Müslümanlar daha ne istiyor?

       Allah'ın insanları yaratmadaki esrarı, tekrar insanın kendi varlığında mevcuttur. Aklı başında her insan bunu keşfedebilir.

      Çünkü insanın yapısının güzelliği, Allah'ın bir takım özellikleri ile donatıldığının apacık delilidir.

     Buna karşı Allah insanları yaratırken, onları başı boş bırakmadığını da her şekilde beyan etmiştir.

      Bunun içindir ki insanlar yapmak yada uygulamak veya uygulamaya

mecbur oldukları şeyleri belirlenmiş kaideler dahilinde yerine getirmek zorundalar.

      Allah, Ademin çocukları olan Habil ile Kabil' den beri doğruyu ve yanlışı insanlara bildirmiştir. Yanlışın ne derece kötü olduğunu Kabil'in, Habil'i kardeşi olmasına rağmen öldürmesi olayından anlıyoruz.

      Doğruyu da Habil'in en güzel, en temiz ve taze hediyeleri Allah'a sunmasından fark edebiliyoruz.

       Allah hangisini tasvip etmiştir? Dersek, tabi ki doğru olanı tasvip ve kabul buyurmuştur.

       Günümüz şartlarından baktığımız zaman, Habil'de, Kabil'de Allah'a inanan iki fert iki Müslüman’dır. Aradaki fark Müslüman olma bilinci ile doğruyu yapmaya çalışan Habil olmuştur. Fakat ölen de Habil olmuştur.

       Çünkü Kabil bir nefret, bir kin, bir ihanet, bir benlik duyguları ile şeytana uymuş, ölmeyi ve öldürmeyi o saf ve temiz duyguları sayesinde aklından bile geçirmeyen Habil'i öldürerek Müslüman bütünlüğü de yok etmeye doğru sevk etmiştir.

       Dünyada tam anlamıyla kaç Müslüman vardır bilinmez ama Peygamber Efendimizin o güzel daveti sayesinde şu anda yeryüzünde milyarlarca İslam’la şereflenen Müslüman insan vardır.

       Peki söyler misiniz kaç tane topluluk vardır ki sayıları milyarları bulsun? Bulmaz, çünkü insanlar İslamiyet’in hakkaniyetine fazlasıyla inanmışlar.

      Gelelim asıl meseleye. Yeryüzünde bu kadar Müslüman insan varken, neden Somali'de aç kalanlar genelde Müslümanlar oluyor, Filistin'de toprakları ellerinden alınanlar Müslümanlar oluyor, Afganistan'da batının kazanımı için öldürülenler Müslümanlar oluyor, Mısır, Libya, Tunus, Suriye gibi ülkelerde karışıklığa ve öldürülmeye maruz kalanlar Müslümanlar oluyor.

      Hep Müslümanlar, hep Müslüman ülkeleri,

      Bir türlü bir elmanın birleştirici parçaları olamadık. Bugün baktığımızda Somali'de bir insanlık dramı gerçekleşiyor.  Analar göç esnasında çocukları arasında tercih yapmak zorunda kalıyor. Binlerce çocuk ve yine yüzlerce yetişkin insan ölüyor Somali'de. Ve batı hiçbir şekilde kılını kıpırdatmıyor.

Neden? Biliyor musunuz;

       Çünkü bu ölümlerin gerçekleşmesinde ki en büyük sebep batının Afrika'ya yerleşkelerini kurup yer altı ve yer üstü zenginliklerini onlardan almasıdır. Tekrar onların ameleliği ile gerçekleştirilen sömürge karın tokluğuna verilen bir maaşla da sonlandırılmasıdır.

       İstihdama yönelik hiçbir adım atılmadı. Sadece kullandırıldı ve birkaç kuruşa Hıristiyan ve Yahudileştirildi. Bunda da başarılı olundu.

       Allah Müslümanlara her konuda birbirlerine yardım etmelerini emretmiş.

       Aç olanı doyuranın, zorda kalana yardım edenin, bir bütünlük halinde Allah'ın emir ve yasaklarını yerine getiren her Müslüman’ın yanı da olacağını, rızkını kat kat artıracağını, her halükarda yapacağı en ufak bir iyiliğin bile mükafatının muhteşem olacağını beyan etmiş. 

      Peki bunun farkında olan bir "Müslüman daha ne istiyor"? Somali'de aç olan kardeşine neden el uzatmıyor, kucak açmıyor.

      İslam önderleri bu tarzda ki ülkelere gitmekte neden gecikiyor? Ve neden meydanı kurda, çakala, yalancıya, dolandırıcıya,sömürgeciye bırakıyor?

      Yoksa kendileri de mi şu bir kaç günlük dünyada, makam ve mevki peşindeler?

      Batı onlarında mı gözünü üç beş kuruşa boyamış?

      Bugün ben liderim diyen bir Müslüman sorumluluğunu bilmeli ve ona göre hareket etmelidir. Aksi takdirde İslam’a ve insanlığına büyük zararlar verir.

      Allah ve Peygamberinin Müslümanlara sunduğu cenneti kazanmak çok kolay. Yeter ki Müslüman olma hissiyatıyla gafletten uyanalım ve din kardeşliği bünyesinde birleşip birbirimize ihanet etmeyelim.

     Elimizdeki Allah, Kur-an ve Hz. Peygamber yoluna sımsıkı sarılalım. Göreceksiniz ki nasıl Müslümanlar zaferin sancağı altında yeni çocuklarını büyütüyorlar. 

      Bize Allah'ın rızası yetmez mi? "Daha ne istiyoruz?"