Medya'da Dün OHAL, Bugün BUHAL'mi?

Hafta içerisinde davet edildiğim bir yuvarlak masa toplantısına katılma fırsatı buldum.
Democratic Progress İnstitute (DPI) tarafından düzenlenen toplantıyı benim açımdan önemli kılan tarafı “Çatışmaların Çözümünde Yerel ve Bölgesel Medyanın Rolü” konusunda olmasıydı.
İstanbul Cezayir Restoran’da gerçekleşen yuvarlak masa toplantısına, medyanın tanınmış yüzlerinden Yeni Şafak’tan Ali Bayramoğlu (Moderatör), Radikal’den Cengiz Çandar, Savaş Muhabirliği yapmış Gazeteci Dr. Paul Moorcraft, Todays Zaman ve Sabah köşe yazarı Yavuz Baydar, KONDA Araştırma şirketi Genel Müdürü Bekir Ağırdır, Hilal Kaplan, Bejan Matur’un yanı sıra yerel ve bölgesel medya temsilcileri ile parlementodan katılımlar oldu.
Mutfağın gerçek sahipleri olan yerel medya mensupları ile yılların birikim ve tecrübesine sahip gazetecileri bir araya getirmek suretiyle düzenlenen bu toplantıda, Mr. Paul’un “Bir muhabirin görevi tanıklıktır. Tanıklık yapmalı ki, politikacılar: biz neler oluyordu bilmiyorduk demesinler” sözü anlamlıydı.
Medyanın kullandığı dilin öneminden tutun da, korku üzerine kurulu habercilik konusuna,
Ulusal basın mutfağına her gün gelen yaklaşık 4-5 bin haberden 100-110 tanesinin ne şekilde seçildiğinden tutun da, 2007 sonrasında büyük gazetelerde risk, dehşet, korku, felaket türünden kelimelerde patlama yaşanmasına kadar bir çok konuya değinildi.
Yazının devamı için USTAD: http://www.ustad.org.tr/Ahmet-AKGUL-USTAD-Baskani-Catismanin-Cozumunde-Medyanin-Rolu-yazisi-295