diorex

Kürt Siyasetinde Yaşanan Normalleşme

Kürt Siyasetinde Yaşanan Normalleşme


İnsanlar siyasi partiler kurarak örgütlenirler: Amaç politik bir güç olarak devleti yönetmek ya da devletleşmek.  Nihai olarak hedeflenen bu.

Politika özellikle seçim süreçlerinde yoğun bir hal alır. Deyim yerindeyse seçmenin duyguları bir hayli incelir. Daha açık bir ifadeyle seçmen her an başka bir istikamete yönelebilir;  ancak bu durum “kemikleşmiş” duruma sahip seçmenler için geçerli değildir. Özellikle siyaseti ideoloji adına ya da milli bir dava adına yapanlar için istikamet değiştirme pek zor olamamakta…

Kürtler son yıllarda siyaseti hep bu açıdan yaptı: İdeoloji ve milli dava açısından…Tabii bunun sonucunda demokrasi gerilerde kaldı hep ya da söylem ekseninde

Ancak son yıllarda Kürtlerin siyaset yaptıkları bu zeminde bir” çatlama” sanki meydana gelmiş durumda. Kürtler sanki ideoloji ve “milli dava”yı biraz kenara itmiş durumda. Bu durum yaşamakta olduğumuz yerel seçim arifesinde biraz daha berraklaşmış gözüküyor. Daha açık bir ifadeyle dillendirirsek Kürt siyaseti ya da Kürtlerin yaptığı siyaset normalleşme sinyallerini veriyor. Normal siyaset adına belki olması gereken de budur. Bu olayı daha çok BDP aday adayları somutunda daha net görebiliyoruz. Kürtler “siyasi rant” , “ekonomik rant” gibi kavramları tartışıyor. Hatta meclis üyelerinin listelerinin hazırlanması çok tartışmalara neden olabiliyor; itirazlar dillendiriliyor; hazırlanan liste değişikliklere uğrayabiliyor. Hatta başkan adayları kendi siyasi ekiplerini kurmak, birlikte çalışmak istediği kadroları tercih etmeye çalışıyor. Bu çerçeveden bakıldığında  Ahmet Türk ün adaylığı bile tartışılıyor olması taban demokrasisi adına oldukça iyi bir gelişmedir . Bu açıdan yaklaşıldığında Belediye başkanlığını Sayın Türk e yakıştırmayan hatırı sayılır bir kesim var BDP tabanında. Ahmet Türk ideolojik siyaset ile sivil siyasetin buluştuğu bir noktada bir lider olması argümanına bakıldığında böylesi gelişmelerin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkar… Hiç kuşku yok ki normal siyaset adına bunlar hayra alamet gelişmelerdir diye düşünüyorum.

Aslında BDP ye kadar gelinen süreçte son yedi veya sekiz yıldır böyle sancıları görüyor ve biliyorduk; ancak ilk defa net bir şekilde bu sıkıntılar dile getiriliyor. Oysa yakın bir zamana kadar bunları bırak tartışmayı fısıldamak bile bir insanın başını belaya sokabiliyordu. Bu yüzden kimse konuşmak istemedi, istememişti. Ancak ne zaman ki, bugün itibarıyla gerek başkanlık için aday adayları gerekse encümen olabilmek için dosyasını içeriye veren her birey  “kişisel iktidar” uğruna kendini dayatmaya başladıysa ve bunu açık açık dile getirdiyse BDP cenahında sıkıntılar ve sancılar ayyuka çıkmaya başladı ve toplum da net bir şekilde haberdar oldu. İş bununla sınırlı kalmadı; başkanlık için aday olanlar farklı partilerde ve kesimlerde yer alan kimi “koz”ları transfer etmeyi de “doğal” gördü ve bunu yapmakta beis görmedi. Siyaseten doğru olmasına rağmen bu, BDP nin geleneklerine uymadığı gibi “şehitlik felsefesi” ve “ulusal dava” gibi tanıtlamalara da tersti…

Seçimi BDP kesin kazanır diyenler geçmişteki istatistik ve tabulara yaslanmakta ve buna bağlı olarak AK Parti açık arayla kaybedecektir. Seçim sürecini gözlemleyenler olarak şahidiz ki iktidar partisi de çatlamakta ve küskünleri olmaktadır. Öyle anlaşılıyor ki “AK Küskünler” BDP ye yaklaşmakta ama “yurtsever küskünler” sandığa gitmeme eğiliminde veya gitse de geçersiz oy kullanma düşüncesindedir, genel olarak. Tabii ki şu an ki manzara bu yönde görebildiğimiz kadarıyla.

Özetle seçime az bir süre kala BDP cephesinde yaşanan böyle. Bütün bunlar tabanda ve seçmende büyük rahatsızlıklar yaratmış durumda. Öte yandan bu yaşananlar, Mardin de BDP “seçimi kesin kazanır” gibi kuvvetle muhtemel bir iddiayı çetrefil hale de getiriyor. Bütün bunlara ek olarak tam da bu dönemde Abdullah Öcalan ın İmralı daki sorgu sırasında söylediklerinin görüntüleriyle sızdırılması Kürt seçmeninin kafasını karıştırdığı da vakıa. Tabii ki seçime giden bir zamanda bu görüntülerinin sızdırılıp yayınlanması ayrıca manidar!

Bütün bunlardan sonra diyebilirim ki Kürt siyaseti yeni bir evreye girecektir.  Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Bazı Kürtler bazı Kürtlere “kendine oy ver, vermeyen haindir” gibi dayatmalarda bulunmayacaktırbundan böyle; bulunsa bile bu gibi yakıştırmaların bir kıymeti harbiyesi olmayacaktır. Önümüzdeki süreçte Kürt siyaseti ve siyasetçilerini çok farklılığı gerektiren daha demokratik bir zemin beklemektedir. Önemli olan bunu görebilmek ve değerlendirebilmek…

Demokratik bir seçim diyerek Kürtlerin ve demokratik, barışsever kamuoyunun seçimden yana kazançlı olmalarını diliyorum.  (www.kiziltepepost.com)

Yorumlar

Image
ŞÜKRÜ ADEMHAN
25.02.2014 / 09:51

düzen partileri rant üzerinde kurulmuş bir amaç olarak halkın önüne çıkmaktadır.dileğimiz o durki milli bir dava için mücadele eden bdp de bu durum yaşanmassın.yaşanmaması içi nde hepimiz mücadele etmeliyiz.

Yorum Yaz