Maaşta Birlik

Mecliste eski tabirle “tevhid” nadir olan şeylerden biridir. Geçen şike yasasında meclisteki tüm dört partinin imzası vatandaşı şaşırttı. Gerçi bir tanesi daha sonra yan çizse de kanun yapıldı gitti. Olan oldu. Buyüzden “mecliste birlik” yerine “maaşta birlik” yazsam daha doğru olur ve Allah vatandaşını meclisteti birlikten korusun. Çünkü mecliste ne zaman birlik oluyorsa bu muhakkak halktan çok milletvekillerine yarıyor. Şimdi tekrar meclis birlik oldu ve emeklilik maaşlarına zam yaptılar. 4 koca parti, 4 farklı yön, 4 farklı fikir ama kendilerine hem fikir.

Artık partileri ve vekillerini aklamak akıl kârı değildir. Fransa ile ilgili sıcak tartışmaların yapıldığı bir anda, bütün gözlerin Sarkozi’ye ve Erdoğan’a kesildiği bir anda jet hızıyla fazla tartışmaya gerek duymadan maaşlarına zam yapmaları milletvekillerin halktan ne kadar uzak olduklarını gösteriyor. Tabiki burada buna ret oyu veren değerli vekilleri hariç tutuyorum. Umarım tekrar tekrar seçilirler çünkü bu tavırlarıyla bunu hak ettiler.

Her ne kadar “milletvekili” bitişik yazılsa da “millet” ve “vekil” bir türlü birleşmedi. Millet ile vekilleri arasındaki gelir farkı bu bu zamlarıyla makas gibi daha da açıldı. Halktan emekli biri 650 ile 1200 Tl arasında emekli maaşı alırken ve halkın ekseriyeti yalnızca tabandan aylık alırken bunların oyuyla seçilenlerin buna biraz saygı duymaları gerekirdi. Halkın gözüne sokarcasına bu maaşı kendilerine kesen vekillerin adâletle alakalarının kalmadığı kanısındayım.

Ben fazla dinî motifler kullanan bir insan değilim ama yine de asr-ı saadetten milletvekillerin maaşlarına dair bir örnekle bu yazıya devam etmek istiyorum. Cebel-i Tarık’tan Hindistana kadar büyük bir devletin başkanı olan Hz.Ömer bir meclisinde “Beytü'l-Mal'den ne kadar maaş alabilirim?” diye sormuş. Hz. Ali de "Ümmet'in en fakirinin geçimliği kadar!" diye cevap vermiş. Hz. Ömer de bu fetvayı esas alarak devletten maaşını aldı.

Şimdi vekillerin asgari ücret aldığı bir ülkeyi hayal edin. Eminim kısa sürede asgari ücret 5.000 Tl’yi bulurdu. Tabiki bu bir latifeydi. Ama halkını bu kadar boşlayan, halkının desteğiyle halktan bağımsız bir sınıfı oluşturan meclisimiz haydi asr-ı saadeti örnek almasa bile İskandinav ülkelerini esas almasını beklerim.

Yazımı sonlandırmadan önce vekillerin bu paraya gerçekten ihtiyaç duyup duymadıklarını belgelemelerini isterim. Ben biliyorum ki çok özel bir olmazsa hiçbir fakir vatandaş vekil olamıyor. Bırakın seçim reklamı ve propagandası masrafını bir yana aday adaylığı müracatı için gereken ücrete bile sahip değiller.  Dolayısıyla bu kadar maaş niye? Fakirlerse amenna. Çıksınlar "ben fakirim, ihtiyacım var" desinler, devlet iki katını versin.