diorex

İtidalli Bir Karakter Göstermek

İtidalli Bir Karakter Göstermek

İnsan yaşamı boyunca imtihanın bir tecellisi olarak bazı sıkıntılar, hastalıklar, maddi zorluklarla muhattap olmak durumunda kalır. Ancak herşeyi bir hayırla yaratan Rabbimiz bu olayları da özellikle kullarını olgunlaştırmak, Kendine yakınlaştırmak için yaratmaktadır. Olgunlaşan insan ise zamanla daha güçlü bir karaktere sahip olur. Bu da insan için çok güzel bir nimettir.

Birde bunun aksi bir kişilik vardır ki, bu insanlar günlük hayatlarında karşılaştıkları olaylara bağlı olarak farklı karaktere bürünmektedirler.

Örneğin; iş yerinde duydukları olumsuz bir söz, işlerin yoğunluğundan öğle yemeğini yiyememiş olmaları, havanın kapalı olması, beklediği arkadaşının 10 dakika geç kalması, gün içinde giyeceği kıyafeti bir türlü seçememesi, saçlarının rengini beğenmemesi, üzerine kahve dökülmesi gibi nedenler ötürü bu insanlar birden somurtkan ve sinirli bir yapıya bürünürler. Biraz önceki neşeli ve canlı hallerinin yerine bağırıp çağıran, kötü sözler sarfeden bir insan gelir.

Bu karakterdeki insanlar o kadar değişken bir kişiliğe sahiptirler ki, en yakın arkadaşları dahi ne zaman nasıl bir karakter göstereceğini kestiremeyebilirler. Biraz önce espiriler yapıp gülerken, yapılan bir espireye beklenmeyen bir tavır gösterir ve insanları saygısızlıkla suçlayabilirler. Kendilerine yapılan bir iltifata anlam verilemeyen bir sertlikle cevap verebilirler. Çok övdükleri birini birden kötüleyebilir, ardından konuşabilirler. Kısacası bir saatleri bir saatlerine, bir günleri bir günlerine uymamaktadır.
Elbette hiçkimse konuştuğu dostunun, yakınının böyle bir karaktere sahip olmasını istemez. Çünkü böyle bir karakterdeki insana güven zayıflığı oluşur. İnsanlar fıtraten güvenilir, olgun ve karakterli kişilerden hoşlanırlar. Böyle bir karakteri kazanmanın tek yolu ise İslam ahlakını yaşamaktır. Müslüman, Allah’ın herşeyi bir kader ve hayırla yarattığını bildiğinden karşılaştığı olumsuz gibi görünen olaylar karşısında değişken bir karakter göstermez, Rabbine güvenir. Müslüman Rabbine sadık ve itaatkardır. Bu yüzden her daim güzel ahlak göstermekte çaba gösterir. Müslümanın bu tavrı onu insanlar arasında sevilen, saygı duyulan biri yapar.
Allah sevgisinin bir sınırı yoktur. Bu yüzden Müslümanlar zaten güzel olan ahlaklarını daha da güzelleştirmeli, kendilerini yeterli görmemelidirler. Hele de ne zaman ne yapacağı belli olmayan bir karakter özelliğinden şiddetle kaçınmalıdırlar. Bunun içinde sürekli Allah’a sığınmalı, dua etmelidirler. Hiç kimse “Zaten bu özelliklerde ben de yok’’ deyip, kendi ahlakını yeterli görmemelidir. Rabbimiz hesap günü işlediğimiz en küçük iyiliği dahi karşımıza getirecektir. O gün iyilikten yana yaptıkları az olanlar pişman olacakları bir durumla karşılaşabilirler. (Allah korusun) Rabbimiz bir ayetinde kendisini yeterli görenin durumunu şöyle haber vermiştir:
“Hayır; gerçekten insan, azar. Kendini müstağni gördüğünden.’’ (Alak Suresi, 6-7)
Ve Müslüman kazandığı güzel ahlakı sürekli yaşayabilmesi gerekmektedir. Allah bir ayetinde sürekli yaşanan güzel ahlakın ahirette güzel bir yaşamı umut etmek bakımından daha hayırlı olduğunu şöyle haber verir:
“Mal ve çocuklar, dünya hayatının çekici-süsüdür; sürekli olan 'salih davranışlar' ise, Rabbinin Katında sevap bakımından daha hayırlıdır, umut etmek bakımından da daha hayırlıdır.’’ (Kehf Suresi, 46)

Yorum Yaz