Mardinli Bir Dîvân Şairi: Ömer Şevki Mardinî

KÖŞE YAZISI

Ömer Şevki’nin şiire merakı 10 yaşlarına kadar gitmektedir. Ona göre bir insan ne kadar eksik (nâkıs) olursa olsun kendi gücü nispetinde bir eser ortaya koymalı ve böylece namını ihya etmelidir. Güzel bir eser, kişinin öldükten sonra da güzel anılmasına vesile olacaktır. Mardinli Bir Dîvân Şairi: Ömer Şevki Mardinî...

Ömer Şevki Mardinî (ö. 1852), 19. Asırda yaşamış Mardinli Dîvân şairlerinden biridir. Yazmış olduğu şiir kitabı (Dîvân) Türkçe, Arapça ve Farsça olup üç dilli olarak dikkat çekmiş ve bu eser “se-zebân dîvân” sıfatını almayı hak etmiş. Küçük yaşta şiirle iştigal eden şair, şiir yazıp eser bırakmayı “hayırlı bir amel” olarak değerlendirmiş.

Ömer Şevki Mardinî hakkında kaynaklar fazla bilgi vermez. Şiir kitabı olan Dîvân’ın iki kopyası vardır. Bu kopyalar el yazısıyla yazılmış. Bunlardan birinin Ömer Şevki’nin oğlu Yusuf Sıtkî tarafından yazıldığı iddia edilmiş. Ömer Şevki mahlas olarak kendi ismini seçmiş. Yani Fuzûlî, Nâbî, Nef’î gibi şiirdeki lakap ve isimleri onun şiirinde görmek mümkün değil. Ömer Şevki, sade bir mahlas olarak kendi ismini kullanmayı tercih etmiş.

Şair ilk olarak Mardin ulemasından Zeynî-zâde Mehmed Efendi’den ders almış, ilerleyen yaşlarda Kayseri’ye gitmiş, eğitimini Kayseri’de tamamlamış, tekrar Mardin’e dönüp kendi şehrine müftü olarak hizmet etmiş. Şair bir taraftan da yazı ve şiirle uğraşmış.

Ömer Şevki’nin şiire merakı 10 yaşlarına kadar gitmektedir. Ona göre bir insan ne kadar eksik (nâkıs) olursa olsun kendi gücü nispetinde bir eser ortaya koymalı ve böylece namını ihya etmelidir. Güzel bir eser, kişinin öldükten sonra da güzel anılmasına vesile olacaktır.

Ömer Şevki’nin kendi zamanıyla ilgili şikâyetlerinden biri kemâl sahiplerine itibar edilmemesi, inciyle mermerin; sünbülle çer çöpün değer olarak bir görülmesidir. Bu yüzden Şevki’nin şiir kitabı olan Dîvân’ı yıllarca yazılı olarak dağınık müsveddelerde kalmış.

Ömer Şevki’nin II. Mahmut’tan sonra tahta çıkan oğlu Sultan Abdülmecid için yazmış olduğu methiyede kullanmış olduğu ifadeler, şairin II. Mahmut dönemi icraat ve yeniliklerinden memnun kalmadığını göstermektedir.

Ömer Şevki’ye göre Sultan Abdülmecid’in tahta çıkması ülkenin güzel bahtına işarettir. Ancak henüz saltanatının ilk zamanlarında yazılan bu methiyeden sonra Sultan Abdülmecid zamanında ilan edilen Tanzimat Fermanı ile Müslüman-Hıristiyan eşitliği sağlanması, rüşvet ve iltimasın önlenmesi, batıdan sosyal, siyasal ve felsefi yenilikler alınmaya çalışılması muhtemeldir ki dünyaya sufist bir çizgiden bakan şairin canını sıkmış.

Şair şiirlerini sultan için bir araya getirmiş. Herhangi bir şairin şiirlerini bir araya getirip bir sultana ya da devletin üst düzeyinde görev yapan bir bürokrata sunması, dönemin hiyerarşik patronaj ilişkisiyle yakından alakalıdır. Dîvân’ını 1843 yılında tertip eden şair, 1852 yılında maalesef henüz genç denilebilecek bir yaşta vefat etmiştir.

Ömer Şevki, şiire hevesli bir şairdir. Fakat şiirlerinin çok fazla iyi olmadığının kendisi de farkındadır. Şiirinde elbette kusurlar olacaktır. “Ahbâb olan elbette onun aybına bakmaz” mısraında görüldüğü gibi dostlar bu kusurları zaten belirtmez. Ama düşmanlar mutlaka gördükleri ayıbı hemen ifşa edeceklerdir.

Ömer Şevki’nin bazen şiirde çok iddialı olduğunu belirttiği olur. “Şevkî nola güftârını ta’n etse Fuzûlî” dizesinde “Ey Şevki! Şair Fuzûlî senin sözlerini eleştirse ne olur?” diyerek şiiriyle Fuzûlî’nin karşısına çıkabileceğini belirtmiş.

Küçük şairlerin ya da müteşairlerin yani şairlik iddiasında bulunanların kendilerini ispatlamak için başvurdukları yollardan biri de kendi şiirlerinde büyük bir şairin ismini anarak ona meydan okumalarıdır. Bundan başka çok meşhur olan bir hikâyeye de şairlerin meydan okuduğu görülür. Mesela Urfalı şair Nâbî’nin “Nâbî ile ol âfetin ahvâlini nakl et / Efsâne-i Mecnûn u Leylâ’dan usandık” dizeleri bu meydan okumanın farklı bir versiyonudur.

Ömer Şevki, Fuzûlî’den etkilendiğini yer yer hissettirir. “Bana” redifli gazelinde bu izleri görmek mümkündür.

Dâniş ü ‘irfânı yâ Rab eyle hem-meşreb bana

Tıfl-ı âdâb-ı zamânı eyle hem-mekteb bana

“Ya Rab! Bilgi ve irfanı bana huy olarak ver. Zamanın adap çocuğunu (edepli, terbiyeli, töreli çocukları) bana mektep arkadaşı eyle.” Buradan şairin şiirinde bilgi, hikmet ve mektepli olmakla ilgili çabası gözlemlenebilmektedir.

Şairin bilgiye teşne hali, akla Fuzûlî’nin “İlimsiz şiir, temelsiz duvara benzer” meşhur sözünü getirmektedir. Öyleyse Şair Ömer Şevki kendine rol model olarak büyük bir şairi seçmiştir denilebilir. Bu da onun şiirle ilgili düşüncelerini gösteren bir temel yaklaşım olarak kabul edilebilir.

Ömer Şevki hem şiire hem de şuaraya değer verir. Bunu en iyi “Bu âlemde en yüce kişiler şairlerdir” anlamına gelen “Dehrde ehl-i ‘alâdur şu’arâ” dizesinde dile getirmiştir.

Şevki, yeri geldiğinde zamane uygulamalarından da şikâyet etmiştir. Bu minvalde Urfalı Şair Nâbî’nin “kalmamış” redifli gazeline yeni bir yorumla nazire (benzer şiir) yazmıştır:

Gülsitân-ı dehrin ey dil reng ü nûrı kalmamış

Böyle bir devrâna geldik kim sürûrı kalmamış

“Ey gönül! Bu dünyanın gül bahçesine geldik, (ama) renk ve nuru kalmamış. Öyle bir devrana geldik ki mutluluğu kalmamış.”

Sonuç olarak Mardin kültür hayatı ve Türk, Arap ve Fars edebiyatları için son derece kıymetli olan Ömer Şevki Efendi’nin eserleri genel okuyucunun hizmetine sunulacağı günü beklemektedir. Peki şairin Mecmua-i Fetevâ, Dîvân, Meniyyetü’l-Musallâ Tercümesi ve Kâfî Şerhinden oluşan külliyatı Mardin yazılı literatürüne kazandırılabilir mi?

Elbette ki bu konuda Mardin Artuklu Üniversitesi öncülüğünde Mardin Valiliği, Mardin Büyükşehir Belediyesine yakışır bir projeyle bu iş nihayete erdirilebilir. Bunun için en kısa zamanda kolları sıvamak gerekmektedir. Mardin İl Milli Eğitim Müdürlüğü de inşaatı devam eden bir okula Ömer Şevki ismini vererek şairle ilgili yapılacak çabaları taçlandırabilir. Cadde, sokak isimlerinden kültür merkezlerine, amfi ve derslik isimlerinden sosyal alanlara kadar birçok yerde bundan böyle Ömer Şevki ismini duymak dileğiyle…

 

Öğretim Üyesi, Mardin Artuklu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü.

NOT: Bu yazının hazırlanmasında birincil kaynak olarak “Kanmaz, Fatma Esra. (2010). Ömer Şevki Mardinî ve Dîvânı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara: Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.” künyeli çalışma kullanılmıştır.