Kirletmeyin Lütfen…
Victoria Hadisesi gibi…
Sabahattin Ali, Komik-i Şehir adlı öyküsü bir taşra kasabasına giden tiyatro kumpanyasını konu alır. Öykünün başlığı her ne kadar “Ünlü Komik” anlamına gelse de, öykü açıldıkça bir hüzün havasına bürünür ki toplumsal gerçeklerimizi de adeta bir şamar gibi yüzümüze vurur. Tiyatronun yıldızı Viktoria bir sanatçı olarak hünerlerini sergilemek istese de kasabanın “münevverleri” nin zikir- fikir denklemlerinde farklı çağrışımlara yol açar. Nitekim bir soruşturma için odasına gittiği kaymakam, oda da Victoria ile yalnız kalınca yavaş yavaş ona sokulur. Sonra da askıntı olmaya başlar. Bir süre kaymakama dayanan Victoria en sonunda dayanamaz ve kaymakamın yüzüne okkalı bir şamar yapıştırır. Olayın trajedisi ondan sonra başlar. Kaymakam bu tokada karşılık zile basar, zabıt kâtibi içeri girer. Victoria’nın hayat kadını olduğuna ilişkin bir tutanak hazırlamasını emreder. Çok geçmeden de Victoria kendini cezaevinde bulur… Bu öykü derin çağrışımların oluşmasına neden oldu bende…
Öykü, kadın bedeninin yozlaştırılmak istenmesi ve buna müsaade edilmediği zaman nasıl bir adaletsizliğe kurban gidileceğini anlatsa da alegorik olarak da birçok çağrışımların oluşmasını sağlıyor.
Örneğin Victoria’ya bu adaletsizliği reva görenlerin başka durumlarla karşılaşmaları halinde başka başka adaletsiz yöntemlere hiddetlice başvuracağını gösterir. Victoria’nın şahsında temiz bütün insanlar, başkalarının kirli emellerine alet olmadıkları, kötülüğe açık kapı bırakmadıkları için toplumun gözünde kirletilmek istenir. Suç Victoria’yada ya da olayın geçtiği mekânda değildir. Suç o mekânlarda yaşayan insanların garezleri, kirli emelleri ve kötülük mikropları üreten bir bataklık misali kararmış yüreklerindedir.
Sabahattin Ali bu öyküyü 1935 yılında yazmış. Yani tam 78 yıl önce... O zamandan günümüze teknolojik birçok gelişme oldu. Bu gelişmelerle beraber, insan zekâsı daha hızlı algılayabilir, kavrayabilir hale geldi. İnsanın dünyayı ve hem cinslerini tanıma merakının yanında bilgiye erişimi daha kolay bir hal aldı. Bununla beraber, insanı kirletmenin yolları da gelişti, serpişti. Yani her şey lineer olarak arttı, artıyor... Kirletmeler daha modern bir kabuğa bürünüyor, daha konformist bir yapıya...
Söz gelimi bazen sohbetine katılmak istemediğimiz bir insanın tacizine uğrarız… Bazen duygularına karşılık veremediğimiz insanların… Bazen de kendimizi rahat hissetmediğimizden dolayı katılmak istemediğimiz bir gurubun tacizine uğrarız… Bazen de muhalefet ettiğimiz resmi devlet ideolojisinin tacizine…
Bir tür mütevazılıkle “bir el verir bir el duymaz” misali bu davetlere, bir saygı çerçevesinde icap edilmediği zaman, dağın doruklarından kopan kirden oluşmuş bir kartopunun düze doğru yuvarlana yuvarlana bir çığa döneceğini, temiz düşlerin peşinde koşan ruhlarda bir göçük meydana getireceğini düşünemez insan. Fakat sonuç yinede değişmez… Kirletilmeye başlanır her şey. Farklı farklı ortamlarda kirletmelerde yetmez. Bir süre sonra davetlerine icap edilmeyen, kirli emellerine ortak olunmayan, etik bulunmadığı için alet olunmayan oyunun oyuncuları, nasıl oluyorsa aynı saflarda “zıtların ittifakını” oluşturur. Teke tek başa çıkılmayan kirletmeler, bir süre sonra komplike bir hal alır. Birbiriyle asla uyuşmayacak, aynı ortamda aynı ekmeği paylaşmayacak insanlar, kirletmenin daha çok büyümesi, çevredeki insanlarda soru işaretleri bırakması için ortak bir çaba içine girerler. Dillerinin altında biriktirdikleri zehiri aynı fanusa boşaltırlar ki hatırı sayılı bir sıvı ortaya çıkar. Bu insanlar ki normal şartlarda üç gün gibi bir zaman zarfı için bile olsa birlikte yürümeyecek, anlaşamayacak insanlardır…
Bu gibi insanlara kirletmeyin lütfen demek istiyorum.
Hiç kimseye bulaşmadan yollarında yürümek isteyenleri kirletmeyin lütfen. Temiz bir dünyayı düşleyenleri, ütopyalarında güzel yarınları umut edenleri kirletmeyin. Yüzlerine gülünüz insanların, yüzlerine güldüklerinizi artlarından kirletmeyiniz lütfen. Evdeki kirli hesaplarınızı, pazarda sermayeye çevirmenizi engelledikleri için insanları kirletmeyiniz lütfen. Siz kavgadan kaçarken, kaçmayanları, üstelik dağıttıklarınızı toplayanları, sizden daha cesur davrandıkları için kirletmeyiniz lütfen. Emellerinize ulaşmadığınızdan dolayı yarı yoldan döndüğünüz yolcukların nedenleri sorulduğunda, bu soruların cevapları olarak insanları kirletmeyin lütfen. Sizler bireysel yaşam konforunuzu, aile saadetinizi arttırırken, uğraştıkları sorunlar, yaptıkları hizmetlerden dolayı buna fırsat bulamayanları kirletmeyin lütfen.
Ya da insanları kirletmek için her türlü çaba içerisine girmeyin, kendinizi kirletmeyin lütfen!