diorex

İnsan Hakları Gününde Terör Katliamı

İnsan Hakları Gününde Terör Katliamı

Bu haftaki yazıyı farklı bir konuda yazmayı düşünüyordum ancak geceleyin yapılan alçakça terör saldırısı gündemimi de değiştirdi ne yazık ki!

İnsan Hakları Gününde yapılan bu katliam çok manidar! Öyle anlaşılıyor ki bunu yapanlar, yaptıranlar için insan hakları diye bir kavram bir hiçtir.

Hangi örgüt yaptı? Arkasındaki güçler kimlerdir? Gibi soruları sormanın hiçbir anlamı kalmamıştır. Kimin silahı kullanılıyorsa böylesi insanlık dışı saldırıları ve insanlığı hedef alan eylemleri onlar yapmıştır. Başta ABD olmak üzere Batı Avrupa ilkeleri taşeron örgütleri kurduruyor ve onlara silah vererek(satarak değil) ekonomik çıkarları ve tarihsel emelleri için Ortadoğu halklarının kanlarını döküyor.

Küresel güçler, din ve mezhepler arasındaki çelişkileri öne sürerek ‘Arap Baharı’ adı altında mazlum halklarının yaşadıkları coğrafyayı kan gölüne çevirmiş bulunmaktadır.  Şu aşamada özellikle İslam dininin iki temel mezhebi olan Sünni-Şii ayrımı üzerinde strateji geliştiren Batı zihniyeti, yakma-yıkmayı yaşadığımız bölgeye yığmış durumda. Şu anda Suriye bunun en somut örneği durumundadır. Hedefleri şu aşamada ise Türkiye ve halkları. Ama halklarımız bu oyunlara gelmeyecek ve bu taktikleri boşa çıkacaktır. Çünkü yaptırdıkları bu terörist eylemler, halklar arasındaki manevi bağları geliştiriyor, kuvvetlendiriyor.

Her zamanki gibi, şimdi de başta cumhurbaşkanı olmak üzere hükümet yetkililerini arayacaklar ve “terörü kınıyoruz, Türkiye bizim stratejik müttefikimizdir, Türkiye’nin yanındayız.” Diyecekler hem de UTANMADAN!

 

Terörist saldırılar muhalefeti de öldürüyor

Kuşkusuz yapılan terör saldırıları içte de siyaseti etkiliyor, dışarıda etkilediği gibi. Batı projesi olan bu gibi terör saldırılarının amacı dar anlamda mevcut iktidarı zor duruma düşürmek ve uzun vadeli ise ülkeyi yönetemez hale getirmektir. Daha açık bir anlatımla, halklara yaşadıkları toprakları cehenneme çevirmektir. Aslında bu gibi terör saldırıları sadece iktidar partisini olumsuz olarak etkilemiyor; aynı zamanda muhalefet partilerini de zor durumda bırakıyor.

Yapılan her terör saldırısının ardından muhalefet partileri de konuyu gündemlerine alarak açıklamalar yaparlar. Bu, doğal ve olması gereken bir durum. Ancak her olayın ardından yapılan açıklamalara bakılırsa, muhalefet liderleri faturayı daha çok iktidar partisine çıkarıyorlar. Bunu anamuhalefet partisi olan CHP en iyi yapıyor! Sanki kendileri iktidarda olsa bütün terör saldırılarını önceden bertaraf eder ve bu ülkede hiç terör saldırısı olmayacakmış gibi konum alıyor ne yazık ki. Halkların geleceğini teminat altına alacak olan politikalar muhalefetten beklenmektedir sadece iktidarı hedef alanlar değil. Daha doğrusu sadece cumhurbaşkanı ve ilgili bakanları hedef alan açıklamalar muhalefet partilerini antipati kazandırıyor.

Halbuki terör saldırıları milleti direk hedef aldığı için, insanlar bu gibi dönemlerde kenetleniyor ve muhalefetin yaptığı bu ucuzca siyasetin hiçbir kıymeti kalmıyor. Yani bir nevi toplumsal sözleşme yapılmaktadır şu anda sosyal zeminde. Teröre karşı henüz psikolojik boyutta olan bu sözleşmenin sosyolojik boyutlarını da görmekteyiz. Sözgelimi memleketin her tarafında sosyal medya üzerinde ortaklaşılan acılar, tepkiler, taziye bildirimleri vs işin sosyolojik eğiliminin ipuçlarını ortaya koymaktadır. Siyasetçilerin yapacağı tek şey, bunu, yönetimsel anlamda kavramsallaştırmaktır. Kanaatimca, bu gerçeklik ülkede ortak yaşama kültürü ve birlikte geleceği inşa etmek için çok kıymetlidir. Aynı zamanda bu realite Batının ve emperyal güçlerinin oyunlarını bozacak olan halklarımızın, insanlarımızın ortak bir iradesidir.

Son olarak İstanbul’daki terör saldırısında olduğu gibi, temellendirmeye çalıştığımız inancın bütün verilerini görmek mümkündür. Bu bağlamda tekrar bütün terör saldırılarını lanetliyoruz. Yaşamını yitiren insanlarımıza Allah’ta rahmet yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyoruz.

Yorum Yaz