Kızıltepe’den Patlamaya “Sessiz” Tepki

KÖŞE YAZISI

Kızıltepe’de 1 Nisan gece saat 11.42 itibarıyla askerlik şubesinin yakınında bomba yüklü bir araç patlatıldı, yapılan açıklamalara göre bu patlama sonucu bir vatandaş öldü, on yedi kişi de yaralandı. Maddi zara ise 20 trilyon olduğu tahmin ediliyor. Bu menfur olayı henüz kimse üstlenmedi.

Kimse üstlenmedi ama Kızıltepe gibi yüzlerce STK’nın olduğu bir şehirde MTDF (Mardin Toplumsal Dayanışma Federasyonu) dışında da hiç kimse, hiçbir kurum yazılı bir açıklamayla tepki göstermedi. Aşağıda MTDF’nin bu anlamlı açıklamasını kısaca verdikten sonra Kızıltepe’de “sessiz” denebilecek tepkiyi biraz irdelemek istiyoruz. 

"Mardin Toplumsal Dayanışma Federasyonu olarak bu yaşanan şiddet, ölüm terör olayını protesto etmek kınamak ve tepki vermek için buraya geldik. Burada yaşanan saldırı insanlığa yönelik yapılmıştır. Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir. Bugün burada bir insan hayatını kaybetmiştir. Bu insan Suriye’deki ölümden kaçmış bize sığınmıştı. Ama burada öldü. Bu saldırı aynı zamanda insanlığın geleceğine yönelik yapılmıştır. Çünkü insanlığın geleceği olan çocuklar burada yaralanmıştır. Biz bunu şiddetle kınıyoruz. Bütün sivil toplum örgütleri bütün vatandaşları gelecek adına insanlık adına bu ve buna benzer bütün saldırılara karşı tepki göstermeye çağırıyoruz. Burada sessiz kalan aynı zamanda ölüm severliğe de katkı sunmuş oluyor artık yeter diyoruz.”

MTDF’yi yaptığı bu açıklamadan dolayı tebrik ediyoruz. Ama bu değerli federasyonu yalnız bırakmak da doğru değildir. Öte yandan tepki göstermek sadece bu federasyonun görevi değildir, Kızıltepe’deki her kurumun her vatandaşın da görevi demokratik sınırlar kapsamında tepki ortaya koymaktır.

Olay sonrasında basın mensupları vatandaşlardan olayın ayrıntıları ve olaya yönelik görüşlerini alarak tepkilerini öğrenmeye çalıştı. Genel olarak vatandaşlar nahoş bir tutum ortaya koydu. Bir televizyon kanalına konuşan bir Kızıltepeli “Halkın içinde yapılan eylem kabul edilemez.” Şeklinde ez cümle ile Kızıltepelilerin diline tercüman oluyordu adeta.

STK’lar Sessiz

Şimdi gelelim Kızıltepe’deki STK’ların ve diğer siyasi partilerin bu patlamayla ilgili tutum alışlarına.

Bir defa esnafla ilgili STK’lar sınıfta kaldı. Hiçbir tepki duymadık. Halbuki onlarca esnafın dükkanı patlamadan ağır hasar görmüştü. Bugün açıklama yapmasanız da ne zaman yapacaksınız?

AK Parti il başkanlığı esnafları gezerek yaşananlar hakkında bilgi aldı. Umarım esnafın zarar-ziyanının tazmini için gereğini yaparlar. Biz de bu işin takipçisi olacağız elbette. Parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerden HDP ve CHP’den de her hangi bir girişim duymadık.

“Kürdistanî Partiler” de Sessiz

Bildiğim kadarıyla kamuoyunda “Kurdistani Partiler” olarak bilinen birçok partinin teşkilatları da Kızıltepe’de mevcut. Bu gibi siyasi oluşumlardan da ne yazık ki bugüne kadar herhangi bir çalışma duymadık patlama sonrasında yaşananlarla ilgili olarak.

Halbuki birer komisyon kurabilirlerdi ya da ortaklaşa bir komisyon kurarak esnaflar ziyaret edilebilirdi. Halen de bu gibi bir komisyon kurulabilir. Bu, şu açıdan önemli:

Umarız ve dileriz başka patlamalar olmaz ama olmaması yönünde bunun garantisi de yoktur. Eğer ses çıkarılabilirse, bir daha olmaması için cüret edilmeyebilir.

Ses çıkarmak demokratik bir haktır bu nedenle kimse çekinmemeli ve hiç kimse de gocunmamalı. Örgütler kendi çıkarını nasıl düşünüyorsa toplumun da kendi haklarını düşünmesi ve buna göre konumlanması normaldir. Sesimizi çıkarmazsak “küçük” kazanabiliriz ama sessizlik hepimize “büyük” kaybettirecek.

İkincisi esnafın zarar-ziyanın tazmini konusunda takipçiliği örgütlü bir şekilde yapmak daha sonuç alıcı ve resmi anlamda daha doğru bir yaklaşım olur. Bu anlamda hükümeti zorlamak gerekiyor.

Şöyle bir bakıldığında genel olarak Kızıltepelilerin buna benzer olaylara karşı tepkilerin “sessizce” olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Derinden derine Kızıltepe’de bu gibi olayların istenmediği toplumsal düzlemde bir gerçek söz konusu. Bu manada Kızıltepe bir kimliğe sahiptir.

Kızıltepe’nin tarihi İpekyolu üzerinde bulunması sebebiyle uluslararası ticaretten dolayı açık ve hoşgörülü bir yapı arz etmiştir tarihsel süreç boyunca. Yine ovada kurulmuş bir şehir olmasından dolayı ve Akdenizin ılıman iklimin de etkisiyle yumuşak huylu ve kucaklayıcı bir özellik kazanmıştır Kızıltepe.

Bunlarla birlikte Kızıltepe halkı aydın ve medeni bir kişiliğe sahiptir. Olayları analiz eder ve buna göre demokratik bir tepki geliştirir. Tarihsel ve toplumsal olgunluğu buradan gelmektedir. Bu özelliği bilindiği için bazı kesimler Kızıltepe’yi “pasif” olmakla itham eder; halbuki gerçeklik bunun tam tersi…

Kızıltepe halkı doğruluğuna inanmadığı bir adımı atmaz; yanlışın yanında ise hiç yer almaz. Bu realite dün de böyleydi bugün de…daha açık bir ifadeyle Kızıltepe adımını atarken kılı kırk yarar, diyebiliriz.

Bir gazeteci olarak yaşadığım ilçeyi gözlemlemek elbette benim görevim. Bunu yaparken taşıdığımız kaygıları da ifade etmek gerekiyor.

Yukarıda Kızıltepe’nin toplumsal olgunluğundan söz ettik. Fakat son yıllarda gerek Suriye’den savaş nedeniyle gelen göç gerekse son olarak yaşanan “hendekleşme” sürecinden dolayı çevreden gelen bir göçle karşı karşıya Kızıltepe. Doğal olarak bu durum Kızıltepe’nin kapasitesini zorluyor. Şehir merkezi giderek kalabalıklaşyor ve bu durum beraberinde bir dizi sosyal sorun getiriyor. Yetkililer bu durumu dikkate almak ve ona göre yasal tedbirler geliştirmek zorunda. 

“Şiddete hayır, barışçıl sürece evet” diyoruz.

Saygıyla…