Monosodyum GLUTAMAT (MSG – ÇİN TUZU - E621)’ın Çocukları üzerine etkileri
“MSG” simgesi ile belirtilen mono sodyum glutamat halk arasında “Çin Tuzu” olarak da isimlendirilen “E621” kodu ile piyasaya sürülen lezzet arttırıcı gıda katkı maddesidir. MSG bir aminoasit olan glutamik asidin iki karboksil (COOH) grubundan birine sodyum bağlanması ile oluşan bir tuzdur. MSG %78 glutamik asit, %21 sodyum ve %1 kontaminant ve ayrıca su içerir.
Vücutta üretilen en yaygın doğal amino asit olan glutamat; çeşitli dokuların protein ve peptitlerinin ana bileşenini oluşturmakta ve insan metabolizmasında önemli rol oynamaktadır. Genel olarak gıdalarda bulunan doğal glutamik asit sağlık açısından risk oluşturmaz ancak endüstriyel işleme sırasında üretilen sentetik glutamik asit bir toksindir. Bu aminoasit çok sayıda gıdada protein yapı taşı olarak bulunmaktadır. Buğday proteininin %29’u, süt proteininin %20’si glutamik asitten oluşmaktadır. Serbest formda en çok bulundurduğu gıdalar; parmesan peyniri, domates kurusu ve mantardır. Gıdalarda doğal olarak glutamik asit gibi glutamat da bulunabilmektedir. Glutamat stabil olmadığı için işleme ve depolama sırasında parçalanabilmekte ve bu durumda gıdanın lezzeti azalmaktadır.
Örneğin domatesteki aminoasitlerin %41’i glutamattır ve salçaya işleme sırasında %66 kayıp olmaktadır. Glutamat tuzu gıda katkı maddeleri; ticari olarak glutamik asitten sentezlenir veya protein, şeker kamışı ya da pancarının fermentasyon ürünlerinden enzimatik hidroliz yoluyla ayrıştırılır ve gıdalara saflaştırılmış monosodyum tuzu, aminoasit karışımının bir komponenti veya proteinlerin asidik veya enzimatik hidrolizi sonucu açığa çıkan küçük peptidler olarak eklenmektedir. MSG’nin kendine özgü tadı “umami” olarak tanımlansa da özellikle tuzlu ve acı gıdaların lezzetini güçlendirdiği bir gerçektir. MSG’nin tadı güçlendirme etkisi; tükürük salgısını arttırması, tat reseptörlerini uyarması ve diğer tat bileşikleri ile kompleks oluşturması ile açıklanmaktadır.
MSG lezzet arttırıcı bir eksitoksindir. Eksitoksin, hücreleri aşırı uyarır. Bu hücrelerin zarar görmesine ve ölmesine neden olur. MSG’nin yol açtığı hastalıkları sıralayacak olursak: Merkezi Sinir Sistemi hastalıkları, epilepsi (sara), retinal dejenarasyon (göz retina tabakası hasarı), yağ birikimi, doyma mekanizmalarında bozukluk, obezite, büyüme hormonu baskılanması, pankreas hasarı, insülinde artış ve buna bağlı olarak diyabet; böbrek ve karaciğerde de hasar yaratmaktadır. Aşırı tüketildiğinde “Çin restoranı sendromu” olarak isimlendirilen; baş dönmesi, baş ağrısı, bulantı, çarpıntı vb. semptomlar ile karşılaşılabilmektedir.
MSG’NİN BEBEK VE KÜÇÜK ÇOCUK GIDALARINDA KULLANILMASINA İZİN VERİLMEMEKTEDİR.
Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (European Food Safety Authority - EFSA) MSG’nin günlük ADI (güvenilir doz) miktarını vücut ağırlığı (kg) başına 30 mg olarak belirlemiş ve özellikle MSG içeriği yüksek gıdaların fazla miktarda tüketiminin toplumdaki tüm bireyler ve bazı duyarlı gruplar (çocuklar ve gençler) için yan etkilerinin olabileceğini bildirmiştir.
MSG SIKLIKLA NERELERDE BULUNUR?
• Hazır çorbalar, et–tavuk bulyonlar, dondurulmuş gıdalar, mayonez, salata sosları, çeşnili gıdalar, aromalı gıdalar, gofretler, bisküviler, fermente sucuk-salam-sosis, cips ve mısır çeşitleri, bazı katı yağlarda kısacası paketli ürünlerin çoğunda bulunmaktadır.
MSG’NİN ÇOCUK SAĞLIĞI ÜZERİNE ETKİLERİ
• Çocuklarda obeziteye sebep olmaktadır. MSG gıdalarda lezzet arttırıcı olarak kullanıldığından aşırı yemeye sebep olmakta ve gıdaların karbonhidrat içeriğinden ve fazla tüketiminden dolayı obeziteye sebep olmaktadır.
• Tip 2 Diyabet için zemin hazırlamaktadır. Yapılan araştırmalara göre MSG’nin plazma insülin seviyesini arttırdığı belirtilmiştir. Bozulmuş insülin sekresyonu sonucu tip 2 diyabet tablosu ile karşılaşılmaktadır.
• Çocuklarda hiperaktivite ve dikkat eksikliğine sebep olmaktadır. Bilimsel veriler, MSG'nin çocuklarda dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu veya diğer davranış problemlerine yol açabileceğini göstermiştir.
• Alerjik astımı tetiklemekte ve semptomlarını arttırmaktadır. MSG kullanımına bağlı muhtemel olumsuzlukların başında alerjik etkisi ve astım ataklarının ilerlemesi olduğu belirtilmiştir.
• Çocuk ve ergenlerde hormonal bozulmalara sebebiyet vermektedir. MSG’nin aşırı miktarda tüketilmesi büyüme hormonunu baskılamaktadır. Bu da çocuklarda gelişimi olumsuz etkilemektedir.
• Çocuk ve ergenlerde ruhsal bozukluklara sebep olmaktadır.
• Beyin gelişimi ve nöronal sistemi olumsuz etkilemektedir. MSG özellikle beynin fiziksel fonksiyonlarını bozmakta ve oksidatif hasara neden olmaktadır. Aşırı MSG tüketimi ani nöron ölümüne neden olabilmektedir. Ayrıca, yenidoğan döneminde yüksek doz MSG'nin öğrenme ve hafıza kusurlarına neden olduğu ve nöral sistemi bozabileceği bildirilmiştir. MSG bebeklerde ve çocuklarda konvülsiyon(havale,nöbet) riskini de arttırmaktadır.
• Çocuklarda migren oluşumu ve migren atakları gelişme riskini arttırır. Migreni tetikleyen yiyecek, içecek ve katkı maddelerinin başında MSG gelmektedir. Migren tetikleyicisi olan MSG tüketimi migren sürecinin aşamalarını tetiklemektedir.
Editör: Uzm. Dyt. Dilan ÖZGÜN