İnsanlar Heran İbadet Üzerine Olmalıdırlar
Şeytanın insanları Allah’ın yolundan alıkoymak için her türlü telkini vereceği ve faaliyetlerde bulunacağı Kuran’ın birçok ayetinde bizlere bildirilir. İnsanların çoğu da şeytandan haberdardır. Ancak şeytan sinsice hareket ettiği için insanların büyük çoğunluğu, şeytanın üzerlerindeki etkisini fark edemezler. Şeytanın amacı, insanları Allah’ın yolundan alıkoyarak kendisiyle birlikte ateş azabına sürüklemektir. Bunun için de her türlü yöntemi dener. Kuran’da, şeytanın yöntemi bir ayette şöyle bildirilir:
"Sonra muhakkak onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Çoğunu şükredici bulmayacaksın." (Ar'af Suresi, 17)
İnsanlar, şeytana ve sinsi yöntemlerine karşı Kuran’ın pek çok ayetinde uyarılmaktadır. Endişe, korku, böbürlenme, alınganlık, duygusallık, samimiyetsizlik şeytanın öğrettiği ahlaklardan bazılarıdır. Örneğin küçük bir yanlış ya da yanlış anlaşılan bir söz de şeytanın bir faaliyetidir. Şeytan tevekkülü ve sabrı engelleyebilecek her türlü oyunu yaparak, insanlar arasındaki sevgi, anlayış, şefkat gibi güzel ahlak özelliklerini ortadan kaldırmaya uğraşır. Dolayısıyla insanların Allah’ın rızasını kazanmalarını engellemiş olur.
Şeytanın oyunlarına karşı dikkat edilmesi gereken bir başka davranış özelliği de üşengeç olmaktır. İnsanlar bu konuyu çok önemli görmese de bu bir davranış bozukluğudur. İnsanlar bu davranış bozukluğuna karşı da dikkatli olmalıdırlar ve eğer varsa kendilerini arındırmalıdırlar.
"Nefse ve ona "bir düzen içinde biçim verene. Sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) Ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun) Onu arındırıp- temizleyen gerçekten felah bulmuştur. Ve onu 'isyanla, günahla, bozulmalarla) örtüp saran da elbette yıkıma uğramıştır. (Şems Suresi, 7-10)
İnsanlar, bu konuyu yalnızca ağır olmak, bir bardak su alamamak ya da bir yere gitmeye hali olmamak gibi dar anlamlarda düşünmemelidirler. Derin düşünmemek, kolaylığı seçmek, taklitçilik gibi özellikler de tembellik örneğidir. Düşünce tembelliği olarak adlandırılan bu özellikler, şeytanın insan üzerindeki etkilerinden kaynaklanmaktadır. En belirgin özelliği, insanın aklı ve vicdanı ile hareket etmemesi sonucu ortaya çıkarak, tüm yaşamını etkisi altına almasıdır. Bu şekilde iradesini kaybeden bir insan ne güzel ahlak gösterebilir ne de göstermekte kararlı olabilir. Çünkü güzel ahlak gösterebilmek ancak kararlılıkla mümkündür.
Şeytan, insanları Allah’ın hoşnutluğunu kazanabileceği işlerden alıkoyar. Dünya hayatının metaına ve zamanı iyi kullanmamaya yönlendirir. Allah’ın hoşnutluğunu kazanabilmek ise düşünmekle, üretmekle ve çalışmakla olur. Bu sayede insan hem kendine hem de çevresindeki insanlara yaralı bir insan olur.
İnsanlar din ahlakını yerine getirme de kararlı ve gayretli olmalıdırlar. Her an ibadet üzerine olmalıdırlar. Çünkü dünya hayatı, ahiret hayatının güzelliğini, en önemlisi Allah’ın dostluğunu kazanmak için yaratılmıştır. Kuran’da, “Onlar, ‘tümüyle boş’ şeylerden yüz çevirenlerdir.” (Mü’minun Suresi, 3) ayetiyle bildirildiği üzere müminler tembellikten yüz çevirenlerdir. Tembellik ve beraberinde geçirilen boş zaman insana hiçbir şey kazandırmaz ancak ahirette her anını pişmanlıkla ve azapla geçireceği bir yaşam kazandırır.
"Şu halde boş kaldığın zaman, durmaksızın (dua ve ibadetle) yorulmaya-devam et." (İnşirah Suresi, 7)