Müzebzebinler

KÖŞE YAZISI

Yaratılan bütün mahlukatın tek yaratıcısı yüce Allah yaratırken mahlukatı her yaratılanın kabiliyet ve yeteneğine göre kendisine bir fıtrat biçmiştir.Bu ilahi yasa gereği, yaratılan her şey fıtratı üzerine yaşar ve fıtratını değiştirmeye ya da fıtrat ekseninin dışına çıkmaya da asla yeltenmez. Tabi  insanoğlu hariç. Zira fıtratını değiştirmeye, kendi fıtratını değiştirmekle yetinmeyip doğanın fıtratını da değiştirmeye cüret eden tek mahluk Allahın yeryüzündeki halifesi insandır. İşte asıl kıyamet fıtrat çizgisinden sapan insanın eliyle vuku bulur.
Yarattığı eseri en iyi bilip tanıyan yüce yaratıcı tanıtıyor bu fıtrat ekseninden sapan yarattıklarını.
 
‘‘ İkiyüzlüler Allahı aldatmaya çalışıyorlar, oysa ki o onların aldatmalarını sağlıyor. Üstelik onlar namaza kalktıklarında, gönülsüzce, insanlara gösteri olsun diye kalkarlar. Allahı ise pek az hatıra getirirler. İki arada bir derede kalmışlardır; ne o tarafa ne de bu tarafa aittirler. Nitekim Allahın sapıklığını tescil ettiği kimseler için asla bir çıkış yolu bulamazsın.’’ (Nisa,142-143)                                      ’’
 
Kimlerdir bunlar, merak mı ediyorsunuz? İşte  size bu meşum kesimin açık kimlik bilgileri;
Allahın yap dediklerini yüzeysel olarak yapıyormuş gibi yapıp, içtensel olarak inkar edenler. Allahın yapma dediklerini yüzünü maskeleyerek yapıp, içsel olarak Allaha muhalefet ettiğinden egosunu tatmin edenler.
 
Yeryüzünde yapmadıkları şeyleri söyleyenler ile emir olunmadıkları şeyleri yapıp itikadi dönekliğin sembollerini sergileyenler.
 
İnanç bakımından hiçbir taraf olmamak ya da ya da her taraf olmak veya bertaraf olanlar. Sinsi tehlikeleri ile pirincin içindeki beyaz taşları andıranlar.
 
 Bu gün İslam topraklarında cereyan eden kişilik kaosunun arkasında saklı olan yegane hastalık olan müzebzebinlik hastalığına yakalananlar.
 
Bu sinsi hastalığa yakalanıp hak ile batıl arasında gidip gelmekle hayatını heder ederler.
İmandaki ikrarsızlığın ve dindeki kararsızlıklarını hayata yansıtanlar.
 
Amentüleri çürük olduklarından hayatları da çürük temeller üzere inşa edilenler.
Adeta denizin hırçın dalgaları üzerine inşa ettikleri tahta barakalarda yaşayanlar.
 Çürük amentülerle sağlam bir kişiliğin oluşacağına kendilerini kandıranlar.
 
Fıtrat mayalarıyla barışık olmadıklarından dolayı bugün kabul ettiklerini yarın inkara kalkışırlar.
 
Kalben inanmadıkları halde sürüler misali idraklerine deli gömlekleri giydirilen  tebaalarını kaybetmemek için onlardanmış gibi görünmeye çalışanlar.
 
İnandıkları ideolojileri gereği geceleri solcu olup, halklarının inançları gereği gündüzleri salt sağcı kesilenler.
 
Sınırlarının dışında vuku bulan gayri meşru olaylara hassasiyet icabı midesi bulanıp da burnunun dibinde işlenilen insanlık dramına kılını kıpırdatmayanlar.
 
Kendi emellerine ulaşmak için halkının inanç ilklerini afaki söylemlerle temelden sarsmaya kalkışanlar.
 
Kitleleri Allah huzurunda saf tutmaya zorlayıp arkalarında alaylı gözlerlerle izleyenler.
Allahın evini ziyaret etme vecibesine Arap ekonomisine katkıdır diye engelleyenler.
Gayri Müslimlerin hak ve hukukunu talan etmeyi vatani bir görev sayanlar.
 
Öte yandan Müslüman soyunu kökünden kazıtmaya çalışanlara şirin gözükmek için onların işledikleri cürümleri görmezden gelenler.
Olduğu gibi görünmeyip, göründüğü gibi olmayanlar.
 
Hülasa; bir ayakları fıtrat rayının kenarından sürtünürken diğer ayakları fıtrat dışı lağımlı bataklıklarda çamura batanlar. 
 
İnsanlık erdemliliklerine bir akrebin akrepliğine olan sadakati kadar samimi olmayanlar.   
 
Günün birinde fıtratı pak bir Allah kulu, suya düşen akrebi kurtarmak ister, elini uzatınca akrep sokar. Derviş tekrar dener, ama akrep yine sokar… görenler dervişe: iyilik yapmak istediğin halde sana zarar verene daha ne diye yardım edersin. Der. Dervişin cevabı manidardır: Akrebin fıtratında sokmak var, benim fıtratımda ise yaratılanı yaratandan ötürü sevmek, merhamet etmek; o fıtratının gereğini yapıyor diye ben niye fıtratımı değiştireyim der.    
 
İşte fıtrat değişimi handikabına uğrayan insandır fıtratıyla bağdaşmayan cürümlerin altına imza atan. Ayağı fıtrat ekseninden kayandır şeytandan daha çok şeytanlaşan insan,  midesi doymasına rağmen gözü doymayan en bedbaht canavardır o fıtratı bozulmuş insan.  
   
Kendi fıtratıyla barışık olmayanın kendisine yararı olmazken insanlığa faydası nasıl olsun. Müzebzebinler cehennemin en esfel tabakalarında ateşe  kütük olmakla kalmayıp, tebaalarını da idraklerine deli gömlekleri giydirerek arkalarında sürüklerler…