Mart Ayı ve Kürtler

KÖŞE YAZISI

Kapıdan baktıran Mart Ayı tam da kendi içinde her dönem fırtına yaşayan ve fırtınalarla mücadele eden Kürtlerin hayatını simgelemesinden olacak ki Kürtler açısından da çok özelliklidir. Sevinçlerin, bayramların, katliamların, soykırımların ve trajedilerin birlikte yaşandığı; Kürtler için önemli olan şahsiyetlerin yaşamını yitirdiği katliamların yaşandığı bir aydır Mart...

Bu kadar olayın yaşandığı Mart ayında yaşanan olaylara baktığımızda aynı zamanda umutsuzluk ile umut, hüzün ile sevinç ve ölüm ve diriliş gibi karşıtların iç içe geçmesini sağlıyor...

Bu gün 15 Mart tam da ayı yarıladığımız, bir dönemdeyiz. Martın başında Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesinin simgesi Mele Mistefa Berzanî'nin ölüm yıl dönümünü geride bıraktık.

Peki kimdi Melle Mustafa Barzani; Kürt ulusal hareketinin lideri, Irak Kürdistan Demokrat Partisi’nin (Irak KDP’nin) Başkanı, Mehabad Kürdistan Cumhuriyeti’nin Genel Kurmay Başkanı, Mehabad Kürdistan Cumhuriyeti’nin yıkılmasından sonra Sovyetler Birliğinin mültecisi, 1958 yılında Irak’taki iktidar değişikliğinden sonra Mısır üzerinden Irak’a dönen ve Irak KDP’yi Bağdat’ta legal olarak örgütleyen, daha sonra Eylül 1961’de silahlı mücadeleyi başlatmak zorunda kalan, Güney Kürdistan Otonomisi’nin (11 Mart 1970) Kurucusu.

3 Mart 1943: Kürdistan basın ve kültür hayatında önemli bir yere sahip olan ve Celadet ve Kamûran Bedirxan kardeşlerden tarafından yönetilen Roja Nû dergisinin yayın yaşamına başlaması.

4 Mart 1193: Hıristiyan alemine karşı büyük zafer kazanan, İslam dünyasının genişlemesine büyük katkıda bulunan ve Arap İslam İmparatorluğunun kuruluşuna öncülük eden, namı dünyanın dört tarafına yayılan Kürt Sultan Selahaddin Eyyübinin ölümü.

1138 yılında Tikrit’te doğdu. Babası Necmeddin Eyyub, Annesi Selçukluların Harim emiri Şihabeddin Mahmud ibn Tokuş el-Harimi'nin kızkardeşidir. Hıttin Savaşı'yla 2 Ekim 1187 tarihinde Kudüs'ü Haçlılar'ın elinden aldı. Kudüs’te 88 yıl süren hıristiyan egemenliğine son verdi. Bölgede yaşanan katliamları durdurdu. Hıristiyanların düzenledikleri III. Haçlı Seferi'ni etkisiz hale getirdi. En güçlü olduğu dönemde Mısır, Suriye, Irak, Hicaz ve Yemen etkisi altına aldı. Irak'taki Selahaddin şehri ve Selahaddin Kartalı da onun adını taşımaktadır. 4 Mart 1193 tarihinde Şam’da vefat etti. Mezarı Emeviye Camii haziresindedir.

4 Mart 1925: Şex Said Ayaklanması’na karşı Takrir-i Sukün Kanunu’nun TBMM’de kabul edilmesi ve bu kanun sonucu Kürtlerin kitlesel olarak sürgüne gönderilmesi. Aynı günde Diyarbakır’da kurulan İstiklal Mahkemesinde hukuk dışı ve insanlık dışı uygulamalarıyla 1925 Kürdistan Ulusal Ayaklanmasının lideri Şêx Seîd Efendî ve diğer öncülerini idama mahkum edilmesi,

6 Mart 1975: 1974 yılında Kerkük sorunundan dolayı, Irak Merkezi Hükümeti ile Kürdistan Otonomi Yönetimi arasında başlayan savaşın, Kürtlerin yenilgisi doğrultusunda sonuçlanması için, İran ve Irak Devletleri arasında Cezayir Antlaşmasının imzalanması. Bu antlaşmaya, Suriye ve Türkiye de destek oldu.

11 Mart 1970: Eylül 1960 yılında Irak KDP ve Mele Mustafa Barzani öncülüğünde Irak Merkezi İktidarına karşı başlayan ulusal kurtuluş ve devrim hareketinin, uzun ve çetin bir mücadele sonunda başarıya ulaşması, Irak Merkezi İktidarının Kürt Ulusal Kurtuluş Hareketi ile anlaşma yapmak zorunda kalması. Bu Antlaşma Kürdistan’da imzalandı. Çünkü Kürt ulusal lideri Barzani Bağdat’a gitmeyi red etti. Çünkü 1958 yılında Sovyetler Birliği’nden Irak Merkezi İktidarının isteği ve Kürtlerin Irak’ta ortak ve Kürdistan’da özgün Kürt iktidarını kurması için dönüş yapmıştı. Ama ne yazık ki, Irak Merkezi İktidarı Anayasa değişikliği yapmasına, bu Anayasa değişikliğinde Irak’ın iki milletten (Kürt ve Arap Milleti) oluştuğuna ve Kürt dilinin resmi dil olacağına dair karar vermiş olmasına rağmen, bu değişikliğe uygun davranılmadı ve Kürtlere karşı savaş açıldı. Barzani bu davranışı, Kürtlere yönelik bir ihanet olarak nitelendirmişti. Bu Antlaşmaya özgün ismiyle “11 Mart 1970 Deklerasyonu” denilmekte. Bu antlaşma, olağan antlaşmalardan farklı, Irak ve Kürdistan’daki iktidar yapılanmasını çerçevelendiren, kapsamlı bir toplumsal sözleşme ve anayasa niteliğinde bir antlaşma. Bu Antlaşmada Kürdistan’da Otonomi’nin ve hem de federe devlet kapsamında bir Kürt yapılanmasının kuruluşuna olanak tanınmaktaydı. Kerkük şehrinin Kürdistan’a bağlanıp bağlanmaması konusunda da plebisit/referandum benimsenmişti. Kerkük Referandumu, 1974 yılında yapılacaktı. Ne yazık ki, Irak Merkezi Hükümeti antlaşmanın bu hükmünün yerine getirilmemesi için Kürt lideri Barzani’ye karşı birkaç kere suikast düzenledi. En sonunda da, Kürtlere karşı savaş başlattı.

11 Mart 1991: Ortadoğu’da Körfez Savaşından sonra Saddam’ın Kuveyt’ten çıkarılması ve yenilgiye uğratılmasından sonra, Güney Kürdistan’ın Hewlêr ve Xaneqîn şehirlerinde halk ayaklanmasının başlaması.

13 Mart 1992: Erzincan’da büyük bir depremin olması. Bu deprem sonucunda 4000 kişinin ölmesi, birçok ailenin evsiz kalması ve toplumsal felaketle karşı-karşıya kalması.

16 Mart 1988; gözü dönmüş zalimler, özgürlük şafağında, bütün diktatör baba ve kardeşlerinden aldıkları onay sonrası, güzelim Halepçe üzerine kara bulutlar gibi çökmüşlerdi. Hayal semalarına kâbus gibi çökmüşlerdi. Kalemi kırılmış, nazlı Halepçemin. Yok edilecekti. Bunun için zalim Saddam, kimyasal Ali’yi aday göstermişti. İnsanlıktan, şefkat ve merhametten yoksun dişleri ve elleri kanlı biriydi. Cellât Ali’ler gibi. Efendilerinin gözüne girmek için bütün gaddarlığı yapacak biriydi.

Talimat verildi, 4 gün boyunca kimyasallarla boğuşuyordu mazlum Halepçe. Feryatlar, yer gök arasını doldurmuştu. Masum anneler, kendilerinden çok nazik yavrularını arayıp, korumaya çalışıyorlardı. Nazdar yavrularıyla beraber, can veriyorlardı. Sokaklarda, eşikte, evlerde, yakalıyordu onları ölüm kokan kimyasallar. Hayvanlar, ağaçlar, çiçekler bir soluyorlardı. Çoluk çocuk, genç ihtiyar, kadın kız ve hastalar, hayata tutunmak için imkânlarıyla çabalıyorlardı. Feryat ediyorlardı. Ağıtlar Halepçe’yi kapsamıştı. Ama duyan olmuyordu. Zalimler kör sağır ve dilsizdiler. Zevk alıyorlardı, mazlumların can vermelerinden. İnadına bir baharı yaşamalarına daha tahammül göstermiyorlardı. Neticede 6 binin üzerinde şehit, on binlerce yaralı ve bir o kadar da sürgün edilmişlerdi. O kadarı da yaralı ve esir düşmüşlerdi. Dünya ise sessizdi Kürt katliamına. Diktatörler, zevkten dört köşe oluyorlardı “Haçlı intikamıdır alınıyor Selahattin’in torunlarından” diye.

Bunun için değimliydi ki, Selahattin’i dört parçaya ayırmışlardı, bir daha çırpınmasın tek yürek, tek yumruk diye olup, haçlı zihniyetinin planlarına indirilmesin diye.

Hayaller gerçek baharı yaşamak, özgürlüğü tatmak için ruhla beraber cennete hicret etmişlerdi. Dünyayı işte diktatörlere bırakmışlardı. Nöbeti ise sahiplerine bırakmışlardı.

Tarih tekerrür etmişti. Nagazaki, Hiroşima, Hama ve Halepçe, zalimler kendi sistemlerini, tahtları uğruna napalm atom ve kimyasal silahlarla mazlum halkları, katliamdan geçiriyorlardı. Tüm kinlerini, nefretlerini kusuyorlardı mazlumların üstüne. Nedeni ise; çocukları korkusuzca yaşasın, sitemleri bulsun diye...

18 Mart 2003: ABD ve müttefiklerinin Irak’taki Baas ve Saddam Rejimine son vermek için harekete geçmesi. ABD ve müttefikleriyle, Kürtlerinde organizeli güçlerinin hareketi sonucunda Baas ve Saddam Rejiminin yıkılması. Irak’ta yeni bir devlet yapılanması sürecinin başlaması. 2005 yılında Irak halklarının ortak iradesi sonucu ve gerçekleşen referandum sonucu Irak’ta Federal Demokratik Devlet, Kürdistan’da Federe devlet yapılanmasının tescil edilmesi ve dünyaca kabul edilmesi. Kerkük’ün merkezi hükümete mi, Kürdistan federal yönetimine mi bağlanacağı konusunda, referandum konusunun Anayasa’nın 104. maddesinde kabul edilmesi.

21 Mart: Newroz günü. Kürtlerle birlikte, Farsların, Türklerin, Belucilerin, Kafkaslardaki bazı halkların yeni yılı ve baharları. Kürtlerin ulusal bayramı. Kürtlerin özgürlük ve kurtuluş sembolü. Kürtlerin Dehaq denilen zalim kralın elinden, Demirci Kawa’nın öncülüğünde özgürlüğe kavuştuğu gün.

Kürtler Newroz’u, yeni dönem ulusal kurtuluş hareketlerinde de, bir güçlü gelenek olarak değerlendirmektedirler.  Bir hafta sonra Newroz Kürdistan’ın bütün parçalarında heyecanla ve kitlesel olarak kutlanacaktır.

23 Mart 1960: İslam aleminde felsefe ve yorumlama düzleminde önemli bir yere sahip olan, Kürt Teali Cemiyeti’nin kurucularından biri olan Seîd-i Kurdi’nin sürgünde yaşama veda etmesi.

25 Mart 1930: Ermenistan’ın Başkenti Erivan’da Kürt gazetesi “Rêya Taze”nin yayın hayatına başlaması. Rêya Taze, Kuzey Kürdistan’da da Kürt aydınlarını etkileyen bir yayın organı oldu. Ne yazık ki, yaşadığımız günlerde Ermenistan Devleti’nin desteğini çekmesinden dolayı yaşam kavgası veren bir yayın organı.

27 Mart 1991: Irak Merkezi Hükümetinin, Baas ve Saddam rejiminin Kerkük’ü Kürtlerden tekrardan alması.

31 Mart 1947: Kürtler ve Kürt ulusu için en karanlık, en acı dolu, en trajedik günlerinden biridir. Doğu Kürdistan’da kurulan Mehabad Kürdistan Cumhuriyeti lideri Qazi Mihemed ve arkadaşlarının Mehabad’ın Çarçıra Meydanında idam edilmesi,

Mehabad Kürdistan Cumhuriyeti, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra 1946’da kuruldu. Mehabad Kürdistan Cumhuriyeti’nin kuruluşu, Kürtlerin hayatında ve Kürt’lerin yakın tarihinde çok önemli olaylardan biridir. Mehabad Kürdistan Cumhuriyeti’nin yıkılması sadece Kürtlerin Sosyalist Sisteme karşı olan güvensini sarsmadı, Batı dünyasına karşı olan güvenini de sarstı. Çünkü onlar hem Mehabad Kürdistan Cumhuriyeti’nin yıkılmasına ve hem de o cumhuriyetin liderlerinin öldürülmesine ve idam edilmesine göz yumdular; İran sömürgecilerine destek oldular.