Hicret
Hicret...
Terk etmek ve ayrılmak manasıyla düşünüldüğündehicr, kişinin bedenen veya kalben yer değiştirmesidir.
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (sav,) HiraNur Dağı’ndan yayılan ‘’İKRA*’’ (OKU!) nidası ile başlayan nübüvvet görevi; Mekke’de putperestliğin, haksızlığın ve cehaletin zirve yaptığı bir dönemdetevhidî bir mücadeleyedönüşüyordu.Dayanılması çok zor şartlar altında çetin mi çetin geçen bu mücadele Efendimiz’in (sav) en yakını olan, onu koruyup kollayan, İslam dinine ilk iman eden, canıyla ve malıyla hep yanında olan Sevgili Eşi Hz. Hatice (ra) ve Amcası Ebu Talib’in vefatlarına müteakip üç yıllık Müslümanlara uygulanan boykot, yapılanişkenceler vemaruz bırakılan açlıkla en temel yaşam şartları bile gerçekleşmeyecek bir hal alıyordu.
İşte tam da böyle bir ortamda Efendimiz (sav) Taif’e gitmeye karar verir. Tevhidi mücadele devam etmekle beraberTaifliler de Mekkeli müşriklerin azgınlığından geri durmaz. Onların hidayet ve kurtuluşları için uğraşan Sevgililer Sevgilisi, hiç hak etmediği bir muamele ile karşılaşır ve mübarek bedenleri maalesef ki taşlanır. Taif’ten de eli boş dönen Efendimiz (sav) Mekke yolunda, Akabe mevkiinde tanıştığı bazı Yesriblilerle adeta teselli bulur. Evs ve Hazrec kabilelerinden oluşan bu heyet Yesrib’e (MEDİNE) döner ve bir sene sonra Efendimizi de Yesrib’e davet ederler.
Yesrib’de Yahudilerin kışkırtmaları ile Evs ve Hazrec kabileleri sık sık savaşıyordu. Genellikle her iki taraftan da ağır kayıplarveriliyordu. Efendimiz’in Hz. Ebu Bekir (ra) ile birlikte Yesrib’e hicreti ile birlikte Yahudilerin kirli oyunları da artık hükmünü yitiriyordu. Yesrib artık Medine- i Münevvere idi. İslamın ilk başkentiydi.Evs ve Hazrec kabileleri arasındaki husumetin bitmesiyle Mekke’den hicret eden Muhacir kardeşlerine Medineli Müslümanlar evlerini açmış, mallarını paylaşmış ve artık Medineliler ‘ENSAR’ olmuşlardı, bir diğer ifadesi ile ENSAR ve MUHACİR Müminler kardeşlik ahdi ile gönül beraberliği kuruyordu.
Hz. Ömer (ra) hilafeti döneminde yani hicretten 17 yıl sonra miladi 639 yılında Hz. Ali’nin öncülüğündeki sahabenin ortak karar ve istişaresi sonucu hicret, Müslüman aleminin takvim başlangıcı olarak kabul edildi.
Bu denliönemli bir olayın neticesinde ortaya çıkmış ve tamamıyla Müslümanlık alameti kokan bu takvim için gelin çarşıya pazara çıkalım;okullardaki öğrencilere veya camii cemaatine soralım :
‘’HİCRİ TAKVİM İLE İLGİLİ BİLGİ BİRİKİMLERİMİZİ ORTAYA KOYAR MISINIZ?
Veya KAÇ KİŞİ HİCRİ 12 AY’I SAYABİLİR?’’
Evet, sevgi okurlarım...
Muharrem ayını idrak ettiğimiz ve hicrî yılbaşını geçirdiğimiz bu zamanlarŞehrullah-Allah’ın ay’ı- anlamına gelir ki bu ayda ilahi bereket feyiz ve ihsan pınarlarının coştuğu, öte yandanEfendimiz’in (sav) torunlarından Hz. Hüseyin ve yetmişe yakın dava arkadaşlarınınKerbela'da şehit edildiği hazin bir aydır. Tabi başka önemli olaylar bu ayda gerçekleşmiş.
Hicretin tarihçesi böyleyken Efendimize (sav) Mekke’nin liderliğini, makamını, en güzel kadınını ve parayı teklif ettikleri halde O (sav), hakkı seçti ve elinin tersiyle bu cazip teklifleri reddetti. Onun bu yüksek dava ahlakıyla yetişen ve Ona mihmandarlık yapanEyyüp El Ensari Hazretleri doksan küsür yaşına bakmadan İstanbul’a şehit olma arzusu ile hicret etti. Peki Hz. Hüseyin (ra)’in Kerbela çölünde ne işi vardı şehit oluncaya kadar aç ve susuz bırakıldı. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Acaba bizim hicretimiz nasıl olmalı?
Gelin günümüz penceresinden olaylara bakalım: Namaz kılmayan kardeşimizi namazla buluşturup hicretine vesile olalım. Tesettüre aykırı giyinen bir kardeşimizi İslam'ın emrettiği gibi tesettürle buluşturup hicretine vesile olalım.Faize bulaşmış kredi girdabı ile inim inim inleyenbir kardeşimizin elinden tutup hidayet yolunda hicretine öncü olalım. Sosyal medya tehlikelerine karşı gençlerimizi faydalı ve yararlı bir nesil olmaları için ahlaki boyutta hicret etmelerine zemin oluşturalım. Ailemizi TV dizilerinden kurtarıp sohbet ve muhabbetle ikliminde dinî ortamlara hicretlerine destek olalım.Gelin hep birlikte günahlarımızdan tövbe edip yüce Rabbimizin affına , mağfiretine hicret edelim. Ümmeti Muhammed (sav) için ülkemiz için milletimiz için çocuklarımız için gelin duada Rabbimize hicret edelim. Değil mi ki Rabbimiz şöyle buyurmuştur: “De ki eğer duanız olmazsa Rabbinin katında ne ehemmiyetiniz var.”
SELAM VE DUA İLE...
ŞÜKRÜ YAVUZ