‘KELİMELER NELERE KADİR’
Konuşmalar esnasında insana şovmenlik yapma dediğinde insanı küçümseme aracı kullanılsa da konuşmadaki içerik ve sanatsal özellik sıra dışıdır ki fark edilmiştir.
Fark edilen şey sanatsal başarı veya konuşma içeriğindeki tema, vurgular olmalı ki karşının ya dikkatini çekmiş olmalı veya rahatsız edecek kadar etkiye sahiptir.
Karşıdan etkileşim o kadar dikkat çekici ve önemli görülüyor ki insanın cevap verme zorunluluğu hissettiği oranda cevap ikrar edilir.
Oysa normal bir süreç işlense; insan sanatsal yöne dikkat kesilebilir veya içerikteki donanıma kafayı takıp yaşamın daha fazla zenginliğine vurgu yapılarak katkı sağlanması yönünde enerji sarf edilebilir.
Hele karşılıklı diyaloglarda karşılığını veremediğin şeye küçümseme teması veya davranışıyla yaklaşman; verilmesi gereken bir cevabın olmadığı anlamına gelmez.
Dikkat edilmesi gereken sizi rahatsız eden bir konu veya sorun var ise cevap verme zorunluluğunu hissetmene rağmen keskin laflara sürece ket vurup küçümseme mecrasına taşıdığın içerik, karşının küçüldüğü veya cevap aldığı anlamına gelmez.
Oysa sanatsal içeriklerde; şovmenlik kalitesi ne kadar üstün düzeyde olursa, seyreden veya dinleyenler alması gereken mesajları alır ve mest dediğimiz zevkin tarifsiz seviyesine ulaşır.
Lakin birçok konuda olduğu gibi sosyal ilişkilere konumlandırdığımız birçok tema veya kelimeleri ana mecrasından alıp, erek alnında ve anlamından uzak bir şekilde kullanıyoruz, aslında bir nevi dili daraltıp her konu için üretilmesi gereken kelimeleri üretmeyip var olanla yetinmenin yeteneksizliğini yaşamış oluyoruz.
Peki biz neden bu konuyu işleme gereğini duyduğumuzu merak edenlere söylenmesi gereken en yalın cevap çok konuşan insanların anlatmak istediği konularla baş edemeyenlerin cevap olarak “Şovmenlik yapıyor” cümlesini duyduğumuzdaki rahatsızlığı dile getirmek istedik.
Tabi ki bu konuşmalar genellikle politik ortamlarda veya kısır döngü tartışma ortamlarında duyarız bu ortamların ne kadar üretken olduğu ise farklı bir tartışma konusudur.
Oysa bir konu var ise ve konuları açısından veya içerik açısından tartışılması gereken bir mecra ile zenginliği gözler önüne sermek ve o diyaloglardan dersler çıkarmamıza imkân var iken; mahrum edilişimize dur demekteki amacımız, laf kalabalığı ile ana konun kaybolma süreçlerini ayrı tutmak isterim.
Çünkü laf kalabalığında; içerik olmaz ve zaman geçirme ile oyalamanın ortaya çıkardığı bilgi kirliliği insanı iğrendirir veya tepkisel reflekslerin ortaya çıkmasına sebep olur.
Oysa bir dönem moda olan eleştiri lafı şovmenlik yapıyor da ki zengin içeri kaçırdığımıza yandığımı buradaki zenginliği bilgiye dönüştürmediğimizi kaçan fırsatların bir dahaki benzer konularda kaçmaması gerektiğine vurgu yapmak istedim.
Editör: Aydın