İkra \ Oku
14 asır evvelden Allah'ın ilk emri "oku"dur. Okumak lazım, en büyük silahımız bilgidir, bilgi olmalıdır. Evet, Hıra Mağarası’ndan âlemlere ışık saçan, Âlemlerin Rabbinden ‘Habibine’ gelen ilk emirdi, “İkra”. Büyük Mürebbi’nin vahiyle hayatı inşasının son hamlesinin başıydı. Efendimiz’in şahsında ümmetine her şeyden evvel okumanın geldiğini bildirgesiydi, “İkra”. Mekke’nin koyu cehaletine verilen bir ültimatomdu. Hem de bir devrimin, bir inkılâbın çekirdeğini, nüvesini bağrında barındıran ilk emirdi.
Efendimiz Muhammed Mustafa’nın ruhunu saran, gönlünü güzelliklerin sultanının heybetiyle fetheden bir emirdi, bu kudsî “oku” emri.
Evet, oku emri zulüm saraylarının temellerini sarsan ve mazlumlar adına geleceği inşa eden Kelamullah’ın inzalinin başıydı. “Oku, yaratan Rabbinin adıyla…” Ve Seyid-ül Mürselin vahyin bu ilk ayetlerinden itibaren yoğun bir döneme girmişti. Artık her şey bambaşka bir döneme giriyordu. Davet-eğitim çalışmaları yoğunlaşmıştı. Tabi davetin-eğitimin, vahiyle şekillenmiş bir hayatın ilk basamaklarının okumayla olduğunu tekrar dile getirmeme gerek yok. Zira Efendimiz de, Cebrail’in kendisine getirdiklerini ilk etapta yakın akrabasına tebliğle-okumakla işe başlamıştı. Etrafındaki iman halkası genişleyince Erkam bin Ebil Erkam (r.a.)’ın evini, hicretten sonra zamanın üniversitesi sayılan Ehlü Süffa’nın mekânını ve Mescid-i Nebevi’yi eğitim-davet merkezi edinerek çalışmalarını devam ettirmişti. Ve Efendimiz, ilk vahiyle beraber başlayıp ta vefata kadar 23 yıl boyunca eğitim-davet ve okuma-okutma çalışmalarını kesintisiz sürdürmüştü.
“İlim erkek kadın her Müslüman’a farzdır.” “İlim müminin yitik malıdır, nerede bulursa alır”
Nitekim okumaya, ilme parmak basan bunlar gibi daha nice hadis vardır. Toplum olarak İslam’ın bu kadar önem verdiği okumaya önem vermediğimiz malumumuzdur. Ama Müslüman olarak eğitim-davet adına okuyan-okutan bir nesle doğru yol almamız gerektiğini, bilmem söylememe hacet var mı? Okumayan toplum ne kadar yol alabilir?
Okumadan bir yere varamayacağımızı, okutmadan yol alamayacağımızı artık zihinlerimize kazımamız lazım. Evet, gerçekten ta ilk vahiy/emirden sırtımıza yüklenen sorumluluğumuzun hakkını veriyor muyuz? Rabbimizin “İkra, oku, bixwêne” emrine muhatap olmanın gereklerini yapıyor muyuz? Efendimiz (s. a. v.) in ahir zamandaki kardeşleri olarak Dar-ül Erkam’da, Süffa’daki yerimizi almak için ne kadar iştiyaklıyız? Evet, bizim kurumlarımıza karşı olan sorumluluklarımızın başını okuma-okutma çekiyor
Biz de varız, diyorsanız…
Allah’ı ve davasını anlatan ümmetin güzide kültürel eserlerini okumalı-okutmalıyız. Başta Kur’an tefsiri ve siyer kitapları olmak üzere İslami kitap, dergi ve gazeteleri aşkla şevkle okumanın-okutmanın, insanlara ulaştırmanın zamanı geldi, geçiyor bile. Okuma ilahi bir sorumluluktur, âlemlerin rabbinin ilk emrinin “oku” olduğunu aklımızdan çıkarmadan daha çok okuyan-okutan nesillere.
Fatih AKMAN
Editör: Nezir Güneş