Miraç; Bunaldığın...
Miraç; Bunaldığın Zaman Gök kapılarının açılması. Peygamber Efendimizin zaman ve mekan sınırlarını aşarak Mescidi Haram'dan Mescidi Aksa'ya oradan da ilahi huzura yaptığı yolculuğun birinci bölümüne gece yürüyüşü anlamına gelen "İsra", İkinci bölümü olan Kudüs'ten göklere yaptığı yolculuğa da "Miraç" adı verilmiştir.
Kur'anda mucizenin ilk kısmı olan gece yürüyüşü şöyle anlatılır:Bir gece, kendisine bazı delillerimizi gösterelim diye kulu Muhammedi, Mescid-i Haram'dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya götüren Allah'ın şanı ne yücedir! Bütün eksikliklerden uzaktır O!
Gerçekten, her şeyi işiten, her şeyi gören O'dur.(İsra,1) Bu ayette özellikle Peygamberimizin "abd" kul olarak Allah'ın huzuruna çıktığı hatırlatılıyor. Yani O bir melek değildi. Sahip olduğu sınırlı duyularla bir beşer olarak ilahi lütufa mazhar olan Efendimizi (as) etrafı mübarek kılınan bu mescide yolculuğu yaptıranın Allah olduğu hatırlatılıyor. Ayrıca bu yolculukta bir takım ayetlerin ve mucizelerin gösterileceği ifade edilmektedir.
Bu mucizeyi inkar edecekler için ayetin başı "Subhanellezi" ile başlıyarak"Bunları gerçekleştiren Allah sizin sahip olduğunuz eksikliklerden münezzehtir. " uyarısında bulunulmuştur.
Peygamberimiz Mekkeli müşriklerin boykot yıllarının sonrası, en büyük iki destekçisi Amcası Ebu Talip ile biricik eşi Hz. Hatice'yi kaybetmiştir. Bu yıla "Hüzün yılı" denildi. Acılar arka arkasına gelmişti. Peygamberimiz Taif'e yönelip belki oradaki insanlara İslam'ı anlatırım düşüncesiyle oraya gitmiş ve orada büyük bir eziyetle karşılaşmış, mübarek ayakları kan revan içerisinde taşlanarak dönmüştü.
İçinde bulunduğu hali en yalın haliyle Rabbine arz ediyordu Yüce Rasül:
"Allahım! güçsüz ve çaresiz kaldığımı, halk nazarında hor görüldüğümü ancak sana arz ve şikayet ederim.Ey merhametlilerin merhametlisi, her kesin zayıf görüp de dalına bindiği, biçarelerin Rabbi Sensin. Sensin Rabbim benim. Beni kime bıraktın! Huysuz ve yüzsüz yabancıya mı, yoksa bu işimde bana hakim olacak düşmana mı? Allahım!Eğer bana karşı gazaplı değilsen, çektiğim mihnetlere, belalara hiç aldırmam. Fakat senin esirgeyiciliğin bunları göstermeyecek kadar geniştir."
İşte Peygamberimiz böyle acıların üst üste geldiği bu dönemde sanki O'na göklerden haber vardı.
Ya Muhammed seni yeryüzünde hor mu görüyorlar. Gökyüzünde sana hasret meleklerim var.
Ey Mustafam diyordu yüce Rabbimiz.
Seni aşağıda çok mu üzdüler, Sen doğru yoldasın, çektiğin sıkıntılar sabredilmeye değer işler, bak kainatın yönetildiği merkez burasıdır. Dünya onların sandığı gibi güçlülerin elinde değil, Senin Rabbinin elinde...
İşte cennet işte cehennem. İnsanları davet edeceğin hak ve hakikatleri dünya gözünle gör...
Adeta Efendimiz gönlü ferahlamış, dertlerini unutmuş, Rabbiyle konuşmuş onun yardımının arkasında olduğunu görmüş, inandığı davanın gaybaleminde nasıl bir karşılık gördüğünü kalbiyle idrak etmiş kalbi mutmain olarak yeryüzüne yeniden dönüyordu. Dönerken Rabbi misafiri olan habibini hediyelerle yeniden çetin mücadeleye kaldığı yerden daha güçlü ve metin olarak devam edebilmesi için müjdelerle, ikramlarla ümmetinin yanına gönderiyordu. Peygamberimize bu Miraç mülakatında üç hediye verildi.
1.Beş vakit namaz
2.Bakara Suresinin son iki ayeti
3.Peygamberimizin ümmetinden olan ve Allah şirk koşmadıkça insanların günahlarının bağışlanacağı müjdesi. Bu hediyelere baktığımız zaman Namazın Peygamberimizin bizzat yanına çağırarak vermesi Allah katında ne büyük önem taşıdığını göstermekle birlikte Peygamberimizin "Namaz müminin miracıdır" hadisi ilesanki ümmetinin de tıpkı kendisinin bu yolculukla ilahi lutuflara mazhar olduğu gibi Namazla Allah'ın huzuruna aynı yolculuğu yapacaklarını müjdeliyordu.
Sanki şu ayet bizim yaşadığımız sıkıntı ve bunalımlardan sonra bir çıkış kapısı olarak Rabbimizin katına yükselip dertlerimizi O'na anlatacağımız ve yüreğimizi ferahlatacak müjdelerle dönmemizi sağlayacak en büyük yol haritasıdır: Ey iman edenler! sabırla ve namazla Allah'tan yardım isteyin. Hiç şüphesiz Allah, sabredenler ile beraberdir. (Bakara,153)
Şu anda ümmet paramparça, müminler acılar içerisinde kıvranıyor özellikle Miraç'ın yaşandığı Kudüs ve çevresinde Yahudiler yıllardır Filistinlileri katlediyorlar şimdi de Mescidi Aksa'da namaz kılanların üzerine rastgeleateşler açıyorlar.
Ümmet miraç değerlerine hasret, Müslümanlar Hz Peygamber gibi zor zamanlarında yüce yaratıcının ilahi desteğine ve müjdelerine hasrettir. Şimdi gelin Miraç'ın değerlerine bakalım Namaz hayatımızın neresinde, Namaz bizi dalıp gittiğimiz dünyalıklarımızın içerisinden alıp bir dirilişe sevkediyor mu? "İyyakena'budu ve İyyakenestain" Ancak sana kulluk eder yalnız senden yardım dileriz derken ümmet olarak Hakimiyetin ancak Allah'a ait olduğunu ve onun dışında tüm güçlerin onun izni olmadan bir şey yapamayacağı gerçeğini yüreğimizin derinliklerine koyabildik mi, Yücelmenin ve yükselmenin kurallarının gerçek anlamda Allah'a kul olmadan geçtiğini kavrayabildik mi?
Eğer bunları kavrasaydık Mescidi Aksa bugün boynu bükük olmazdı. Miraç Rabbimizin katından sevdiği kulları için sevdasını, davasını kendisine açanlar için bir davettir.
Gelin bu Miraç davetinin özel konukları olmak için üzerimize düşen zorlukları yerine getirelim.
Kaygımız olsun, emek verelim, alın teri dökelim, yorulalım.
Ne mutlu bize ki bittim dediğimizde yettim kulum diyecek bir Rabbimiz var bizim.
Editör: Nezir Güneş
Yolcu
10.03.2021 / 22:24Allah razı olsun.