Kamu - Üniversite Ve Sanayi İşbirliğinde Finansal Yönetim Bilinci

KÖŞE YAZISI

Babamın esnaf olması ve işyerinin sanayi sitesinde olmasından dolayı altı yaşından beri sanayiciler ile içli dışlıyım. Üniversite camiası ile sektör temsilcilerinin işbirliğini esas alan çok sayıda program yapılmasına rağmen; birliktelik istenen düzeye çıkamamaktadır. Sanayici akademisyenlerden sorununa özel, hızlı ve az maliyetli çözüm istemektedir. Ne yazık ki akademisyenlerimizin önemli bir kısmı uygulamadan uzaktadır. Lisans mezuniyeti sonrası birçok akademisyen adayı, kamu veya özel sektörde iş tecrübesi olmadan lisansüstü eğitim yapmaya başlıyor ve istenen puanları aldığında da sanayiyi tanımadan akademik ortama adım atıyor.

Esnek çalışabilme yapıları, istihdama katkıları ile ülke kalkınmasındaki rolleri, KOBİ’leri dünya ekonomileri için önemli konuma getirmektedir. Ülkemizdeki KOBİ’lerin çoğunun risk sermayesi, faktöring, finansal kiralama ve sermaye piyasaları gibi alternatif finansman yöntemleri hakkında yeterli bilgi, kapasite ve altyapıya sahip olmadığı bilimsel çalışmalar ile tespit edilmiştir.  Sorunların çözümü adına ilk adım finansal yönetim bilinci ve uygulamasının yaygınlaştırılmasıdır.

Hemen her konuda çözüm olan “eğitim şart” slogan kelimeleri burada da devreye girmektedir. KOBİ’lere eğitim verilmelidir. Fakat bu eğitimin nasıl olacağı, süresi ve içeriğinin ne olacağı, eğitimi kimlerin vereceği, katılımcıların profili eğitim sonundaki başarı için önem arz eder. Başarı için ilk başta değindiğim gibi akademisyenlerin sektörü tanıması ve bir süre sektörün içinde bulunması gerekmektedir. Bunun yanında şu öneriler getirilebilir.

1. Eğitim çalışmasının iyi planlanması gerek şarttır.

2. Katılımcıların eğitim durumları, işletme büyüklükleri ve kazançları eğitimde ahengi etkileyebilmektedir. Farklılık sonucunda pozitif etkileşim olmadığı söylenemese de eğitimdeki verimi arttırmak adına denk olanları bir araya getirmekte fayda mülahazası görmekteyiz.

3. Eğitim sürelerinin uzun olması ve teknik bilgilerin örneklendirilememesi halinde KOBİ temsilcileri eğitimden kopmakta; ardından eğitime devam göstermemektedir. Proje hazırlayıcılarının bu durumu göz önünde tutarak eğitim sürelerini kısa tutmaları, eğitimcilerin de üniversite dışında eğitim verdiklerini hatırda tutmaları gerekmektedir.

4. KOBİ temsilcileri eğitimden mutlak uygulama beklemekte; sektöründe ve işletmesinde uygulayamayacağı konular ile karşılaştığında kayıtsız kalabilmektedir. Eğitimci anlattıklarının önemi ve uygulama yerlerini ara ara vurgulamalı ve dikkatleri eğitim içinde tutmaya özen göstermelidir.

5. KOBİ eğitimi yetişkin eğitimi olduğundan derslerin en üst seviyede karşılıklı konu tartışmaları, bilgi alışverişi ve tecrübe anlatımı ile geçmesi; eğitim merkezinin beşeri laboratuvar ortamına dönüştürmesinde eğitimciye büyük görev düşmektedir. Yine katılımcı seçiminin önemi hatırdan çıkarılmalıdır.

6. Eğitim saatlerinin KOBİ temsilcilerinin en az yoğun olacakları gün ve saatler olarak tespiti için de ikinci madde de değinilen profilin oluşumunun etkisi olacaktır. İş yerinden yorgun gelen temsilci gereği kadar eğitimden istifade edememektedir.

Belirtilen eğitim hassasiyetinin yanında KOBİ’lerin finansman sorunlarına çözüm olarak şu tavsiyeler eklenebilir:

1. Kredi ile ilgili teminat sorunlarının ortadan kalkması için KGF uygulaması tanıtılabilir ve ilgili fon sisteminin genişletilmesi adına çalışmalar yapılabilir.

2. Enflasyon oranında faiz uygulaması veya faiz ile iş yapmak istemeyen işletmelere uygun koşullarda her iki tarafın haklarını koruyacak desteklemelerde uygulamaya konabilir.

3. Üniversite, kamu kuruluşları ve STK’lar KOBİ’leri esas alan çalışmalarında eğitimlere esnaf bakışını getirmeli ve eğitim sonunda da belirli aralıklar ile çalışmanın verimini ölçmelidir.

4. Düzenlenecek teşviklerden KOBİ’lerin haberdar olması ve ilgi duymaları adına ilin önemli noktalarında, sanayi bölgelerinde, yerel ve ulusal basın yoluyla tanıtım faaliyetleri hazırlanmalıdır. Teşvik alımlarının kolaylaştırılması ve işletmelere bilgi belge sağlamada danışmanlık ve yönlendirmelerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Teşviklerin herkes için olduğu; fakat bilgi ve belgelerin sağlanması gerektiği KOBİ temsilcilerine anlatılmalı, “teşviklerden bizi yararlandırmazlar” algısı kırılmalıdır.