İcraat ve söylev!
Teorisi olmayan pratik kesinlikle yenilmeye mahkûmdur çünkü beslenmesi lazım ve bu beslenme ciddi alt yapı ile üste kadar besi kaynağı olan bilgiyi göndermesi lazım ve süreklilikteki canlılıkta bu işin gidişatını belirler
Pratiği olmayan bir teori ise gerçekle alakası olmayan bir gölge gibi kendi cenderesinde esen bir aforizmadan öteye olamaz. Bu aforizma zaman zaman yaşam ile ilişkiyi kesse bile kendi yaşamını sürdürmeyi arzu eder.
Hem teori hem pratik birbirini besleyen derelerin oluşturduğu azgın ırmakların görüntüsünün sözle anlatımıdır. Akarken canlılık ile pratik, canlılıktaki görüntünün söze dökülüşü ve gerçeklerle ilişki kurmayı süreklileştiren bilgi ise teoriyi oluşturur.
Ağzınızdaki en ideal lafların veya erdemlerin insana dair veya doğaya dair ciddi bir davranış desteğine sahip değil ise eninde sonunda ikiyüzlü damgasını yemekten kurtaracağı yoktur.
İnsan ilişkileri bu kadar çoğalması, gelişmesi ve yığın halini alması; sıradan deyim ile insanların kaldıramayacağı ve unutkanlığı hat safhaya çıkaracağı bir konuma itmiş yani balık hafıza dedikleri ve balıkların hafızası ile bir hiç bilgiye sahip olduğumu itiraf ederek bende ezberlerin geneline katılmış olayım.
Oysa insanlık, erdem, kültür, hak, hukuk, düzgün ilişki, kaliteli yaşam için gereklilikler ve toplumda sulhun devamı için deneme yanılmayla oluşturdukları düzeneğin temelinde sağlam temel üzerine oturtulmuş inanç ve bu inancı besleyen davranışlardır.
Yani sana saldırmayacağım dediğinde saldırmayacaktı, yani yalan söylemiyorum dediğinde yalan söylemeyecekti, yani bana güvenebilirsin dediğinde güven için gerekli şartların tümünü yaşama geçirecekti, yani yaptıkları ile söyledikleri birbirini destekleyen davranış ve söylevde olacaktı.
Gelgelelim insanlık dediğimiz canlı topluluk; yaşamda en barbar canlı dedikleri doğa ile ilişkileri evcilleştirme adıyla bir düzenek oluşturdular ama kendi yabaniliklerini, kendi vahşet ve ikiyüzlülüğü kendi çıkarına kurban eden davranıştan hiçbir zaman geri kalmadı.
Yani insan doğayı evcilleştirebildi, yabani hayvanları evcilleştirebildi ama kendi içindeki vahşiliği, kendi çıkarına her türlü ahlaksızlığı evcilleştiremedi veya evcilleştirmek istemedi.
Dünyada bu kadar savaş vardır, dünyada bu kadar açlık vardır ve insanlar, toplumlar, yönetimler hala gücünün arkasına sakladığı vahşetini insanlık, erdem, iyi ilişki diye satmayı beceriyor.
Bu iki taraflı bir sıkıntının göstergesi olduğu muhakkaktır ki yönetenlerin veya gücü elinde bulunduranların cehalet boyutu, söyledikleri ile yaptıklarını çıkar endeksli bir ikiyüzlülüğe sahip olduğu, çıkara kurban ettiği, diğer taraftan yönetilenlerin de yönetenlerden geri kalmayacak boyuttaki cehalet ile kandırılmaya müsait pozisyonlarını hiçbir zaman doğru temelde sorgulamadıkları gerçeği ortadadır.
Sorgulanmayan bir yaşam; hiçbir zaman doğru bir yaşam değildir.
Yaptığın bütün kötü davranışları yap sonra şeytanı suçla böyle bir yaklaşım; at gözlüğünden bakmadır, böyle bir yaklaşım kafayı çalıştırmamadır, böyle bir yaşam beynini bir başkasına teslim etmedir, (onlar ne kadar isterse o kadar çalıştırmadır) hiç böyle bir şey olur mu peki burada cuzii irade ne role sahip?
Editör: Kadir Üründü