Müjdeler Neyine? Kadim Adın Yeter Ey Memleketim

KÖŞE YAZISI

    Geçen ay Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve heyeti Mardin'e teşrif etmişlerdi. Geleceği ilan edildikten sonra herkes vereceği müjdeleri merakla bekliyordu. Ardından Turizm bakanımızın gelmesi Mardin Kalesi ve Turizm yatırımları beklentisi yükselmişti.

Mardin tarihte olmamış bir çaba ve gayretle heyeti ağırlamak için seferber olmuştu. Alışık olmadığımız hız ve düzeyde hizmetlerle tanıştık.

    Cumhurbaşkanının geçeceği güzergah süslendi, Caddeler parke taşı üstüne acil asfalt döşendi. Trafik yön tabelalar asıldı. Yapılan Asfalt üstüne Sizler için çalışıyoruz logosu işlendi. Kaldırım üstüne kaldırım yapıldı. Bayrak ve çiçeklerle süslendi. Yıkandı. Cumhurbaşkanına sürekli ve kesintisiz olağanüstü hizmetler verildiği, büyük hizmetler sağlandığı, yatırımlar yapıldığı aktarıldı. Ancak arka planda maalesef çök acı gerçeklerle yüz yüzeyiz. Kamera arkası çok farklı manzaralar halka izletiliyor. Mardin çok şey kayıp ediyor. Kayıp ettiriliyor adı üstünden prim kapanlar tarafından.

     Büyük şehir kültürü yaşatılamadı adı büyük kadim kente.  Belediyede Bürokrat dostumuzun acı itirafı aynen şu; gelin süslüyoruz seçim arifesine kadar makyaj dökülür ortada kalırız diyor,  Böyle olunca da Sayın Cumhurbaşkanı yapılacaklardan daha önce gönderilen ödenekler ve yapılanlar üzerinde durdu.  Maalesef Mardin'e yeni kazanımlar konusunda müjde alamadık. Anladığım kadarı ile ciddi talepler de olmadı. Herkes fotoğraf karesinde yer alabilmek telaşı ile geçirdi.

Kadim kentin sorunlarına kalıcı ve köklü çözümler bulunması,  yeni proje ve kazanımlar sağlanması için ortak aklın hareket etmesi farzdır. 7 den 70e vatandaşların,  Şehrin tüm kurum, kuruluş bileşen ve paydaşların; Tecrübe, birikim ve düşüncelerinden faydalanılmalı. Kimseyi dışlamadan, ötekileştirmeden, ortak hedef Mardin faydası için elbirliği ile ortak hareket edilmesi zaruridir.

     Farklı fikirleri ve çabaları olan bütün Kurumlar, Bürokratlar, Parti, Sivil Toplum,  Esnaf, Sanayici kısaca şehirde yaşayan ve havasını soluyan herkes sorumluluk bilinci ile hareket ederek bu kadim memlekete vefasını göstermelidir.

Memleket faydasını, Bireysel menfaatlerden daha çok önemsemeliyiz.

İkiyüzlülük ve yalaka hastalığından kurtulmak için acil tedavi görmeliyiz. Gerçeklerle yüzleşme cesaretini göstermeliyiz.

Sanal kahramanlıklar ve görsel şölenlerden daha çok kalıcı, yerinde bir taş koymaya odaklanmalıyız.

Bütçe sıfırlama hizmet anlayışı yerine, yerindelik ve Hizmet odaklı, tasarruf ve kalite öncelenerek, bütçelerle daha çok kalıcı sağlam verimli eser ve hizmetler kazandırılmalı.
Sayın Erdoğan’ı Başkan yaptıran ve halkla bütünleştiren, Öncelikle halkın hizmetkârı anlayışı ile öncelikle halk odaklı yaptığı hizmetlerdir. Halka hak ettiği yeterli hizmet verilemiyorsa davasına ihanet olmaz mı? Özellikle vatandaşlık kapsamında hak ettiği temiz çevre, eğitim, sağlık gibi temel hizmetler de bile aksamalar ve keyfi uygulamalara göz yumuluyorsa ne ile izah edilebilir. Dava adamı olduklarını iddia ederek her türlü nemalanma ve ayrıcalıklı olma peşinde koşanlara ne demeli?

 

 Meramımı özetleyen tarihi bir olaya bakalım. Yoruma gerek kalmayacak kadar da halimiz Net. Bu kadar gelişim ve zamandan sonra neler değişti? Ne aşamadayız?  

  30 yıl önceleri Sayın Demirel seçim kazanmış Hükümeti kurmuştur. Tüm il teşkilatları kafileler halinde Başbakanlığa kutlamaya giderler. İl plaka sıralamasına göre Heyetler kabul edilmekteler. Mardin heyetine sıra gelmeden içeri davet edilir. Buna Mardin heyeti sevinmiştir. Ancak sırası atlanan İl başkanı, özel kalem Müdürüne itiraz eder.  Özel kalem müdürü şöyle cevap verir; Mardin içeri girince küçük bir kaç talepleri olacağından erken çıkacaklar. Bunlar birkaç tayin bir miktar kadro isteyip memnun ayrılacaklar.  Ancak sizler büyük projeler talep edeceğinizden müzakere ve değerlendirme uzun sürecek. Bırakalım da Mardin girip çıksın etrafımız rahatlasın sizin otoban, hastane, üniversite vb. projelerinizle daha rahat ilgilenebilelim. Bu diyalogu duyan ve bize aktaran Mardin il başkanı yerine dibine girdiklerini ancak gerçeklik karşısında yapacak bir şey olmadığını söyler. Evet, Mardin heyeti heybesinde neler vardı?  

Malatya, Maraş, Manisa’dan…… neyimiz eksikti?  Birçok fazlalılığımız dahi var.  Mardin Kalesi ve tarihi mirası büyük hazine değil mi?

Kadim memleketimize; kadirşinas şahsiyetler bekleyerek,  

hak ettiği hizmet ve kazanımlara kavuşma umudu ile selametle kalın..