Müslümanlar Arasında Yaşayan Kalbinde Hastalık Bulunan İnsanlar

“Onların çoğu Allah’a iman etmezler de ancak şirk katıp-dururlar.” (Yusuf Suresi, 106) 

Allah Katında hak olan dini yaşamak, Allah’ın hükümlerini yerine getirmek demektir. Kendi aklımızla sergilediğimiz davranışların ise Allah Katında geçerliliği yoktur. Böyle bir tavır şirk anlamına gelir. Çünkü şirk için sadece, tahtadan şekiller verilerek putlara tapmak diye bir tanımlama yapamayız. Şirk, insanın Allah’tan başka herhangi bir şeyden medet umması, yardım beklemesi anlamına gelir. Ve insanın titizlikle kaçınması gereken bir durumdur. Çünkü bu, Allah’a karşı işlenen ve affedilmesi olmayan büyük bir günahtır.

Allah’a samimi olarak gönülden bağlı insanlar, Kuran ahlakını eksiksizce uygulayan kişilerdir. Allah’ın ayeti gereği tüm özellikleriyle diğer insanlar arasında üstün olan kişilerdir. Ve bu üstünlükleriyle hemen dikkat çekerler.

“Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz.” (Al-i İmran Suresi, 139)

Kaliteli bir karaktere, duruşa ve hayata sahip olmaları her yerde kendini gösterir. Bu nedenle insanlardan bazıları Müslümanlara imrenir, takdir eder, bazıları da kıskançlıklarından ve kibirlerinden dolayı beğenmezler, beğenseler bile bunu dile getirmezler. Bu kişiler, Müslümanlar hakkında olumsuz konuşmalarda bulunur ve alaycı ifadeler kullanırlar. Hatta “Doğrusu, uydurulmuş bir yalanla gelenler, sizin içinizden birlikte davranan bir topluluktur…” (Nur Suresi, 11) ayetiyle kalplerinde hastalık bulunan bu kişilerin Müslümanların arasında olduğu bildirilir ki bu kişiler Müslümanlar aleyhinde dostluklar kurarlar.

“Onlar, mü’minleri bırakıp kafirleri dostlar (veliler) edinirler. ‘Kuvvet ve onuru (izzeti)’ onların yanında mı arıyorlar? Şüphesiz, ‘bütün kuvvet ve onur,’ Allah’ındır.” (Nisa Suresi, 139) 

Ancak Müslümanlara karşı duydukları gizli hayranlık bir şekilde anlaşılır. Bu bazen esprilerinde, bazen de üstü kapalı ifadelerinde ortaya çıkar. Müslümanlara ne kadar iftira atılırsa atılsın hatta aleyhlerinde çalışmalar yapılsın onlar Allah’ın izniyle yine üstün olan taraftır. Allah Kuran’da kalpleri hastalıklı kişilerin sözlerinde sadık olmayıp yalancılar olduğunu bildirir:

“Allah'ın kendilerine karşı gazablandığı bir kavmi veli (dost ve müttefik) edinenleri görmedin mi? Onlar, ne sizdendirler, ne onlardan. Kendileri de (açıkça gerçeği) bildikleri halde, yalan üzere yemin ediyorlar.” (Mücadele Suresi, 14) 

Bir başka ayette ise bu kişilerin, iman edenlerin başına gelen sıkıntıdan sevinç duydukları, iyilik geldiğinde ise tasalandıkları bildirilir:

“Size bir iyilik dokununca tasalanırlar, size bir kötülük isabet ettiğindeyse buna sevinirler. Eğer siz sabreder ve sakınırsanız, onların ‘hileli düzenleri’ size hiçbir zarar veremez...” (Al-i İmran Suresi, 120)

Allah bu kişilerin ahirette büyük bir azapla karşılaşacağını da ayette şu şekilde bildirir:

“Kalplerinde hastalık vardır. Allah da hastalıklarını arttırmıştır. Yalan söylemekte olduklarından dolayı, onlar için acı bir azab vardır.” (Bakara Suresi, 10)