Mardin’in Hükümranları…

KÖŞE YAZISI

     Bir hükümdarın sözünde durmasının, sinsi değil, içtenlikle davranmasının ne kadar övgüye değer olduğunu herkes kabul eder. Fakat deneyler bize göstermektedir ki, büyük işler yapmış hükümdarlar verdikleri sözleri fazla dikkate almamışlar, insanları ustalıkla aldatmışlardır. Sonunda, doğruya dayanmış olanları geçmişlerdir.

     Bilmek gerekir ki, mücadelenin iki yolu vardır: 

     Biri yasa yolu…

     Diğeri kuvvet yoludur

     Birincisi insanlara, ikincisi hayvanlara özgüdür.

     Fakat çoğu zaman olduğu gibi, birinci yol yeterli gelmediği zaman ikinci yola başvurmak gerekir. Bu nedenle. , hükümdar, insanca davranmayı da, hayvanca davranmayı da bilmelidir. Bu kural, eski yazarlar tarafından örtülü bir biçimde öğretilmiştir; Bu yazarlar Akhilleus’ un ve diğer birçok hükümdarın, yetişmeleri için, üstü insan altı at olan Khenon adlı yaratığa teslim edilmelerini yazarlar. Böyle bir yetiştiriciye sahip olmak onların insan ve hayvan yaratılışlarının her ikisini de öğrenmeleri gerektiğini söylemekten başka bir şey değildir. Böylece hükümdar, insan ve hayvan yaratılışını kendinde toplar. Biri olmadan diğeri varlığını sürekli koruyamaz.

      Hayvanları örnek almaya gerek duyan hükümdar, tilki ile aslanın niteliklerini iyi bilmelidir. Çünkü aslan tuzaklara karşı, tilki ise kurtlara karşı kendini savunamaz. Şu halde tuzakları tanımak için tilki, kurtları korkutmak için de aslan olmak gerekir. Sadece aslan olmakla yetinenler bir şey bilmiyorlar demektir.

     Sonuç olarak, ihtiyatlı bir hükümdar, kendisine zararı dokunuyorsa verdiği sözü tutmaz. Söz vermesini gerektiren şartlar değişmiş ise, sözünde durmasına yine gerek yoktur. Onlar da verdikleri sözde durmadıklarına göre, sizde verdiğiniz sözde durmak zorunda değilsiniz. Bir hükümdarın kurallara uymasının haklı nedenleri hiçbir zaman eksik olmaz. Günümüzde bunun binlerce örneğini verebilirim. Birçok vaatlerin ve barış görüşmelerinin hükümdarların sözlerinde durmamaları yüzünden boşa gittiğini gösterebilirim.

      En iyi tilki olabilen hükümdar en iyi sonuca ulaşmıştır.

      Hükümdarın rolünü çok iyi oynaması, gerçek amaçları konusunda açık vermemesi gerekir. İnsanlar o kadar alışmalıdırlar ki, aldatmak isteyen biri mutlaka aldanacak birini bulur.

      Bir hükümdarın yukarıda saydığım niteliklerin tümüne sahip olması şart değildir; Fakat öyle görünmesi gerekir.  Hatta daha ileri gidip diyebilirim ki, bu niteliklerin tümüne sahip olması tehlikelidir. Bu niteliklere sahipmiş gibi görünmek yararlı olur.

     Merhametli, vefalı, insancıl ve doğru bir insan olarak görünmeli, fakat gerektiğinde tam aksine davranabilecek kadar ruhsal hazırlık içinde olmalıdır.

      Şunu da belirtmek gerekir ki bir hükümdar, her işinde, insana iyi şöhret sağlayan davranışlarda bulunamaz.

      Çünkü devleti korumak için, çoğu kez, verdiği söze, merhamete, insanlığa ve dine aykırı davranışlarda bulunmak zorunda kalabilir. Bu nedenle, hükümdarın, şartlara ve esen rüzgarın değişikliklerine uyabilecek bir yeteneğe sahip olması, yukarıda söylediğim gibi olabildiğince iyilikten uzaklaşmaması, fakat gerekli olan yerde kötülüğe başvurmayı bilmesi gerekir.

       Evet, ne güzel anlatmış Machiavelli ta yüzyıllar öncesinden hükümdar olmanın özelliklerini, Prens adlı eserinde.

       Nerden çıktı bu hükümdar mevzusu, artık demokrasiyle yönetilmiyor muyuz kardeşim diye soranları da duyuyor gibiyim.  

       Lakin demokrasilerde kendi içinde birçok hükümdarı barındırmıyor mu günümüz kurtlar sofrasında.

       Özellikle insanların çoğunun hükümdar olup hükümranlığını sürdürmek istediği şu yamyam ortam şartlarında…

       Medeniyetler beşiği Mardin’imizin hükümranları kim diye de sormayın lütfen… 

       Her tür koltuk ve çıkar için, sürekli gülümseyip aynı anda diş gösteren…

       Aslan postlu tilkilere bakın yeter.