Mardin'de İmar ve Trafik

KÖŞE YAZISI

        Kendine münhasır yapısıyla çok farklı bir mimariye sahip olan Mardinimiz, dinlerin, dillerin ve hoşgörünün harcıyla tesis edildiğindendir ki uzun yıllardan beri dış dünyanın dikkatini çekmeyi başarmıştır. Bu durum, şehrimize gelen turist sayısını arttırırken yeni iş alanlarının kuruluşuna ve bununla beraber yerleşik nüfusun hızla artmasına vesile olmuştur. Nüfus artışı ise yeni yerleşim alanlarının kurulmasını zorunlu kılmış ve bu zorunluluğun bir sonucu olarak başlayan yapılaşma neticesinde Yenişehir ismiyle devasa bir kent daha ortaya çıkmıştır. 
        
        Kırk yıl öncesine kadar tek bir yapının dahi olmadığı bir alan üzerine kurulan Yenişehir’in bu günkü konum ve durumu ise evlere şenlik bir durumdadır. Arazinin yapısına uymayan kat fazlalıklarından tutun da ilerisi düşünülmeden ve sadece günü kurtarmaya yarayan yol yapısına kadar bir yığın keşmekeşe sahne durumuna sokulan sadece adı yeni olan eski bir şehirle karşı karşıyayız bugün. 

        “Mardin’in şansı da kaderi de köydür! Mardin’in sahibi yok!” nidaları neredeyse dillere pelesenk olmuşken. bu nidalara karşılık olarak bu şehri sahiplenen, öncü olmak isteyen, kısacası iyi şeyler yapmak isteyenler de yok değil. Ama maalesef ki rant kaynaklı olarak kandırıldığımızdan mıdır nedir; bu tür insanları karalamak için bin dereden su çekip yedi cedlerindeki arızaları, eksiklikleri, üzerlerine mislini ekleyerek ortalığa atıp karalamada üstümüze de yok. 

        Şehrin olmayan sahipleri ile sahip çıkmak isteyenleri bir tarafa bırakalım da bu kötü yapılaşmanın en büyük sorumlusunun belediyeler olduğu herkesin malumdur. Tabi bu sorumluluğu, salt bu günün belediyesine değil, 30 yıl öncesinden bugüne kadar gelen belediyelere ve daha doğrusu bu belediyelere başkanlar veren siyasi anlayışların şehirdeki kadrolarına yüklemek lazımdır. Her türlü duygusal ilişkiye, kişiye ve her neyse neye göre izin verilen kat arttırımları ile görülmeyen kaçak katlar, maalesef ki şehrin yapısı yerine bu uygulamaların içinde yer alanları güzelleştirmiştir!..  Bu güzeller konusunu daha ileriki bir zamanda dile getirmek üzere bir kenara bırakıp şehrimizin bu günkü durumuna geliyorum şimdilik.

        Mardinimiz; eski Mardin ve Yenişehir olarak iki kısımdan oluşuyor. Eski Mardin’in sorunları, Yenişehir’e göre nispeten daha az. Eski Mardin’in 1. Caddesindeki araç geçişlerine belli bir standart ve belli saatler arasında sınırlandırma getirilmesi ile ilgili olarak hazırlanan projeler üzerinde çalışmaların sürdüğünü biliyoruz. Bu çalışmalar sonuçlandığında ortaya çıkacak olan durumu hep birlikte göreceğiz. 

        Asıl sorunlar ise Yenişehir’de yaşanıyor. Başlı başına bir sorun olan şehir yapılanması bir yana dursun, öncelik arzeden trafik akışı sorunu da her geçen gün artmaktadır.  

        Zamanında karayollarının sorumluluk alanı içerisinde bulunan Vali Ozan Caddesi nispeten geniş tutulmasına rağmen bugün için yetersiz kalmış durumdadır. Bu cadde üç’er şeritten uluşan bir güzergah haline getirilebilir, zira işyerlerinin önündeki kaldırım payı oldukça geniş ama ne hikmetse geniş bırakılan bu pay ne kaldırım olarak düzenlenmiş, ne de tali yol olarak ara geçişler için ana geçişi rahatlatacak bir hale getirilmiş. işyerlerinin kaldırım mesafesinden sonra ana cadde genişletilebilir. Böylelikle trafik ışıklarında ve özellikle mesai saatlerinin başlama ve bitme vakitleri ile okuların dağılma saatlerindeki yoğunluktan kaynaklı kitlenmelerin de bir nevi önüne geçilmiş olur. 

        Bir diğer taraftan yerel yönetimler, yenişehrin etrafında açılan yeni caddelerle ana arteldeki yoğunluğu bir nebze de olsa rahatlatmaya çalışıyorlar belki ama bu çabaların oldukça ağır ve yetersiz olduğu konusunda eminim ki kendileri de benimle hemfikirdir.  Bu anlamda yapılması gereken işlere 13 Mart Mahallesi’nden taa üniversiteye kadar ulaşabilecek geniş ve taleplere cevap verebilecek bir alternatif güzergâhın açılması ile başlanabilir.

        Değerli okurlarım; ilgili yasaların el verdiği bir düzenle gerçekleştirilen bir şehir yapılanmasında trafik, bir sorun olarak ortaya çıkmaz. 30 yıl öncesinden başlayan yanlışların önüne geçmek için henüz çok geç sayılmaz. Bu yanlışların önüne geçebilecek bir yapılanma da gökten zembille inmeyeceğine göre, iş yerel idarelerle beraber Mardin halkının duyarlılığına bağlı olacaktır.

        Bu duyarlılığın tüm vatandaşlarımız tarafından gösterileceğine olan inancımla saygılar sunuyorum.