diorex

Kandil'e uçaklar gideceğine Oslo'ya Hakan Fidan'lar gitsin'

Kandil'e uçaklar gideceğine Oslo'ya Hakan Fidan'lar gitsin'

İnternete düşen ses kayıtları içinde en son dalga bir süre önce Norveç’te yapıldığı ortaya çıkan ve devlet adına MİT yetkililerinin PKK ile yaptıkları görüşmelerin sızması ile yaşandı.

Ve hemen “ihanet” lafları havada uçuşmaya başladı.

Malum kesime göre “eşkıya ile pazarlık olmazdı”.

30 bin kişinin hayatını kaybetmiş olması önemli değildi; gerekirse 30 bin daha ölsün ama eşkıya ile pazarlık yapılmasın.

Türk ve Kürt annelerinin gözyaşlarının akması da onların umurunda değil.

Her iki tarafta da sönen ocaklar, ateş düşen yürekler de onları ilgilendirmiyor.

Yeter ki eşkıya ile pazarlık yapılmasın.

Bu ucuz düşünceler Türkiye’nin bu sorunu bir türlü çözememesine neden oldu.

Bu anlayış sürdükçe nice gençler ölmeye, anneler gözyaşı dökmeye devam edecek.

Daha önceki yazılarda da belirttiğim gibi sorunu çözecekse herkesle görüşülmelidir.

Geçmişte İngiltere IRA ile, İspanya ETA ile görüştü.

Ve bunu hiç çekinmeden, mahcup olmadan yaptı.

Şimdi bizim devletimiz de bunu yapabilmelidir.

Tam da savaşın tekrar kızışmaya başladığı bu süreçte elbette çok riskli bir hareket olacaktır ama devlet Kandil’e bir askeri harekât için değil görüşmeler yapmak için gitmelidir.

Ses kaydında konuşulanları incelediğimiz zaman gerçekten de çok kapsamlı görüşmeler ve müzakereler yapıldığı anlaşılıyor.

Sanırım Öcalan’ın bir ara “hiç olmadığım kadar umutluyum” açıklaması bu görüşmeler sırasında söylenmiş olmalı.

Ayrıca ayrıntılara bakıldığı zaman yine PKK cenahının da açılıma büyük darbe vuran Habur sürecinin iyi yönetilemediği konusunda hemfikir olduğu görülüyor.  

Bu metinleri okurken hayıflanmadan edemiyorum.

Ne oldu da bunlar konuşulurken birdenbire tekrar çatışma ortamına döndük diye soruyorum kendime ama bir türlü cevap bulamıyorum.

Bu arada Erdoğan’ın barış için hiç adım atmadığını ve barışı istemediğini iddia eden BDP’li siyasetçilerin de bu görüşmeler sonunda Erdoğan’ın aldığı bu büyük risk karşısında ne düşündüklerini de ayrıca merak ediyorum.

Barış istemeyen bir lider karşı tarafla böyle geniş müzakerelere girer mi?

Hiç sanmıyorum.

Dilerim şimdiki ümitsiz ve karanlık ortam bir an önce sona erer ve "iyi şeyler olacak” beklentisiyle ümit içinde beklediğimiz döneme hemen dönüş yaparız.

Bu arada bir diğer soru da bu kayıtları kimlerin servis ettiği.

Akla gelen ilk ihtimal hemen İsrail oluyor.

Türkiye ile ilişkileri hiç olmadığı kadar bozulmuş olan İsrail yönetimi bu hamleyle Erdoğan hükümetini içeride yıpratmış olmak isteyebilir mi?

Kuvvetli bir ihtimal.

Bir diğer şüpheli ise Ergenekon yapılanması.

Amaçları aynı; AK Parti hükümetinin içeride baskı altına alınmasını sağlamak.

Yine akla gelen diğer bir ihtimal de PKK içinde görüşmelere karşı çıkan ve savaştan beslenen baronlar.

Yani başını Suriyelilerin çektiği örgüt yöneticileri.

Onların arkasında da yine Türkiye ile kötü bir süreç yaşamakta olan Suriye yönetiminin olduğu söyleniyor.

Anlayacağınız etrafta senaryo çok.

Hepsi de güçlü ihtimaller.

Ancak ne olursa olsun ben barışı savunan bir birey olarak bu tür görüşmeler yapılmasını destekliyorum.

Bu konuda da hükümetin atacağı her adımı savunacağım.

Yeter ki kan, gözyaşı ve şiddet dursun.

Bu topraklara barış hâkim olsun.

Bunun için de kiminle görüşmek gerekiyorsa onunla görüşülsün.

Afrika ölüyor!

Türkiye'den yapılan yardımlar 500 milyon TL'ye yaklaştı ama dünya hala seyrediyor.

Yardım linklerini tekrar iletiyorum:

Diyanet: AFRIKA yazıp 5601'e,
İHH: AFRIKA yazıp 3072'ye,
Kimse Yok mu: ACLIK yazıp 5777' ye ve Sabah gazetesi için de SABAH yazıp 2868’e göndereceğiniz her SMS, 5 TL olarak ücretlendirilecektir.

Yorum Yaz