Hoşgörümüz 'AK'samasın!...
Dinlerin ve dillerin hoşgörü içinde yaşadığı, yaşamakta olduğu ve yaşayacağı bir kentin bireyi olma özelliğimiz ile övünür dururuz. Kimi noktalarda aksaklık olan yerleri dışımıza lanse etmeden ortaya koymakta da çok başarılı olduğumuzu söyleyebilirim.
Sahip olduğumuz hoşgörünün en fazla ilgi çekici bölümü, hiç şüphe yok ki dinler arasında yaşanan hoşgörüdür ve bu hoşgörü günümüzde de artarak sürmektedir. Mardinimizin farklı dinlere mensup kitleleri arasında yaşanmış ve yaşanmakta olan bu hoşgörü ortamını dünyaya duyururken eminim ki her Mardinlinin göğsü kabarmaktadır.
Gel gelelim farklı dillere mensup Mardinliler arasında yaşanmış ve yaşanmakta olan hoşgörü ortamına. Bu ortam da hiç şüphesiz ki ve bugünkü haliyle, dünyanın neresinde olursa olsun farklı kültürlerin bir arada yaşadığı ortamlara örnek teşkil edecek niteliklere sahiptir. İşin bu tarafı elbetteki güzeldir ama bu güzellik yaşanmış olan ve yaşanmakta olan bazı aksaklıkları kendi içimizde örtmek için yeterli değildir.
Mardinimizde konuşulan diller açısından en büyük pay, Kürtçe ve Arapça dilleri etrafında şekillenir. Örneğin Mardin merkezinde Arapça baskın iken, Mardin’in en büyük ilçesi olan Kızıltepe’de Kürtçe baskın dil olarak kendisini göstermektedir.
Söz konusu olan aksaklıklara gelince;
Türkiye’nin birçok ilinde yaşanan il-ilçe rekabetleri çoğu zaman Kızıltepe ile Mardin arasında da yaşanmaktadır ve işin kötü tarafı, bu rekabetin temel nedenine konuşulan diller oturtulmaktadır ki bu kocaman bir yanlıştır ve bu yanlışın en büyük ispatı olarak da kendi şahsımı gösterebilirim. Benim evimde konuşulan dil arapçadır, Kızıltepe’de doğup büyüdüm ve evimde konuşulan dilden dolayı bu güne kadar en ufak bir rahatsızlık görmedim. Kürtçenin baskın olduğu Kızıltepe’de Arapça konuşan biri olarak bugüne kadar rahatsızlık görmemiş olmam, Kızıltepe ile Mardin arasında zaman zaman yaşanan olumsuzlukların konuşulan dillere dayandırılamayacağına bir ispattır.
Kitlelerin konuştuğu diller arasında bir problem yoktur ve doğrusu da olmamalıdır ancak kimi zamanlar gerek bürokratik, gerek siyasi ve gerekse maddi rant elde etmek amaçlarına bu dilleri alet etmek çabası içerisinde olanlar vardır ve emin olun ki bu zat-ı muhteremlerin sesleri, sayılarından çok daha gür ve fazla yansıtılmaya çalışılmaktadır.
Sayıca çok az oldukları halde çoğunluğu rahatsız edebilen bu yanlış anlayışın bir ürünü olarak karşımıza çıkan ve Kızıltepelinin adeta bilinçaltına yerleşen ya da yerleştirilmiş olan Bajarilik Kültürü de bu azınlığın yaratmış olduğu bir olumsuzluktur. Çoğu zaman siyasi arenalarda hortlatılan bu olgu, siyasi partilerin karar vericilerini de yanıltmakta ve bu yanılgıların yansımasıyla karşı duruşlar daha da güçlenmektedir.
İşte böylesi zamanlarda Araplık – Kürtlük hisleri ön plana çıkmakta ve bu durum şehrimizde yaşanan hoşgörünün aksayan ayağı olarak ortaya çıkmaktadır. Bilerek ya da bilmeyerek, siyasi partiler de bu olumsuzluğun yaşanmasına katkı sağlamış olmaktadır.
Değerli okurlarım;
Mardinimizin büyük şehir statüsünü kazanacağı ve iktidar partisinin il başkanlığı tespitini yapmaya çalıştığı şu günlerde, kulağıma gelen bazı hesaplardan duyduğum rahatsızlık aslında Mardinimizin geleceğine yansıyacak olan bir rahatsızlıktır ve iktidar partisi bu hesaplara asla alet olmamalıdır. Gerek il başkanlığı tespitinde desteklenecek kişi ve gerekse büyük şehrin sınırlarını belirleme çalışmalarında kullanılacak argumanda, asla ve asla Araplığın ya da Kürtlüğün yeri olmamalıdır. Zira böyle bir yanlışın yapılması durumunda övünerek anlattığımız hoş görümüzde de büyük kayıplar yaşarız ve bu kayıpları asla izah edemeyiz.
Kulağıma gelen söylentilerin aslı astarı olmayan laflardan ibaret olmasını umarken iktidarı elinde bulunduran Ak Parti’nin bu iki önemli konuda da dikkatli ve sorumluluk hissiyatıyla davranacağına inanıyorum.
Dinler arasında yaşanan hoşgörü ortamımızın diller arasında da aksamadan sürmesi ümidiyle saygılar sunarken liyakat ölçüsü Araplık, Kürtlük, Mardinlilik (Bajarilik), Kızıltepelilik, Nusaybinlilik ya da Midyatlılık olmaktan ziyade ilimizdeki bütün dil ve kültürleri sadakatle kucaklayabilecek dirayet ve yeterliliğe sahip olacağına dair inancımla Ak Parti’nin yeni il başkanlığı tespitinde bütün adaylara başarılar diliyorum.