Müslümanlar, Müslümanlık-Kimdir?
Müslümanlık zalime karşı onurlu ve dik bir duruştur. Müslümanlara ve mazlumlara karşı da bir şems-i tevazu olarak doğuştur.
Allaha kul, Hz. Muhammed’e ümmet olmak, ne şeref… Öyle ise şereflerin, onurların şahı ve padişahı Müslümanlıktır, Müslüman olmaktır.Hamd olsun. Müslümanlıknimet, bilirsen kıymet… Seni bırakmaz izzet; kaçar, korkar, çekinir senden ve etrafından zillet.
İnsanlara güven mi pompalıyorsunuz; yoksa endişe mi? Şüphesiz mü‘minin her şeraitte güven veren, güvenilir olandır.
Müslüman vasat olandır. Orta yolda yürüyendir. İnsanları, ürkütmekten,korkutmaktan,üzmekten,kırmaktan korkandır. Demokrat olmak değil, kendisine demokrat olmak hiç değil.
Rabbani olan zalime karşı izzetlice "elif gibi" dik durur.Mü'minlere karşı mütevazidir, Rabbine bağlılığıyla kendini "vav gibi" secdede bulur. İman/küfür, aydınlık/karanlık, dostluk/düşmanlık, sevgi/nefret, inşa etmek/imha etmek hep iki yol. Rabbani olanlar hep ilkten olanlardır.
Birbirinin derdine dermana olan, yarasına merhem olan Mü'minler, ne güzel Mü'minlerdir. Onlara yüzbinlerce selam olsun.
Bir binanın tuğlaları gibi birbirine kenetlenen Mü'minler, ne güzel Mü'minlerdir. Onlara yüzbinlerce selam olsun.
Birbirinin uğruna can veren Müminler bu çağda da var hamd olsun.
Ümitsizlik Mü'minin karı değildir.
Hayatınızda İslam ve İslami sorumluluk olduğu kadar Müslümansınız.
Mütedeyyin Müslümanlar olarak bulunduğumuz ortamlarda farkımız olmalıdır. Evet, belki de bizi tanıyan "eminliğimizin" altına imza atabilmelidir
Müslümanlar ayna gibidir. Herkes kendisini onlarda görüyor.
Rüzgâr önünde savrulan bir yaprak asla olmamalıdır, Müslüman. Rabbinin düsturları çerçevesinde rüzgâra, hayata yön vermelidir.
Evet, bir Müslüman inancının gereklerini kuşanarak her yerde olmalıdır. Kur'an'ı rehber edinmiş biri bulunduğu yerde etkileyen olmalıdır.
Müslüman mı, Allah istemedikçe dünya bir araya gelse bana bir zarar veremez düşüncesini yaşayandır.
Evet, her bir Müslüman bir öğretmen edasıyla kalp işçisidir. Kalpleri onarmak, inşa etmek ve kazanmak onun işidir.
…
Müslüman en az konuşmak kadar susmayı ve dinlemeyi de bilendir. Bulunduğu ortamlara rengini veren, imzasını atandır.Evet, ondan herkes Müslümanın "eminliğinin" altına imzasını atar.
Pratik mi, teorinin ruhudur. Hayır, hayır; teori pratiğin ruhu… Teorisiz pratik cehalet, pratiksiz teori enaniyet olur. Biri birinin ruhudur. İşte Müslüman, vahyin dünya ve ahireti inşa etme teorisinin ve pratiğinin kendisinde bir araya geldiği kişidir. Rabbim, vahyin teorisi ve pratiğiyle başta kendisini, dünya ve ahiretini inşa eden, sonra da insanlığın inşa edilmesinde ter dökenlerden eylesin.
…
Fatih AKMAN
Editör: Nezir Güneş