Misâl-i Âb Varlığı Olan İnsan
Varlığıyla hayat, yokluğuyla ölümdür. Bir damlası donduğu vakit genleşecek saha bulmadığında kayayı patlatır.
Divan Edebiyatı Şairi Nâbî üzerinde düşünülmeye değer bir beyt’i ne kadar da ince bir açıklık getirmiştir:
“Misâl-i âb ederiz nîk ü bedle âmizeş
Bu kâr-gehde mu’ayyen mi’cazımız yokdur.”
Misâl-i âb: Su gibi
Nîk: İyi
Bed: Kötü
Âmizeş: Geçinmek, bir arada bulunabilmek
Kâr: İş
-geh: Yer (mekân) eki
Mu’ayyen: Ta’yin edilmiş, belirlenmiş
Mi’zâc: Karakter
(Su gibiyiz. İyi ile de geçiniriz, kötü ile de.)
Divan Edebiyatı Şairi Nâbî’nin güzel beyt’inden de anlaşılacağı gibi insan adeta su gibi olmalıdır.
Su nedir?
Su nasıldır?
İnsan yaşamının misâl-i âb olan varlığı nedir?
Anâsır-ı erba’adan biri olan su, canlıların kendi hayatlarını idame ettirebilmeleri için vazgeçilmez maddelerin başında gelir. Hayatın kaynağı olarak bilinmekte olan su, öneminden dolayı tarihin ilk dönemlerinden günümüze kadar insanın duygu, düşünce ve yaşamının şekillenmesinde önemli rol oynamıştır.
Suyun var oluşunun kendisi özeldir. Suyun rengi yoktur. Şekli şemali yoktur, girilen her yerin şeklini almakla beraber karakteri asla atmaz. Önüne çıkılan her yüksekliği yavaşça zamanla aşar. Aşılmayacak gibi bir derdi olmaz, usulca sessizce dibinden dolaşır, yolunu bulup akıp gider. Var oluşu hem görünür hem görünmez bir halde. Su yaşamın her noktasında var olmaktadır. Her hâliyle özel ve güzeldir; deniz iken de, akarken de, dururken de, damla iken de, ıslaklık hâlinde iken de, donmuş iken de, sıvı iken de, buharlaşmış iken de.
Su yaşamın içerisinde vazgeçilmezdir. Kimse onsuz yapamaz, iyiler de kötüler de. Su yumuşaktır fakat bildiğiniz en sert maddelerden daha da sağlamdır.
Varlığıyla hayat, yokluğuyla ölümdür. Bir damlası donduğu vakit genleşecek saha bulmadığında kayayı patlatır.
Su, hem yapıcı hem yıkıcı olması hasebiyle de tasavvufta farklı değerlendirilir. Temizlik, rahmet ve hayatın kaynağı manalarıyla Allah’ın “Cemâl”; dünya ve ahirette ceza aracı olarak kullanması yönüyle de “Celâl” sıfatını karşılar. Bütün rızıklar ona bağlıdır.
Su, birçok peygamberin nübüvvet ve hayat mücadelesinde yardımcı bir unsur olarak karşılandığı da net bir şekilde görülmüştür.
Su, Hz. İbrahim’e selamet, Hz. İsmail’e zemzem, Hz. Nuh ile Hz. Musa’ya kurtuluş vesilesi, Hızır ve İlyas (a.s)’a âb-ı hayat,Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)’ya nübüvvet mucizesi olmuştur.
Misâl-i Âb varlığı olan insan;
Hadi… Kendizi şimdi su olduğunuzu düşünün ve kendinizi su gibi hissedin… Su gibi özel, su gibi güzel, su gibi berrak… Su gibi hayatın kaynağı ve su gibi bitmez, tükenmez olduğunuzu hatırlayın… Ama yine de su gibi küçük bardağın içine sığdırınki kendinizi; girebilmeyi öğrenin insanların damarlarına.
Ve…
İşte! “İyi insan ‘su gibi olmalı’ denmiştir. Aranmalı, özlenmeli, onsuz olunmamalı.
Su gibi hep güzel, su gibi vazgeçilmez, su gibi bir hayatınızın olduğunu düşünün.
Misâl-i Âb olan insan, hep iyi ve yaşatıcı olmanız duası / dileğiyle…
Vesselam.
Editör: Gülten Akgül