İnternete değil, hayata bağlan!

KÖŞE YAZISI

Dijital dünya artık tüm insanların vazgeçilmezi. Çok kısa sürede insanlarla iletişime geçmemizi, her türlü haberi almamızı ve aynı zamanda eğitim açısından bir sürü olanağı olan bir dünya. Çok güzel yanları olan teknolojinin bize sunduğu imkanların haddi hesabı yok. Araştırma yapmamızı kendimizi geliştirmemizi kolaylaştırıyor aynı zamanda.

Ama biz bunlarla yetinmiyor, kendimizi kaptırıyor cep telefonlarında, televizyon karşısında saatler geçiriyoruz. Tüm dünyada en yaygın bağımlılıklar listesinde 1. Sırada yer alan dijital bağımlılık, bizi hayattan koparıyor. Evdeki sorunlarımızı çözemiyor artık insanlara karşı hislerimizi belli edemiyoruz. Mesajlaşarak tanıştığımız biriyle yüz yüze gelirken iki kelime konuşamayıp afallıyoruz…

Gösterişin had safhada olduğu sosyal medya ise imkanı olmayan birçok insanı depresyona ve bunalıma sürüklüyor. Güzellik algısını arşa çıkarıyor, büyük dudaklar küçük burunlar, zayıf ve fit vücutlar görmek istiyoruz. Herkesin algısı klişeleşmeye başladı.

Teknoloji bağımlılığı 7den 70e tüm insanlığın etkilendiği ciddi bir sorun aslında. Çocuklarımız doğar doğmaz onlara bilmece, saklanbaç, körebe öğreteceğimize susturmak ve uğraşmamak için ellerine telefonlar, tabletler veriyoruz. Neden mi? Çünkü ebeveynlerin sosyal medyada kurcalayacağı bir sürü hayat var(!) Çünkü biricik yavrularını eğitmek için vakitleri yok maalesef.

İstatistiklere göre teknoloji bağımlılığının en ileri derecede olduğu 13-24 yaş grubu günde ortalama 8 saat cep telefonlarıyla ilgileniyor. Hayatlarının baharında olan bu gençler dünyadan habersiz aynı zamanda dijital dünyanın kölesi olmuş durumda. Hobi edinmek yerine kafalarını ellerindeki makinelere bağlayan gençler bir sürü psikolojik hastalıkla mücadele ediyor. Dikkat eksikliği yaşayan çocuklarımız ve gençlerimize en büyük zarar kitap okuma alışkanlığının gittikçe yok olması. Fikir üretmekte ve kendilerini ifade etmekte zorlanıyorlar. Fiziksel açıdan radyasyona maruz kalmış bedenleri ve görme bozuklukları da ön plana çıkıyor.

Söz konusu teknoloji bağımlılığına sahip bir diğer insan grubu, yaşlılarımız… En sevdikleri etkinlikleri, oyunları telefonlarına indirip vakit geçiriyorlar. Şimdi ben kimi örnek alacağım? Diyoruz. Öncelikle insan kendini bilmeli diyorum ben de…

Ölümü bile getiren bu dijital bağımlılık bir çok evliliği alt üst ediyor. İnsanların arasındaki güveni yerle bir ediyor.
Eşler arasında kavgayı oluşturan en temel nedenlerden biri haline geldi maalesef ki. Saygıyı azaltıp ilgiyi yok eden bu illet en korkunç bağımlılıklar arasında.

Sadece gençlerin değil küçüğünden büyüğüne kadar herkesin, hayatlarını yaşamayıp rutin haline getirdiği bu alışkanlık beni derinden sarsıyor ve üzüyor.

Çağın vebası sizi avucunun içine almasın. İnternete değil hayata bağlanın..!

Saygılarımla…

HİLAL ÇAMURDAŞOĞLU