması ile mağdur edilen gençliğimizin hislerine ne kadar tercüman olabildiğimi bilmiyorum ama bu mağduriyetin de aralarında yer aldığı olumsuzlukların giderilebilmesi için her kesin ve her kesimin el birliğiyle mücadele etmesi gerektiğine inanıyorum. Zira gençliğimizin sınav başarısı olarak bulundukları sıra, kesinlikle hak edilen yerde değildir.

                       İlerdeki yıllarda gençlerimizin sınav başarılarını arzu ettiğimiz sıralarda görebilme umuduyla saygılar sunuyorum