İbadetlerde Ezber Bozulmalı

İbadetlerde Ezber Bozulmalı
KÖŞE YAZISI

İnsanlar niye ibadet eder?

İbadet ihtiyacının kaynağı nedir?

İbadetin amacı, maksadı, hedefi var mıdır? Nelerdir?

Hareketler, ritüeller, lafızlar, kıyafetler ve göstergeler ibadetin bizzat kendisi midir; yoksa ibadetin gerçekleşmesinde taşıyıcı ve koruyucu unsurlar mıdır?

İlmihal kitapları ibadetin erkan ve şartlarını en ayrıntılı şekilde açıklamaktadır.

Kürsüdeki vaiz, ibadetlerin şekil şartlarındaki teferruatı anlatıyor.

Mihraptaki hatip, islamın şartlarının önemini anlatıyor.

Sohbetteki hoca erkandan, mekruhlardan, müstehaplardan sohbeti süslüyor.

Peki ibadetten maksat; hangi ibadetin hangi halet-i ruhiye içinde edası gerektiği hususu merak edilmez mi?

İbadetin kendisi bizzat amaç olamaz. İbadet bir amaca ulaşmanın sadece vesilesi değil midir?

Hele hele ibadetlerin şekil şartlarının ayrıntıları üzerinde hassasiyet gösterip odaklanarak ibadetin kendisini ve maksadını ötelemenin izah edilir tarafı var mıdır?

*          *          *

“Namaz fahşiyyattan ve münkerden nehyeder” buyurulmaktadır kutlu kitapta.

Yani namaz kılanlar, kıldıkları namaz sayesinde haramlardan ve günahlardan uzaklaşırlar.

Yani namaz kılanlar, taşkınlık ve azgınlıktan uzaklaşırlar.

Yani namaz kılanlar, kıldıkları namazlar sayesinde, kötü olandan iyi olana terfi ederler.

Yani namaz kılanlar, kıldıkları namazlar nedeniyle gittikçe ıslah olur ve fesadtan uzaklaşırlar.

*          *          *

Bir mü’min namaz kıldıkça mı takvası artar; yoksa takvası arttıkça mı namazını önemser?

İbadette asl olan nicelik mi; yoksa nitelik mi?

Namazlardaki rekat sayısının fazlalığı, kıraatın uzunluğu mu; yoksa namazdaki tefekkür ve samimiyetin derinliği mi makbul?

Eğer birileri gecenin derinliklerind, uykunun en tatlı olduğu seher öncesinde uykusunu bölerek seccadesine kapanıyor da cimriliğinden, bencilliğinden, enaniyyetinden, asabiliğinden, uyumsuzluğundan vs… bir şey eksiltmiyorsa bir yanlışlık yok mu?

*          *          *

Her ibadet ve alanda olduğu gibi Kerim olan Kitabımızla münasebette de sorun yok mu?

Leyl süresini şöyle bir adam akıllı okusak, anlasak ve kavrayabilsek!

Şems süresini derinlemesine okusak ve üzerinde dura dura düşünsek!

Bir an önce sayfaları göz ve dil ucuyla çevire çevire ‘Hatim’ edip bitirmek işin kolayına kaçmak değil midir?

Ayda, hatta haftada bir-iki Hatim indirmenin Kuran’la sınanmamızda bizi felaha ulaştırır mı?

Bir yılda onlarca hatim, bir ömürde binlerce hatim…

Peki bir ayda, bir yılda, hatta bir ömürde kaç tane ayeti fehim?

Sanki götürü üsulü okunuyormuş gibi bir an önce açtığı  mushafın son sahifesine ulaşmak aceleciliği niye?

Kaç hatim indirdin sorusundan ziyade, kaç mesajı kavradın; kaç hükmün mesuliyetini ifaya koyuldun sorusu daha anlamlı değil mi?

*          *          *

Özün, cevherin korumasız ve kabuksuz olması özün ortadan kalkmasına yol açabilir. Bu nedenle şekil ve görüntü gereksiz ve anlamsız olmadığı gibi elzemdir.

Ancak sıkıntı; özünden boşaltılmış, hedefinden sapmış, anlamını yitirmiş, maksadından uzaklaşmış olduğu halde kabuğun ve görüntünün kutsanmasıdır.

Bu yazı sadece bir giriş oldu.

Bazı sorularla ezber bozup beyni çimdiklemek olarak da okunabilir.

Ya da Mevlana’nın pergel örneğindeki sabit ayağın durduğu yeri gözden geçirmek.