Mardin ve Uyuşturucu...

KÖŞE YAZISI

             Kızıltepeli madde bağımlısı çocukların gün geçtikçe arttığına dikkat çekmek ve ilçe stadyumunun bahçesinde inşa edilmiş olan binanın bu çocukların rehabilite edilmesi için bir an önce faaliyete geçirilmesi konusunda yetkilileri uyarmak adına yazmış olduğum yazının mürekkebi bile henüz kurumadan Mardin’in merkezinde yaşanan bir intihar olayı, bu işin ne kadar ciddi olduğunu bir kez daha hatırlattı bizlere.

              Özellikle lise dönemlerinde bulunan çocuklarımızın başına çöreklenen bu felaketin bariz bir sonucu olarak ortaya çıktığı söylenen ve beni de derin bir üzüntüye boğan bu intihar olayı, henüz 18 yaşında olan körpecik bir gencimizin hayatına mal olmuştur. Siyasetçisi ile icra makamları ile eğitimcisi ile kolluk kuvvetleri ile anne babalar ile ve özetle toplumun her kesimi ile beraber, çocuklarımızın hayatını adeta avuçlarımızın içinden çalıp yok eden bu belanın sorumlusuyuz ve bu belaya engel olmadığımız müddetçe de sorumluluğumuzu yerine getirmemenin suçlusu olmaya devam edeceğiz. Büyük bölümünün bizlere ait olduğuna inandığım bu suçun cezasını, çocuklarımızın hayatlarıyla öder duruma gelmesinin somut bir göstergesi olan bu intihar olayı, toplumsal vicdanın kanamaya başlayan yarasıdır ve bu yara daha da büyüyüp evimizin önünü de acıtmadan gerekli önlemlerin alınması kaçınılmaz olmuştur.

                Peki bu önlemler ne olmalıdır nasıl olmalıdır?

                Sormuş olduğum bu soruya her açıdan cevap verebilecek eğitimli kadrolar mutlaka ki vardır. Ancak, çözümün içeriğini değil de kabaca nasıl olacağını herkes bilir. Ben de herkesten biri olarak bu işin eğitim ve güvenlik açılarıyla ele alınması gerektiğini düşünüyorum.

                 Aldığım duyumlara göre şu an için esrar ve hap şeklinde çocuklarımızın etrafında kol gezen bu tehlikeyi ilk fark etmesi gereken kesimin ailenin yanı sıra eğitimcilerimizin olması gerektiğini düşünüyorum.

                İşte bu düşünceyle; çocuklarımızın büyük bir bölümünün internet aracılığı ile hesap açtıkları sosyal paylaşım sitelerine öğretmenlerimizin de hesap açarak dahil olması ve sorumlusu oldukları çocukları o alanda da takip etmesi, öğretmenlerimiz tarafından çocuklarımıza tutulan merceğin numarasını mutlak suretle büyütecektir. Dersin ya da okulun dışında bulunan diğer ortamların tamamı, mutlak suretle bu merceğin altına alınmalıdır. Gerek öğretmenlerimiz ve gerekse aileler tarafından duyulacak en ufak bir şüphe bile göz ardı edilmemeli ve bu belaya bulaştığı tespit edilen çocuklar için bir an önce rehabilite çalışmaları yürütülmelidir. Lise çağında çocuğu bulunan bütün anne babalar, bu tehlike konusunda uyarılmalı ve onların da etkin olarak bu gözlem çalışmalarına katılmaları sağlanmalıdır. Okul ve aile arasındaki bilgi paylaşımı düzenli olmalı ve bu düzen asla kesintiye uğramamalıdır.

             Değerli anne babalar şunu unutmamalı ki bu gün hayatına kasteden genç kendi çocukları da olabilirdi…

             Gelelim bu işin bitirilmesi için yapılması gereken güvenlik çalışmalarına. Bu çalışmalar şüphesiz ki polisimiz tarafından yürütülüyor ve yürütülmektedir. Ancak, uyuşturucu şebekelerinin her geçen gün biraz daha büyüyerek okullarımızın dibine kadar sokulması, çocuklarımızı tehdit altında tutması ve hatta bir çok çocuğun bu yüzden okulu bırakmak zorunda kalması ve sonuç olarak gencecik fidanlarımızın hayatına mal olacak kadar sınırların aşılması bir tarafta dururken güvenlik güçlerimizin bu anlamdaki çalışmalarını elbetteki herkes merak ediyor. Bu lanet ortama kullanıcı olarak çekilmiş olan ya da çektirilen çocukların kurtarılması ile ilgili girişimler konusunda gerek aileler ve gerekse eğitim kurumlarına büyük işler düşüyor ancak bu maddeleri çocuklarımızın bulundukları ortama kadar getiren odaklarla mücadele etme işi de elbetteki güvenlik güçlerimizin sorumluluğu dahilindedir.

              Her konuda olduğu gibi bu konuda da üzerine düşen görevi yerine getirme çabası içinde olduğuna kesinlikle inandığım güvenlik güçlerimizle ilgili olarak sokaktaki vatandaşlarımızdan delik olan kulağıma gelenler, güvenlik güçlerimizin bu anlamdaki sorumluluğunu kat be kat arttırdığı inancındayım. Sokaktaki vatandaştan kulağıma yansıyanları bir cümleyle, güvenlik güçlerimizin dikkatine sunmak istiyorum şimdi;

             “İsterlerse hemen bitirirler ama gençlerin başka şeylerle uğraşmalarını istemedikleri için bu ortama müdahele etmiyorlar ya da onlar da bu sorunun bir parçasıdırlar”

              Sorumluluk alanlarındaki görevlerini canlarını ortaya koyarak yerine getirdiklerine inandığım kadar şahit de olduğum güvenlik güçlerimiz için halk arasında kasıtlı ya da kasıtsız olarak yaygınlaşmış olan bu seslerdeki düşüncenin yanlış olduğunu gösteme işi, yine güvenlik güçlerimize düşmektedir. Güvenlik güçlerimizle ilgili olarak sokaktan gelen seslerin yanlış olduğunu yine sokağa inandırmak ve başka canlar yanmadan bu illeti toplumumuzun gündeminden çıkarmak konusunda güvenlik güçlerimize başarılar dilerim.

             Saygılarımla