Mardin’in Sur’u: Derik
Derik’te ikinci defa hendeklerin kazılması ve ardından
başlanan operasyon son bulmasıyla birlikte harabe ve viraneye dönmüş bir
manzara ortaya çıktı. Bu manzara, bize Derik’in adeta bir Sur maketi olduğunu
hatırlatmaktadır.
İlkha Muhabiri Mehmet Aslan’ın objektifinden çıkan resimler,
Derik’te 20-27 Şubat tarihleri arasında yaşananları gözler önüne seriyor. Sayın
Aslan’ı bu çalışmasından dolayı tebrik ediyorum. Resimlerle ortaya çıkan
manzara devletin mi yoksa PKK’nin mi
yüzünü gösteriyor diye sorarsanız, bunun cevabı şu olursa mantıklı olur: Her
ikisinin de yüzü…
Yıkılan evler, taş yığınları ile kapanan sokaklar,
Deriklilerin kaygılı ve şaşkın bakışları, esnafların gördüğü hasarlar, yakılan
ve devrilen arabalar, duvarlarda iki metre çapında açılan gedikler, evlerinde
yatamayacak durumda olan insanlar … Mahallelerine ve evlerine geri dönenlerin
gördüğü manzara deyim yerindeyse tam bir kıyamet. Bütün bunlar Dêrik’a rengini “Küçük Sur”
haline getirmiş durumda. Bir Deriklinin deyimiyle “Dêrik’a rengîn, bû Dêrik’a
Xemgîn”. Deriklinin yaşadığı duygular yumağı
nefret,kaygı,umutsuzluk,çaresizlik, üzüntü ve şaşkınlık!
Evet gerçekten Kürdistan coğrafyasının renkli ve aydınlık
yüzü olan Derik şehri, şu ara üzgün ve karamsar düşünmektedir. Her Kürt
bireyinin kafasında olduğu gibi, her Deriklinin de kafası şu durumda kocaman
bir soru işareti ile meşgul durumda. Tekerleme gibi her Kürt şehri, önce hendek
ve barikatlar ardından devletin operasyonlarının gazabına uğramaktadır. Bundan
devlet mi yoksa PKK mi kazançlı çıkıyor sorusunu bir kenara atalım; ancak
halkın büyük bir zarara uğradığı gün gibi aşikar! Varto, Silvan, Cizre, Silopi,
Nusaybin ve Sur’da olduğu gibi Derik’te de halk hem maddi hem manevi ağır
tahribatlar yaşıyor. Bu yetmiyormuş gibi yıkım ve enkaz altında hırsızlık ve
Vandalizm de almış başını gidiyor.
Mütevazi bir yerleşim yeri olan Derik, nüfus bakımından
küçük sayılır ama Derik hoşgörüsüyle, yaratıcılığıyla kocaman bir şehir. Derik,
umudunu kaybedenlere umut aşılayan bir yer. Derik, durduğu yerde Mezopotamya
Ovası’nın nöbetini sanki tutar…Derik, nice güzel veciz sözler hakkeden bir yer.
Derik, Mezopotamya ovasının nöbetini tutar ve bunun haklı gururunu yaşar tıpkı
Sur’un Hevsel Bahçelerinin nöbetini tuttuğu gibi, gururunu yaşadığı gibi…
Derik, tarihi ve otantik olma bakımından Sur’a benzer; ama
Derik şu aşamada çatışmaların ve patlamaların sık yaşandığı bir şehir olma
bakımından da Sur’a benzemektedir. Keşke Sur’a benzemeseydin Derik’im!!! Ama
Sur’un ne günahı var ki…Sur’u ve Derik’i birbirine benzeten zihniyet kahrolsun!
Derik ve Sur’da aynı manzarayı yaşatan zihniyete bir kez daha kahrolsun!
Deriklilerin ve herkesin sorduğu soru şu: Derik’ten ne
istiyorsunuz?!!!!
Derik’ten
Mektup Var
Derik’ten
bir vatandaş yaşadıklarını, ruh halini ve ilçesinin genel manzarasını anlatan
bir yazı gönderdi bize. Aşağıda onun yazısını okuyacaksınız.
“19.2.2016
akşam saat 21 civarında bir grup PKK’li merkezine (ilçe) girmişler. Halkın
arabalarına el koyarak ve halka hakaret ederek zorla barikat yapmaya zorladı.
PKK’nin
Derik’e girmesiyle halk Derik’i terk etmeye başladı. Bu göç sabaha kadar sürdü
ve gidebildiği en yakın yere gittiler.
Özellikle
çarşı merkezine tonlarca bomba tuzakladılar. Bombanın yerleştirildiği yerler,
merkez camii (Çarşıya Kesaba) hal ve kale mahallesi girişi ve bir çok noktaya
bomba yerleştirildi. Bunların patlatılması sonucu çok büyük maddi zarar
oluşturuldu.
Derik’te bir
çok ev tahrip olmuş durumda ve evler delinerek geçiş koridorları oluşturuldu.
Halkın beyaz eşyaları alınarak barikatlara yerleştirildi bu da halkın büyük
tepkisine neden oldu. Dağ mah, Kale Mahallesinin bir bölümü ve Küçükpınar
mahallesinde halk evlerini terk etmiş durumda ve geri gelme niyetinde değil.
Derik halkı
bunları ha edecek değil. Derik halkı hiçbir zaman düşmana baş eğmedi ama halk
bugün devleti arar duruma geldi.
Halk soruyor
YPS yani (Parastına Sıvila) bizi savunmaya geldini ama bizi talan ettiniz.
Yılların birikimini ev, araba vesairen talan ettiniz bu mu sizin bizi
savunmanız YPS?
Derik halkı
hiçbir zaman ihaneti hak etmedi.(Ney yazik ki bizi ihanetle itham ediliyoruz)
Biz sizi %
85 lik bir oyla işbaşına getirdik ve siz bize ne yaptınız?Derik halkı kışın
şebeke suyunu kullanamıyoruz.Derik halkı bunlara layık değildir.
Derikte
esnaf kan ağlıyor, ticaret tümüyle bitmiş durumda. İnşaat sektörü büyük darbe
aldı. Can kaybına gelince, 2 kesin ölümü biliniyor gerisi kaç kişinin olduğu
bilinmiyor. Ama bir çok evde kan izlerine rastlanmış. Devletin iddiası 7 kişi
olarak açıklandı.
Deniliyorki yeni ve denenmemiş bir taktik uygulandı ve
başarılı oldu ve çok yakında Tekrardan geleceğiz ve finali gerçekleştireceğiz.
Bunca zarar ve ölüme başarı deniliyorsa Kazanç ne, Hangi finalden bahs
ediyorsunuz.
Her Halde
daha fazla ölüm ve yıkıma Davetiye çıkarmaktır.”
Gelen mektup
bu. Bir Deriklinin yaşadıkları ve gördükleri bunlar. Kuşkusuz bu insanların
yaşadıklarının boyutu daha büyük. Öyle anlaşılıyor ki az cümleyle çok şey ifade
ediyorlar. Ancak yaşadıklarını ve tepkilerini tam anlatamadıkları da bir
gerçek. Cümlelerine dokunmadık ve olduğu gibi yer verdik. Takdir siz okurların.
Saygıyla…